İran’da akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar, 15 Kasım’dan bu yana geniş çaplı protestolara neden oldu. Ülke geneline yayılan protesto gösterileri devam ederken ABD’den gelen destek açıklamaları ise dikkat çekti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “İran halkının yanında olduklarını ve gelişmeleri takip ettiklerini” belirtirken, Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada da “ABD İran halkının rejime karşı barışçıl protestosunu destekliyor” denildi.
İran’da yaşanan gelişmelerle birlikte ABD’den gelen açıklamaları İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) İç Politika Koordinatörü Mehmet Koç, Sputnik’e değerlendirdi.
'Zam kararı, beklenilen bir toplumsal tepkiyi tetiklemiş oldu'
Meseleyi sadece zamlara indirgeyerek değerlendirmenin doğru olmayacağı görüşünü dile getiren Koç, “İran’da uzun zamandır ekonomik sıkıntılar var ve son 1 yılı aşkın bir süredir de yaptırımların devreye girmesiyle İran halkı ciddi bir ekonomik dar boğazda. Dolayısıyla bu zam kararı beklenen bir toplumsal tepkiyi tetiklemiş oldu ve bu vesileyle halk sokaklara döküldü. Burada mesele sokaktaki halkı kimin ve ne amaçla yönlendirdiği ve bundan ne elde etmek istediği? Bu konuda Amerika’nın tavrını açık bir şekilde dile getirmiş olması da yadırganacak bir durum değil çünkü bu onların arzuladıkları ve amaçladıkları bir sonuçtu” dedi.
'Başından beri amaç buydu'
ABD’nin en başından beri amacının bu olduğunu savunan Koç, “İran toplumunu kışkırtmak ve sokaklara dökmek; 2018’de Nükleer Anlaşma’dan çekildikten sonra uygulamaya koyduğu ağır yaptırımlar vesilesiyle halkı Tahran yönetimine karşı sokaklara dökmek ve yönetimi de baskı altına alıp müzakere masasına oturmak, şartları kabul ettirmek. Durum böyle olunca ister istemez en önemli destek ve ilk açıklama ABD tarafından gelmiş oldu” diye konuştu.
“ABD kısmen yaptırımların sonucunu, beklediği semereyi elde etmiş durumda ancak bu gösteriler aracılığıyla Tahran yönetimini köşeye sıkıştırıp masaya oturtabilir mi, şu an pek mümkün gözükmüyor” diyen Koç, şöyle devam etti:
'Geniş bir muhalefet tabanına sahip gösteriler şeklinde cereyan etmiyor'
“Çünkü bu gösteriler 2009’daki gibi milyonları kapsayan ve belli bir liderinin olduğu, geniş bir muhalefet tabanına sahip gösteriler şeklinde cereyan etmiyor. Daha çok dağınık bir şekilde ülkenin geneline yayılmış, provokatörlerin de etkisiyle ciddi bir tahrip gücü olan bir hareketle karşı karşıyayız. Özellikle olaya müdahil olan yine ABD’nin destek verdiği hem Halkın Mücahitleri Örgütü hem de Şehzade Rıza Pehlevi’nin yapmış olduğu, rejimi hedefleyerek halkı sokağa çağırmalarına karşın aslında çok büyük bir katılımın olmadığını görüyoruz. Sokaklardaki kesimler de Rıza Pehlevi’nin öngörmüş olduğu sivil itaatsizlik yönteminden ziyade Halkın Mücahitleri’nin öngördüğü şiddet boyutu olan bir yaklaşımla tepkilerini ortaya koyuyorlar. Çok kapsamlı olmayan bu gösteriler henüz Tahran yönetimini köşeye sıkıştırmış ve Amerika’nın istediği şekilde müzakere masasına oturtacak boyutta görünmüyor.”