Alaattin Aktaş, Dünya gazetesinde 'Merkez, Hazine’yi daha çok fonlamaya hazırlanıyor' başlığıyla yayımlanan yazısında "Merkez Bankası bu yıl Hazine'ye destek üstüne destek sağladı. Kar erken devredildi, ihtiyat akçesi aktarıldı. Şimdi sırada 2020 yılı desteği var. Merkez Bankası Hazine'yi daha fazla fonlamanın yolunu açtı; ama bunu yaparken adeta gizlemek istercesine tutar ifade etmeden analitik bilançoya endekslenmiş bir oran açıkladı. İşin özü, Merkez Bankası Hazine'yi bu yıla göre daha fazla kağıt alarak daha fazla fonlayacak. Artacak tutar daha şimdiden 13 milyar lira" ifadesini kullandı.
Aktaş şöyle devam etti:
"Merkez Bankası 2020 yılı para ve kur politikası metnini yayımladı ve görüldü ki önümüzdeki yıl Hazine’ye nasıl daha fazla kaynak aktarılır, bunun mekanizması kuruluyor.
'2019 yılı için nominal 18.9 milyar lira olarak belirlenen TCMB açık piyasa işlemleri portföy nominal büyüklüğünün, 2020 yılında azami TCMB analitik bilanço aktif toplamının yüzde 5’i olarak belirlenmesi; 2020 yılında vadesi gelecek nominal 5.2 milyar liralık kısım dahil olmak üzere söz konusu hedefe ulaşmak üzere doğrudan alım işlemlerinin gerçekleştirilmeye devam edilmesi...'
İlk cümleye dikkat
2019 yılında 18.9 milyar lira olan açık piyasa işlemleri nominal büyüklüğünde 2020 yılı için bir tutar hedefine yer verilmiyor ve bu büyüklük, adeta gizlenmek istenircesine analitik bilanço aktif büyüklüğünün yüzde 5’ine bağlanıyor.
Analitik bilançonun aktif büyüklüğü şu günlerde 630 milyar lira dolayında. Bu tutarı bile esas alsak, APİ portföy büyüklüğü 31.5 milyar liraya kadar çıkabilecek demektir. Doğal olarak analitik bilanço büyüdükçe söz konusu tutar da artacak.
Merkez Bankası’nın APİ portföy büyüklüğünün 18.9 milyar liradan en az 31.5 milyar liraya çıkacak olması doğrudan ya da dolaylı olarak Hazine’nin fonlanması anlamına geliyor.
Merkez Bankası’nın 2019 yılı para ve kur politikası metninde bu ifade nasıl mı geçiyordu, onu da bir karşılaştırma yapılabilmesi açısından aktaralım. Açıklamanın tarihini de verelim, 5 Aralık 2018.
Görüldüğü gibi geçen yılki metinde bu yıl için belli bir tutara işaret ediliyor; bu yıl ise 2020 için analitik bilançoya oranlanan tutara...
Merkez Bankası bu yıl elindeki tüm olanakları kullanarak Hazine’yi desteklemişti. Kar payı Hazine’ye erken verildi, yıllardır el sürülmeyen ihtiyat akçesi aktarıldı. 2020 için bir ek daha gündeme geldi ve Merkez Bankası’nın Hazine’den doğrudan ya da dolaylı bir şekilde daha fazla kağıt almasının yolu açılmış oldu.
Merkez, 2020’de daha hızlı karar almaya çalışacak
Merkez Bankası’nın 2020 yılı para ve kur politikası metninde dikkati çeken önemli bir değişiklik de Para Politikası Kurulu toplantı sayısının artırılması Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, 2020 yılında Para Politikası Kurulu’nun on iki kez toplanacağı belirtildi. Merkez Bankası Yasası’nda yapılan değişiklikle bankaya yılda en az sekiz kez olmak üzere toplantı sayısını dilediği gibi belirleme yetkisi tanınmıştı.
Geçen yıl ve bu yıl sekizer toplantı yapıldı. 2020 için ise eskiden olduğu gibi yine on iki toplantı yapılması kararlaştırıldı.
Merkez Bankası 2021’in ilk üç toplantısının tarihini de şimdiden açıkladı. Para Politikası Kurulu 2021’in ilk üç toplantısını 21 Ocak, 18 Şubat ve 18 Mart tarihlerinde yapacak.
Toplantı sayısı neden artırıldı?
Bu soruya yanıt vermeden önce toplantı sayısının 2018 yılında neden on ikiden sekize indirildiğine bakmakta yarar var.
Dönemin Merkez Bankası yönetimi, açıkça ifade edilmese de, her ay toplantı yapılmasından dolayı bankadan sürekli yeni faiz kararı beklenmesini istemiyordu. Bu amaçla hareket edilerek bu beklentiyi kırmak, daha dingin bir faiz ortamı yaratmak amacıyla toplantı sayısının aşağı çekilmesi uygun bulundu.
Ancak Türkiye ekonomisi dingin gitmiyordu ki... Ne enflasyon, ne üretim, ne satışlar... Hiçbir göstergede yataya yakın bir gidişten söz edilemiyor. Dolayısıyla Merkez Bankası faizde aşağı ya da yukarı yönlü bir karar aldıktan sonra yeni oranı değiştirmeyi gerektirecek koşullar ortaya çıktığında ya bir sonraki toplantıyı beklemek gerekiyor ya da olağanüstü bir toplantıya gitmek.
Öyle anlaşılıyor ki son iki yılda bu sıkıntı yaşandı. İşte o yüzden de 2020 yılında her ay toplantı yapılması kararlaştırıldı.
2020’de küçük hareketler göreceğiz
Kasım ayı fiyat artışının beklenenden düşük gelmesi ve yıllık oranın yüzde 10.56’da kalması, aralıktaki artışla birlikte yılın yüzde 12 olarak tahmin edilen orandan düşük kapatılması olasılığını artırdı. Önceki gün de belirttiğimiz gibi bu yıl TÜFE’de yüzde 11.50-12.00 arasında bir gerçekleşme göreceğiz gibi.
Dolayısıyla Merkez Bankası’nın eli 12 Aralık’taki toplantı öncesinde sanki biraz daha güçlendi. Merkez Bankası 12 Aralık toplantısında faizi iki puan aşağı çekip yüzde l2’ye indirebilir.
Yüzde 12’nin altı, 2020’de faiz artırımını gerektiren bir düzey demektir. Merkez Bankası da faizi yeniden artırmak durumunda kalmak istemeyeceği için bu oranın altına inilmesi pek söz konusu olmaz gibi görünüyor.