Sözcü'den Ali Gülen'in haberine göre Oxford’un Saint Edmund Hall Koleji’nde, planlanmamasına rağmen talep üzerine bir konferans düzenleyen Maçoğlu, Tunceli’de doğaya önem vererek, ilaç kullanmadan yaptıkları üretim modellerini ve bu ürünlerin üretici ile tüketici arasında nasıl el değiştirdiğini anlattı.
Bazı öğrencilerle tek tek tanışan ve tebrik eden Maçoğlu, bir sohbet toplantısı şekline dönen konferansta, üretim ilişkileri, kooperatifleşme konularını anlatırken, ekolojik bir alanı tümüyle düşündüklerini ve bu yüzden önemli aşamalar kaydettiklerini söyledi.
Maçoğlu, “Adımız nohutçu olarak çıkmış olsa da, işin aslı planlanan programla yürümemiz. Toprağa atılan her tohumun çimlendiğinde sadece insanların sağlığına dair gıda olarak görülmemesini, o topraktaki küçük yaşam formlarından yaşamından tutun, o bakterilerin oluşturduğu bitkilerin doğaya ve insana hizmeti olarak görmeyi planladık. Tarım ilaçlarının, özellikle yapay azot ve nitratın insanlara neler yaptığını, canlılara ne zararlar verdiğini biz biliyoruz. Topraktaki bakteriyi, börtü böceği öldürüyor, sonra topraktan yeraltı sularına karışıyor, bizi ve diğer canlıları öldürüyor. İlaçlar, tüm bitkilere ölüm saçıyor ve bazıları yavaş yavaş yok oluyor. Bunlardan beslenen canlı türü de beraber yok oluyor” şeklinde konuştu.
'AK Parti ve MHP'liler: Öyleyse oy veririz'
Türkiye’de köylüden fasulye ve nohutu aracıların 3 liraya aldığını ve 27 liraya sattığını, kendilerinin ise 9 liraya alıp 14 liraya tüketiciye ulaştırdığını belirten Maçoğlu, “Böylece hem tüketici, hem de üretici kazandı. Sağlıklı bir üretim ilişkisi gelişti ve doğayı öncelediğimiz için de, hayvanların doğal beslenme alanları da genişledi” dedi. İnsanı öncelik olarak aldıklarını ve toplumun vicdanına dokunmanın önemli olduğunu belirten Maçoğlu, çalışmalarını gören bazı AK Parti ve MHP’lilerin bile, “Eğer komünizm böyleyse, biz de size oy veririz” dediğini söyledi.
Başka bir program için İngiltere’de bulunan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da sohbete katıldı.