Fransa'daki emeklilik reformu protestolarındagözünden yaralanan ve yüzde 100 görme kaybı riskiyle karşı karşıya olan Anadolu Ajansı (AA) Foto Muhabiri Mustafa Yalçın, yaşadığı süreci Sputnik’e anlattı. Bir gözünde yüzde 100 görme kaybının kalıcı olma ihtimali bulunduğuna işaret eden Yalçın “Yaşanan hadisenin ardından zorlu bir süreç var önümde. Alanında uzman 3 uzman doktor, gözün yerinde kalması için operasyonuma girdi. Ancak retinanın birleştirilmesi de dahil olmak üzere zorlu bir süreç bekliyor beni. Gözümün eski halini alması maalesef olası gözükmüyor. Bana söylenenlerin yüzde 90’ı olumsuz, yalnızca yüzde 10 olumlu. Gözümün eski halini alamayacağı kesin. Ölmüş birisinin gözünün sağlam kısmının gözüme yerleştirilmesi bile değerlendirilen ihtimaller arasında. Ancak bunun yapılabilmesi için bile gözün gözümde zedelenen kısımlarının düzelmesi gerekiyor. Yani aylar değil yıllar alabilecek bir süreçten bahsediyoruz. En iyi senaryoya göre, belli ölçüde görme yetimi yeniden kazanacağım, en kötü senaryoya göre de yara alan gözümdeki yüzde 100 görme kaybı kalıcı olacak” dedi.
‘Polis, plastik patlayıcıya benzeyen, ateşli olmayan ancak tahribat gücü çok yüksek patlayıcıyı kullandı’
Yaralandığı esnada, Fransız polisinin kullandığı, son derece dayanıklı Alman malı bir kask taktığına ve güvenliğine azami önem gösterdiğine işaret eden Yalçın “Olay, Paris’te bulunan Republique Meydanı’na 100 metre uzaklıkta gerçekleşti. Önce göstericiler MOBESE dediğimiz kameraların bulunduğu trafik lambalarını yakıp yıkmaya başladı. O esnada bir köşeden alev yükseldi. Bir römork içinde patlayıcı madde olduğunu söylediler. Ben de o noktadan uzaklaşarak bir binanın girintisinde vücudumun belli kısmını saklamaya çalışarak olayları fotoğraflamaya devam ettim. Benim kapısının önünde bulunduğum binanın hemen bitişiğinde bir başka kapı vardı. O kapının arkasında polisler saklanıyormuş. Göstericiler oradaki polisleri fark edince taşlar saldırıya geçti. Tahminimce sıkışan polis de plastik patlayıcıya benzetilebilecek ateşli olmayan ancak son derece yüksek zarara sebebiyet veren patlayıcıyı kullandı ve bu maalesef gözüme isabet etti” ifadelerini kullandı.
‘Birinci sınıf bir kask ve maske takıyordum, bu olay bu kadar yüksek güvenliğe rağmen gerçekleşti’
Yüksek güvenlik önlemi almasına rağmen büyük zarar gördüğüne işaret eden Yalçın “Şu aşamada net bir şey söylemek doğru olmayacak ama yaşananların kaza olduğuna inanıyorum. Ancak yanlış hatırlamıyorsam, BM de Fransız polisini beni yaralayan bu patlayıcıyı kullandığı için kınamıştı. Ancak işin şaşırtıcı kısmı, olay gerçekleştiği esnada son derece korunaklı olmam. Tersine, Alman yapımı ve Fransız polisinin de kullandığı bir kask ve gaza karşı koruyan bir maske kullanıyordum. O kaskın ön camı, basit bir taşla kırılmayacak kadar dayanıklı, mika benzeri bir maddeden yapılmıştı. Yani ancak bir çekiçle ancak kırabileceğiniz cinstendi. Böyle bir kaska rağmen bu denli büyük zarar gördüm” diye anlattı.
‘Fransız hükümetinin daha çok kar için yaptığı eylemler daha büyük zararlara yol açıyor’
30 yıllık meslek hayatında pek çok çatışma bölgesinde de görev yaptığını aktaran Yalçın “30 yıllık muhabirim. Irak’ta, Saraybosna’da ve dünyanın çeşitli bölgelerinde bulundum. Hatta Saraybosna’da Sırp keskin nişancılar tarafından bacağımdan vuruldum. 2005’ten bu yana da Fransa’da görev yapıyorum. Sarkozy döneminde bile bu kadar kontrolünden çıkmış protestolara denk gelmedim. Güzelim Paris’in bu hale gelmesi çok üzücü. Malum, global bir ekonomik resesyon ve kötüye gidiş var. Elbette Fransa da bundan nasibini alıyor. Ancak Fransız yönetiminin daha fazla kar elde etmek için gerçekleştirdiği eylemler, kendilerine daha büyük zarar olarak dönüyor. Bu yüzden yetkilerin bu gösterilerin önüne geçmek için çok iyi düşünmeleri gerek. Neticede zarar verilen kamu malları da yine halkın vergisinden ödeniyor ve yine Fransa kaybediyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘Türkiye’den destek büyük oldu, Fransız yönetiminden ne bir açıklama ne bir mesaj geldi’
Yaşanan olayla ilgili soruşturma başlatılacağına işaret eden Yalçın “Ben Fransa’dan sigortalıyım. Sigortaya karşı sorumluluğum ve gerekli prosedürler var. Bu yüzden olayla ilgili tahkikat, ben istemesem bile, başlatılacaktır ki elbette gerekli soruşturmanın başlaması için gerekeni yapacağım. Ancak şu aşamada öncelikle kendimi ve iyileşmeyi düşünüyorum. Zira yaşananlar benim açımdan halen çok sıcak. Olayın ardından 2 gün telefonda bile konuşma şansım olmadı” dedi.
Yaşadığı zorlu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk hükümetinden kendisine yönelik pek çok destek mesajı geldiğini aktaran Yalçın şunları söyledi:
“Bu süreçte şahsıma yönelik destek hiç tahmin edemeyeceğim boyutlardaydı. Başta Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şenol Kazancı, kurumumuzun yetkilileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk hükümet yetkililerinin yanı sıra, Fransa ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki meslektaşlarımdan çok büyük destek gördüm. Kendilerine müteşekkirim. Yüzlerce mesaj aldım, bu destek beni çok mutlu etti. Ancak üzüldüğüm ve şaşırdığım bir husus oldu. Ben Franko Türküm. Yani çifte vatandaşım. Normalde herhangi bir göstericinin bile başına bir şey gelse Fransız hükümetinden açıklama gelir. Ancak Fransa yönetiminden benim durumuma ilişkin şimdiye dek ne bir açıklama ne bir ‘geçmiş olsun’ mesajı gelmedi. Sebebini bilmiyorum ancak çok üzüldüğümü ve şaşırdığımı söyleyebilirim."