İstanbul'un barajlarındaki doluluk bugün yüzde 35.65'le son 10 yılın en düşük seviyesinde. Daha önce 10 yıllık dönemde ölçülen en düşük doluluk 2016 yılının aynı tarihinde yüzde 37.33'tü. Yine 10 yıllık dönemde ölçülen en yüksek doluluk oranı ise yüzde 70.57 olmuştu.
'Kış kuraklığı İstanbul için tehlikeli'
Kış kuraklığının İstanbul için tehlikeli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Tabii su yılının başı 1 Ekim. Aralık ayına girdik. Geçtiğimiz iki ayda fazla yağış almadı İstanbul. Aralık ayı ile beraber yağış aldık. Şimdi İstanbul, Akdeniz iklimine sahip bir şehir. Akdeniz ikliminde kışları yağış olur. Kış kuraklığı bizim için tehlikelidir. Ama tabii Aralık ayının birinci günü meteorolojik olarak da kışa girmiş oluyoruz. Yani kış daha yeni başladı. Astrolojik olarak da 21 Aralık’ta kış başlıyor. Böyle mevsimlerin başlangıçları var. Şimdi bu yağışlar tabii nereye yağdığı çok önemli. İstanbul’un su havzası Melen’den Istranca’ya kadar. Genellikle Trakya’ya yağış olmadı ama Melen tarafına yağış oluyor. İstanbul’un bir kısım suyu oradan temin edilebilecek" şeklinde konuştu.
‘Az kar yağışı ve az kış’
‘Trakya, Ege, Akdeniz kıyıları kurak görünüyor’
‘Şehirlerimizin kuraklıkla mücadele planı yok’
"Nasıl ki biz 1 Ocak’ta mali yılbaşı yapıyoruz, parayı bütçe ile yönetiyoruz. 1 Ekim’de su bütçesi yapmamız lazım. 1 Ekim su yılbaşısı ve her şehir, Türkiye’de kuraklık mücadele planı yapması lazım" diyen Prof. Dr. Kadıoğlu, "Baktık ki suyumuz yüzde 10 az, bütçede açık verdik, yüzde 20 açık verdik, kuraklıkla mücadele planına göre şehirler bazı tedbirleri yürürlüğe koyması lazım. Kuraklıkta risk yönetimi vardır, kriz yönetimi yoktur. Su bittiği zaman yapacak bir şey kalmaz. O yüzden Türkiye’de benim gördüğüm eksiklik, şehirlerimizin kuraklıkla mücadele planı yok. Kuraklıkla mücadele sadece tarımda var. Aslında şehirlerin de olması lazım" diye konuştu.