Açıklamalarının önemli bölümünü Türkiye ile ilişkilere ayıran Macron, Türkiye'yi IŞİD'in vekilleriyle çalışmakla suçlayıp yapacakları toplantılarda Ankara'nın bu müphemliği netleştirmesi gerekeceğini savundu.
Fransa Cumhurbaşkanı, Ankara'nın PKK'nın Suriye'deki devamı kabul ettiği, müttefikleri tarafından 'terörist' olarak tanınmasını istediği ve Suriye'de hareket düzenlediği YPG üzerinden şu iddiaları dile getirdi:
"Bugün ortak düşman terörist gruplardır. Bunu söylediğim için üzgünüm, ama masada ortak bir terörizm tanımı yok. Türkiye'ye baktığımda, bizimle omuz omuza IŞİD'e karşı savaşmış olanlara karşı savaşıyorlar ve bazen IŞİD'in vekilleriyle birlikte çalışıyorlar."
Trump 'IŞİD savaşçılarını almak ister misin?' diye sordu, Macron 'Ciddi olalım' dedi
Diğer yandan Trump'ın Suriye'deki Fransa vatandaşı savaşçıları Fransa'ya geri getirmesi çağrısını savuşturan Macron, lafı dolandırarak, bunun öncelik olmadığını, hala tümüyle yenilmemiş IŞİD'in tamamen bitirilmesine odaklanılması gerektiğini anlattı.
Trump, "Birkaç güzel IŞİD savaşçısı ister misin? Onları sana verebilirim. İstediğini alabilirsin" teklifinde bulundu. Macron da anında "Ciddi olalım" diyerek konuşmaya başladı: "Obölgede çok sayıda savaşçı var. Suriye'den, Irak'tan bölgeden gelen çok IŞİD’li savaşçı var. Avrupa'dan da savaşçıların gittiği doğru. Ama o bölgedeki problemimizin küçük bir kısmı. İlk numara önceliğimiz, IŞİD'den kurtulmak olduğunu düşünüyorum çünkü bitmediler. Bu bizim ilk önceliğimiz ve henüz yapamadık. Bunu söylediğim için üzgünüm. O bölgede hala (IŞİD) savaşçıları var. Suriye'de ve şimdi Irak'ta sayıları artıyor ve bölgedeki istikrarı sağlamak için işimizi daha zorlaştırıyor. İkincisi, bu yabancı savaşçıların bazıları yaptıklarından dolayı Irak'ta yargılandı. Bu olaylara vakalar üzerinden yaklaşıyoruz. Çocuklar için daha insani bir yaklaşımı benimsiyoruz ve olaylara vakalar üzerinden yaklaşıyoruz. Ama benim için ilk önceliğim IŞİD'le savaşı bitirmek. Ve hata yapmayın. İlk önceliğimiz yabancı savaşçılar değil. Bölgedeki IŞİD'li savaşçılar. Ve bugün içinde bulunduğumuz durum nedeniyle sayıları her gün artıyor."
Bunun üzerine ABD Başkanı, "İşte bu yüzden kendisi büyük siyasetçi, çünkü bu hayatımda duyduğum en muhteşem yanıt vermemelerden biriydi ve bence sorun yok" esprisini yaptı.
Macron, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "İki şeyi netleştirmeye ihtiyacımız var" diye seslenerek şunları sıraladı:
"Tüm liderlere saygım var ama benim hakkımda kötü şeyler söyleyenlere bir şey diyemem. Ancak Türkiye'den netlik istiyorum. Hem NATO üyesi olup hem S-400 almak nasıl mümkün oluyor? Bu teknik olarak mümkün değil. ABD Patriot vermediyse, Türkiye, Avrupa'nın NATO'ya uyumlu füze sistemlerini alabilirdi. Ama bunu almamayı Türkiye seçti. Rusya'yı tercih etti."
"Ayrıca NATO'daki bütün sonuçları bloke edeceklerini söylüyorlar. YPG terör örgütü olarak kabul edilmezse, NATO Zirvesi'nden çıkacak deklarasyonları bloke edeceklerini söylüyorlar. YPG terör örgütü olarak nitelensin istiyorlar. YPG onlar için terörist ama bu bizim tanımımız değil. Türkiye'nin hem bu konu hem de S-400 konusunu açıklığa kavuşturması gerekiyor."
Yanındaki koltukta oturan Fransa Cumhurbaşkanı'nın Türkiye ile ilgili yaylım ateşine maruz kalan Trump ise S-400 meselesinde Türkiye'ye Patriot satmayan selefi Barack Obama'yı suçlamaya devam etti.
ABD Başkanı, S-400 gerekçesiyle Türkiye'ye yaptırım uygulayıp uygulamayacağı sorusunu "Şimdi buna bakıyoruz, bunun hakkında konuşuyoruz" diye geçiştirerek bu sebepten yaptırıma sıcak bakmadığını belli etti:
"Bildiğiniz gibi, Türkiye bizim Patriot sistemimizi satın almak istiyordu, ama Obama yönetimi buna izin vermedi, ne zaman başka sistem almaya giriştiler, o zaman izin verdi."