Yunanistan: Adalarımızın deniz yetki alanları tartışılamaz

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarına ilişkin Libya’yla imzalanan anlaşmanın başta uluslararası hukuk içtihatlarını oluşturan mahkeme kararları olmak üzere, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri dahil, uluslararası hukuka uygun olarak imzalanmış bir anlaşma olduğunu ifade etmişti. Doğu Akdeniz’de en uzun anakara kıyısına sahip ülke olan Türkiye’nin kıyı projeksiyonunun adalarla kesilmeyeceğinin, iki anakara arasındaki ortay hattın ters tarafında kalan adaların karasuları dışında deniz yetki alanı yaratamayacağını belirten Aksoy, örnek olarak gösterdiği Meis adasına kendi yüz ölçümünün 4 bin katı kadar deniz yetki alanı kazandırmaya çalışıldığını kaydetmişti.

Aksoy’un bu sözlerini değerlendiren Gennimatas, “Kimsenin Yunanistan’ın egemen haklarını sorgulayama hakkı yok. Türkiye’nin, Girit, Rodos, Kerpe, Meis gibi adaların ve hatta ada devletlerinin deniz yetki alanlarını, mucizevi şekilde anlaşmalara dönüşen geçersiz ikili memorandumlar gibi hileler veya mahkeme kararlarına ya da uymayı reddettiği BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin maddelerine seçici referanslar yoluyla yok etme ısrarının uluslararası hiçbir yasal sonucu yok. Bu elbette adalarımızın, hiç şüphesiz uluslararası hukuk ve özellikle Deniz Hukuku Sözleşmesi tarafından belirlenen egemen haklarına etki edemez” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin görüşmelere hazır olmasının iyi bir şey olduğunu dile getiren Gennimatas, “Ama bu görüşmeler sadece uluslararası yasallık çerçevesinde geçmeli. Ve iyi niyet beyanları; çeşitli açıklamalar ve eylemler şeklindeki günlük ihlallerle birleştirilmemeli. Türkiye’yi, iki anakara arasındaki ortay hattın ters tarafında kalan adalardan bahsetmek yerine kendine, yasaların doğru tarafında olmayı isteyip istemediğini sormaya çağırıyoruz” diye ekledi.