“Örgüt kurma ve yönetme”, “şantaj”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek” ve “cinsel istismar” gibi 22’yi aşkın suçtan 420 yıldan 871 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen ve örgüt üyelerince işlenen tüm suçlardan sorumlu tutulan tutuklu sanık Adnan Oktar, davanın görülmeye başlandığı ilk günde savunma yaparak hakkındaki suçlamaları reddetti.
'1999'da işkence gördük'
Sanık Adnan Oktar’dan sonra savunma yapan bazı sanıklar da suçlamaları kabul etmeyerek, 1999 yılında yapılan operasyonda işkenceye uğradıklarını iddia etti. Davanın 31 Ekim’deki duruşmasında savunma yapan ve iddianamede örgütün kasası olduğu iddia edilen tutuklu sanık Alev Babuna, “Bu çamuru bana 1999 yılındaki operasyonda bu davanın müştekisi Adil Serdar Saçan attı. O operasyonda en çok işkence gören benim. O zamanlar konu ölüm tehdidine kadar gidiyordu, o yüzden benim için hazırladıkları ifadeleri kabul ettim, her şeyi imzaladım.” ifadelerini kullandı.
Avukatın iddiasına yanıt veren sanık Alev Babuna, “Emniyette ifade odasının kapısının önünde dayak yedim, içeri girince ‘Rol yapacaksın, ifadeni vereceksin.’ diye şartlandırıldım. Bu nedenle ifade görüntülerinden bir şey çıkmayacaktır.” dedi.
Alev Babuna, para giriş çıkışlarıyla ilgilendiğini anlattı
Dava dosyasına giren söz konusu sorgu görüntülerinde, o dönem henüz Oktar Babuna ile evlenmemiş olan 28 yaşındaki Alev Ulaşoğlu, sorgu odasında polisin sorularına yanıt vererek, Adnan Oktar ile tanışmasını anlattı. Görüntülerde, “Bacılar” grubunda 3’ü “imam bacı” olan 50’ye yakın kişi bulunduğunu, kendisinin mali işlerden sorumlu “imam bacı” olduğunu, bütün paraların giriş ve çıkışlarıyla ilgilendiğini anlatan Babuna, çalışan arkadaşlarının kendilerince uygun gördükleri paraları verdiklerini söyledi.
'Oktar'la lisede tanıştım örgütteki 'kardeşlerle' birlikte oldum'
Görüntülerdeki bir diğer isim devam eden davada etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak tutuksuz yargılanan sanık B.B, 1999 yılındaki emniyet sorgusunda, lise son sınıfta okurken bir arkadaşı vasıtasıyla Adnan Oktar’la tanıştığını anlattı.
Kayıtarda, B.B’nin “kardeşler” olarak adlandırılan örgüt içindeki bazı erkeklerle birliktelik yaşadığını ifade ederek, “Ben bacılar gibi bir kız değildim. Bacılar farklıydı. 97 sonrası tanıştım bacılarla. Benim gibi değillerdi, o zaman benim ahlakım çok farklıydı. Ahlaklı, iffetlilerdi. Kardeşlerle aralarında hiçbir şey yoktu. Biz kardeşlerin kız arkadaşı olmuş
oluyoruz.” dediği görüldü.
Oktar: Siyasetçilere montaj yapılmasından pişmanım
Söz konusu sorgu görüntülerinde neşeli olduğu gözlenen ve ifadesini alan polis memurlarına da bunu önerdiği duyulan örgüt elebaşı Adnan Oktar, örgütün kadın ve erkek yapılanmalarıyla ilgili bilgi verdi.
Siyasilere yapılan montaj faaliyetlerinden pişman olduğunu aktaran Oktar, polisin sorusu üzerine eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’a yönelik bir fotomontaj yaptıklarını kabul ederek, “O mesela son derece münasebetsizdi. Masonluk. Aslında o bir hakaret değil. Onda bir şey görmüyorum, gülüp geçilecek bir şey. Seçimin 2 gün öncesi yapıldı, etkili oldu. Oyunu azaltmak için. Bu, oyunu yüzde 1-2 oyunu azaltmış olabilir.” ifadesini kullandı.
'Mal varlığımız iyi durumda, din bilgim o kadar yok'
Örgütün mali durumuyla ilgili soru karşısında Oktar, “Yiyecekte, içecekte, oturmada, kalmakta, banyoda iyi durumdayım. Çocukların ailesinin yüzde 80’i bayağı zenginler. Çocuklar da iyi kazanıyor. Birbirleriyle de yardımlaşıyorlar. Kendi mal varlıkları çok iyi, bir de kendi kazançları iyi. Kasa var, mesela biz buraya televizyon alacağız.” diye konuştu.
'İnsan sevdiğini sürekli görmek ister o yüzden aynı evdeyiz'
Polisin “Kendi üyelerinizin örgüt evleri kurarak bir arada kalmalarını sağlamanızdaki amaç nedir?” sorusuna Oktar, “Bu bir sevgi birliği olduğu için insan sevdiğini sürekli görmek ister. Ya kahvehanede görecek ya evde görecek. Kahvehanenin yerini ev almış oluyor.” yanıtını verdi.
Sanık Adnan Oktar, yanındaki kişilere günde 2 vakit namaz kılmalarını söylediği iddialarına ilişkin soruyu, “Peygamberimiz İslam’ın ilk yıllarında iki vakit kılıyormuş namazları, hadiste de var. Bir sabah, bir akşam.
Aslında benim amacım, biraz da bu işe giden adamları namazsız bırakmamak. Ben bunlara 5 vakit kıl desem belki hiç kılmayacak keratalar. Oruç tutsan da olur diyorum maksat dindar olduğuna onu inandırmak. Tam da kopsunlar istemiyorum.” diye yanıtlardı.