Barış Akademisyenleri, göreve iade ve haklarının iadesi için 5 ilde basın açıklaması yaptı. Diyarbakır’da da açıklama yapan Barış Akademisyenleri İnisiyatifi, Eğitim-Sen 1 Nolu Şube’de toplandı.
Açıklamayı yapan akademisyenlerden Fikret Uyar, “Barış Akademisyenleri olarak 11 Ocak 2016’da ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız!’ dedik. Hakaret, tehdit, saldırı ve mesnetsiz suçlamalara maruz kaldık. İdari, adli soruşturmalar geçirdik. Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL koşullarında üniversitelerimizden ihraç edildik, yetmedi örgüt propagandası suçlaması ile yargılandık” dedi.
‘822 Barış Akademisyeni’ne dava açıldı, 522 arkadaşımız beraat etti’
Ardından Barış Akademisyenleri adına açıklama yapan akademisyen Fikret Uyar, "822 Barış Akademisyenine dava açıldı. Cezalara çarptırıldık, hapis yattık. Seyahat özgürlüğümüzden, adil yargılanma hakkımızdan, sosyal güvencelerimizden yoksun bırakıldık. KHK’lı olan arkadaşlarımızın seçilme ve seçme hakkı, velayet hakkı dahi tartışmaya açıldı. Tazminatlarımız verilmedi. Miras hakkı elinden alınanlar oldu. Barış Akademisyeni Dr. Mehmet Fatih Tıraş 46 KHK’lı gibi hayatına son verdi. Nihayet, 26 Temmuz 2019’da Anayasa Mahkemesi, barış talebimizin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti ve 522 arkadaşımız beraat etti. Ancak henüz beraat etmeyen Barış Akademisyenleri de var. Evet, şu sıralar beraat kararları alıyoruz ancak hâlâ gasp edilmiş haklarımızı geri alabilmiş değiliz. Ne üniversitelerimize dönebildik, ne de pasaportlarımızı geri alabildik” dedi.
'OHAL Komisyonu’nda değerlendirmeyi bekleyen 33 bin dosya var'
OHAL Komisyonu’nda değerlendirmeyi bekleyen 33 bin dosyanın olduğunu ifade eden Uyar şunları söyledi:
“Bize adres olarak OHAL icadı bir komisyon gösteriliyor. Oysa bu kurum sorunları çözmüyor, aksine çoğaltıyor. İşleyişi ve kararları tartışmalı. Adaleti geciktiriyor. Hâlâ değerlendirilmeyi bekleyen 33 bin dosya var. 406 Barış Akademisyeninin ve KESK üyesi 1500 kamu emekçisinin dosyası da bekleyenler arasında. Buradan çıkan hukuksuz kararların mahkemelerce bozulması uzun yıllar alıyor. Sorunlarımız acil demokratik çözümler gerektiriyor.”
‘Barış talebimizin arkasındayız’
“Barış talebimizin arkasındayız. Barış sözümüzü çoğaltacağız” diyen Uyar, taleplerini şöyle sıraladı:
- “Bu suça ortak olmayacağız!” bildirisinin imzacısı olup KHK ile ihraç edilen, sözleşmesi yenilenmeyen, sözleşmesi feshedilen, istifa etmek ya da emekliye ayrılmak zorunda kalan tüm imzacılar, talepleri halinde ihraç edildikleri kurumlardaki görevlerine geri dönebilmelidir.
- Araştırma görevlisiyken ihraç edilenlerin güvenceli bir kadroda işe dönüşü sağlanmalıdır. Öğrenimini sürdürenler öğrenim gördükleri kurumlarda görevlendirilmeli, doktorasını bitirenler doctor öğretim görevlisi olarak atanmalıdır. Doçentlik ve Profesörlük koşullarını yerine getirdiği halde kadro ataması askıya alınan Barış Akademisyenleri hak kazandıkları kadrolarıyla göreve dönmelidir.
- İşe alımda güvenlik ve arşiv soruşturması şartı, Anayasa'nın 20. Maddesi’nde güvence altına alınan “özel hayata saygı” hakkına müdahaledir. Buna derhal son verilmelidir.
- KHK’larla ihraç edilen barış akademisyenlerinin ve kamu emekçilerinin yurttaşlık haklarına yapılan tüm saldırılar ortadan kaldırılmalıdır. Pasaportları derhal geri verilmeli, bütün hak kayıpları tazmin edilmelidir.
- Hukuk devleti olmanın gereği yerine getirilmeli, OHAL KHK’ları kaldırılmalı, OHAL Komisyonu lağvedilmelidir. Taraf olunan uluslararası antlaşmalara ve hukuk kurallarına uyularak toplumsal barışın önü açılmalıdır.