Türkiye İtibar Akademisi Başkanı Acar: CHP krizi çok kötü yönetti

Türkiye İtibar Akademisi Başkanı Ertan Acar, Başlangıç Noktası programında CHP’nin son yaşanan krizdeki iletişimini değerlendirdi. Acar, CHP’nin bu krizi başından sonuna yanlış adımlarla yönettiğini dile getirdi.
Sitede oku

Rahmi Turan’ın yazdığı köşe yazısıyla başlayan, sonrasında devreye giren isimlerin birbiri ardına yaptığı açıklamalarla giderek ciddileşen CHP’lilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gizlice buluştuğu söylentileri ülkenin en çok konuşulan ve tartışılan konularından biri haline geldi.

Bu noktada ortaya çıkan konu yönetimi, birçok taraf için krize dönüştü. Algı yönetimi uzmanı ve Türkiye İtibar Akademisi Başkanı Ertan Acar, Başlangıç Noktası programında özellikle siyasi partilerin algı ve iletişim yönetimleri açısından atmaları gereken adımları anlattı:

‘Tek bir kriz yok’

“CHP tam bir iletişim krizi yaşıyor şu an. Burada sadece tek bir kriz yok. Olayda adı geçen herkes için bir kriz var: Yılların gazetecisinin yaşadığı bir kriz var, yanıltıldı ya da komploya alet oldu. Türkiye’de en çok tiraja sahip gazetenin gerçeği yansıtmayan haberi yayınlaması yüzünden bir kriz var. İktidarın yaşadığı bir kriz oldu. Ana muhalefet partisi krizin ana aktörü oldu. Saraya çıkmakla suçlanan Muharrem İnce ve Genel Başkan'ın ayrı açıklamalarda bulunması krizi körükledi. Parti içinde herkes konuşunca mesaj karmaşası yaşandı.

Sözcü gazetesi krizi kendi ölçeğinde iyi yönetti. Hatta yazar kendini suçlayanlara karşı kendini hatırlatacak ve takip edilecek bir yazara dönüştü. Hasarsız atlatan bir diğer yapı da Cumhurbaşkanı. Eline fırsat geçti ve ana muhalefet partisini suçlayabileceği argümanı çok kullandı.

Rahmi Turan: Özür diliyorum, bunu bir 'trafik kazası' gibi kabul etmek gerekiyor
CHP, Cumhuriyet ile yaşıt bir parti. Kendi kurumsal yapılarının oturmuş olması gerekirdi. Spor kulüplerinde bile iletişimle alakalı bir iç anayasa vardır. Türkiye kadar eski bir partide kriz iletişim planı göremedim. Kriz aslında nasıl çıktı diye baktığımızda, köşe yazısının çıktığının ertesinde Kemal Kılıçdaroğlu, televizyona çıkıp açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalarda kimseyi suçlamadı. Ama kullandığı terminoloji çok anlaşılır değildi ve konuyu doğrulamış gibi bir algı oluştu. Ardından kriz büyüdü ve yürüdü. Muharrem İnce’nin de bir bahçede bayrak ve Atatürk resmi açarak kendini anlatmaya çalışması doğru olmadı.

‘Açık iletişim kullanılmalıydı’

CHP ne yapmalıydı? Parti kurullarının bir araya gelmesi ve bununla ilgili mesajların hazırlanması gerekiyordu. Kılıçdaroğlu ‘Bu tür iddialar ortaya atılıyor ama biz buna inanmıyoruz’ deseydi konu bile olmayacaktı. Şimdi CHP ayağına gelmiş birçok fırsatı tepmiş oldu. Hayat pahalılığından işsizliğe kadar birçok politikayı anlatmak yerine CHP kendi krizini çözmeye ve kendini anlatmaya çalıştı. Bu da iktidarın işine yaradı.

Önce hasar tespiti yapılmalıydı. Bu konuda bir çalışma yapıldığını düşünmüyorum. Kamuoyu algısında nasıl bir tutum oluştuğuna bakmadılar. Krizler kaynağında çözülür. Ben CHP yönetiminin yerinde olsaydım bu köşe yazısı yayına girdiği gün ki Sözcü gazetesi Türkiye’nin en çok girilen sitelerinden birisi, konuyla ilgili ortaya çıkacak sorunların önüne geçilirdi. Ama en önemlisi tüm partililer ortak bir mesaj çatısı altında buluşmalıydı. Oysa genel başkan ayrı konuştu, Muharrem İnce ayrı konuştu, milletvekilleri parti yöneticileri ayrı konuştu. Hepsine söz hakkı doğmuş olabilir. Ama konunun savunulmasını partinin belli sözcüleri yapabilirdi. Burada kakafoni oluştu. CHP içindeki iddianın tarafları da kendilerini doğru ifade edebilmiş değiller.

İnce’nin partide bir çete var sözü bence doğru olmamış. İnce’nin adı zikredildiğinde ben CHP lideri olsam İnce’yi çağırır, onun karalandığını ifade eder ve olayı yalanlardım. Ama bunun yerine herkes kendi penceresinden kendi görüşlerini aktardı. İnsanlar hamasetten sıkıldı. Nüfusun yüzde 58’i 35 yaş altında. Genel seçmen alanına baktığınızda 18-35 arasındakiler seçmenin yarısı. Bunlar geleceğe umutla bakmak istiyor. Bu gençler eskinin aklıyla siyasete prim vermiyorlar. Aydınlık yarınlarla yaşamak istiyorlar. CHP’nin buna yönelik politikaları nasıl yöneteceğini öğrenmesi gerekiyor. Sadece CHP özelinde değil tüm partilerde bir kriz yönetim planı olması lazım.”
Yorum yaz