Açıklamada, AB Dış İlişkiler Konseyi’nin bugünkü toplantısında bu konuda aldığı kararların, Konseyin 15 Temmuz ve 14 Ekim'deki toplantılarının ardından Türkiye'nin verdiği mesajların hiçbirinin yerine ulaşmadığını gösterdiği kaydedildi.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ın, 2004’ten bu yana Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının bir gerginlik değil, istikrar unsuru haline gelebilmesi için iyi niyetli bir çaba gösterdiği ve tüm yapıcı ve olumlu girişimleri üstlenen taraf olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve maksimalist pozisyonlarına alet ettiği AB ise bu süreçte ne gerçekleri görebilmekte ne de uluslararası hukuka ve hakkaniyete uygun bir karar alabilmektedir. Haklarımızın tek taraflı olarak gasp edilmesine tabiatıyla izin vermeyeceğimiz, 2004’ten bu yana istikrarla dile getirilmiştir. AB tarafından, hükümsüz ve geçersiz bir yönetime uluslararası hukuk hiçe sayılarak verilen karşılıksız ve anlaşılamaz destek ile Doğu Akdeniz’de önemli bir iş birliği fırsatının rehin alınması gerçekten ibret vericidir".
Türkiye'nin, kalıcı istikrar ve Doğu Akdeniz bölgesinde yaşayan tüm insanların refahı için uluslararası hukukun temel ilkelerinin uygulanması ve bölgedeki iş birliğini teşvik etmeyi sürdüreceği vurgulanan açıklamada, "Bununla birlikte, daha önceden Kıbrıs sorununun çözülmesine katkıda bulunabilecek tarafsız bir aktör olma vasfını çok uzun süre önce yitiren AB’nin, Doğu Akdeniz’de de yapıcı ve yararlı bir tutum alabilmesinin mümkün olmayacağı görülmektedir." denildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"2004’ten bu yana Türkiye ve KKTC’nin egemenlik ve meşru haklarına saygı gösterilmesi çağrılarımız karşısında pervasız bir tutum benimseyen AB’nin, biz de faaliyete başladıktan sonra iyi komşuluk ilkesine saygı gösterilmesine atıfta bulunması, en hafif tabirle ironiktir. Ülkemizin tehditlere boyun eğerek, Doğu Akdeniz’deki haklarından geri adım atmasını ummak beyhude bir beklentidir. Bu itibarla Doğu Akdeniz’deki arama ve sondaj faaliyetlerimize aynı şekilde devam edeceğimizden kimse şüphe duymamalıdır."
Kısıtlayıcı tedbirler
Brüksel'de toplanan AB Dış İlişkiler Konseyi, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerini ele aldığı toplantıda, kısıtlayıcı tedbirler için bir çerçeve belgesinde anlaşmıştı.