Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bilkent Üniversitesi'nde Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında düzenlenen 'Her İnsan Bir Dünya' temalı programda açıklamalarda bulundu.
Sözlerine "İnsanları cinsiyetine, ırkına, rengine, diline, inancına göre ayrımcılığa tabi tutmak bu zulüm araçlarından biridir. Bizim inancımızdan Rabbimizin muhatabı tektir, o da insan. Bunun dışındaki tüm ayrımlar sunidir. Elbette kimi uzun boylu, kimi kısa boylu, kimi zayıf kimi kilolu gibi fıtrattan kaynaklanan farklılıklar olabilir. Bunlar öz ile ilgili değildir" diye başlayan Erdoğan, şöyle devam etti:
Ülkemizin meşru terörle mücadele hakkını insan hakları altında eleştirenlerin soykırımdan sömürgeye kadar her türlü utanç verici hadiseler mevcuttur. Dünyanın neresinden mazlum, mağdur varsa tüm gücümüzle onların yanında yer aldık, alıyoruz. Onurlu duruşumuzda örnek oluyoruz.
Sessiz devrim dediğimiz reformlarla vatandaşlarımızın hayat seviyesini yükselttik, ülkemize çağ atlattık. Yasakları kaldırdık, özgürlük alanlarını genişlettik. Demokrasimizin üzerindeki vesayet gölgesine son verdik. Dini azınlıklara ait vakıfların mallarını iade ettik. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile insan hakları alanında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnsani Gelişim Endeksi'nde Türkiye çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer alıyor."
Erdoğan, açıklamalarının devamında gazeteci Deniz Bayramoğlu'nun gençler adına yönelttiği soruları yanıtladı:
- Cumhurbaşkanı olmak için neye sahip olmalı?
Hak, hukuk, adalet bizim olmazsa olmazımızdır. Bir liderin de dikkat etmesi gereken konu budur. Bu üç kavram da adeta insanlığın tüm meseleleri saklıdır. Biz yola çıkarken ülkemizin ayağa kalkışını eğitim, sağlık, adalet, emniyetle sağladık.Göreve geldiğimizden bu yana tırmanışımızın arkasındaki en büyük sebep bunlardır. İşin ekonomik boyutu var. Geldiğimiz mesafeler ortada. Türkiye'yi dünyada ilk 10'un içerisinde sokmak hedefimiz. G20 Zirvesi üyesi ülkelerinden birisi olursak bunlar da bu gayretle oldu.
'Putin ve Trump'ın gizli ajandası yok'
- Beğendiğiniz liderler kimlerdir?
Ben bunu geçmişinden bugüne bakmak gerekir. Her şeyden önce bizim için rehber diye baktığımızda geçmişten bugüne dediğimizde tek önderimiz sevgili peygamberimizdir. Adaletin timsali olarak Hz. Ömer çok önemli. Osmanlı'da Selçuklu'da örnek liderlerimiz. Gazi'nin dönemi var. Bunlar dönemlerin inşasını temin etmişler, damgalarını vurmuşlar. Bu şu anda yaşayan liderler noktasına baktığımızda şu andaki liderlerle oturuyoruz, konuşuyoruz dara zora giriyoruz. Bölgesel olarak öyle liderler var ki gerçekten gizli ajandası yok, öyle liderleri var ki gizli ajandası var. Körfez'de genç dinamik olmasıyla ilgili Şeyh Temim'i beğenirim. Avrupa'da ciddi manada lider krizi var. Avrupa'da şu lider örnektir diyemiyorum fakat başbakanlığımın ilk dönemlerinde Almanya'nın Şansölyesi Schröder'dir. Almanya için önemli bir liderdi. İtalya'da Berlusconi beğendiğim liderlerden biri olmuştur. İtalyanlarla işbirliğini o dönemde çok başarılı götürdük.
Aynı şekilde bu dönemlere baktığımızda işbirliği yapma gücü itibariyle de İtalya'da Berlusconi ile attığımız adım, Afrika'ya doğru uzandığımızda işbirliği yapma noktasında olduğumuz ya da olabileceğimiz liderler var. Afrika hala bunun farkında değil. Son dönemde de seversiniz sevmezsiniz, Sayın Trump bu noktada önemli bir isim. Gizli ajandası yok, ne biliyorsa onu çok net söyler. Bana karşı da açık ve net söyler ben de kendisine karşı açık ve net söylerim. Bir diğer isim de Rusya Devlet Başkanı Putin'dir. O da bu noktada aynı şekilde ikili görüşmelerimizde gizli ajandamız birbirimize karşı yok, attığımız adımları açık ve net oyunlarımızı oynuyoruz, adımlarımızı atıyoruz. Bölgede barışı beraber sağlayacağız. Avrupa'da şu anda ciddi manada bir lider krizi, boşluğu var. 'Avrupa'da şu lider örnektir' diyebilecek cesareti bulamıyorum.
'Boris Johnson'da bir Türklük var ya, Çankırı'dan gidiş var, çok açık oynuyor'
(İngiltere'de düzenlenen dörtlü zirve) Bu dörtlü zirvede de Almanya, İngiltere, Fransa ve şahsım hazır bulunduk. Çok açık ve net ne söylediysem her zaman, bunu orada gündeme getirdim. Zaten İngiltere Başbakanı Boris Johnson bu noktada çok açık ve samimi bir insan. Biraz Türklük var ya, Çankırı'dan gidiş var. Çok açık oynuyor. Oradaki görüşmemizde bunu o da ortaya koydu. Ertesi gün de zirvede görüşmelerimizi açıkça paylaştık. Ayrıca ikili görüşmelerimiz oldu.
- Libya konusunda ne gibi adımlar atılabilir? Asker gönderilecek mi?
Ülkelere bunların bilgilerini sürekli veriyoruz. Asker gönderme konusunda Rusya'dan bir güvenlik şirketi söz konusu. Bu şirket oraya güvenlikçilerini göndermiş durumda. Libya bizden böyle bir talepte bulunursa biz Libya'ya da aynı şekilde elemanlarımızı yeteri derecede neyse gönderebiliriz. Bunlar bizimle böyle bir güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra bir engel söz konusu değildir.
Almanya senin sınırın var mı? Fransa, İngiltere senin? Bizim orada 911 km sınırımız var. Biz sürekli taciz ediliyoruz. Bizim şehitlerimiz var tabii ki de orada olacağız. Siz ne zaman çıkarsanız, biz de bu teröristlerden orayı ne zaman temizlersek o zaman çıkacağız. Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bizim mevcut topraklarımız bize yeter.
'Nobel ideolojik davranan bir kurumdur'
(Nobel Edebiyat Ödülü'nün Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verilmesi) Bu çok önemli bir sınavdı ve Nobel ne olduğunu ortaya koydu. Nobel kendini tüketmiş, kendini bitirmiştir. Nobel tamamıyla ideolojik davranan bir kurumdur. Benim için Nobel'in hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Böyle bir zalime ödül vermekle buna ortak olmuştur. Bu tür bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Bu adamın destek verdiği adamlar hepsi mahkûm edilmiş kişiler. Bu kişilere methiyeler düzen birine ödül veriyorsanız sizin artık uluslararası camiada takdir edilecek hiçbir tarafınız kalmamıştır demektir. Bana Nobel ödülü verilirse almam.
Bu sadece şu anda verdikleri ödül değil, bundan önceki verdikleri ödüllerde de hep bunlara dikkat etmişlerdir. Mesela Türkiye'den kalkmışlardır teröriste ödül vermişler. Niye? Mantık budur, anlayış budur. Bundan sonra da yine bunlar bu şekilde devam edeceklerdir. Örneğin Aziz Sancar hocamıza vermiş oldukları ödülde orada tartışılacak herhangi bir şey söz konusu değil. Niye? İlmiyle bir defa temayüz etmiş olan bir hocamızdır. Biz de alkışlarız, biz de takdir ederiz. Ama kalkıp da böyle teröristleri kendi romanına vesairesine yansıtan orada onu kullananları siz Nobel'e layık görürseniz, bizim de sizi tanımamız zaten mümkün değildir.
Türkiye'den bugüne dek iki kişi Nobel ödülü alabildi. Bunlardan biri Orhan Pamuk, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Diğeri de Prof. Dr. Aziz Sancar, 2015 yılında Nobel Kimya Ödülü'nü kazandı.
- Kararlarınızı nasıl alıyorsunuz?
İki ayaklı bir istişare sürecim var. Kabinem ve partimin MKYK'sı. Tek adam havaları falan yapıyorlar, ben tek adam olarak Türkiye ve dünyaya yetmem.
'KYK borçları silinecek mi' sorusuna yanıt: Öğrencilerin lehine bir adım atacağız
- KYK borçları silinecek mi?
Gündemimizde. Bütçe görüşmelerinden sonra masaya yatırıp öğrencilerin lehine bir adım atacağız. Burada özellikle kredi konusundaki derdimiz bursu her müracaat eden alıyor. Kredi olayı farklı. Borçlu olanların tamamiyle bu borçların silinmesi beklentisi olacaktır. O zaman kredi ya kalkacaktır burs verme noktasına gidilecektir. Değerlendirmesini yapıp o adımları atacağız.