İranlı mevkidaşı ile İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) beş daimi üyesi ve Almanya arasında 2015'te imzalanan KOEP’i ele aldıklarını söyleyen Ryabkov, “Giderek artan endişelere yol açan birkaç boyutu olan durumu görüştük. Boyutlardan biri, bölgedeki ve dışarıdaki bir takım güçlerin Basra Körfezi’ndeki gerilimi tırmandırmaya devam etmeye yönelik yürüttüğü girişimler. İşin diğer yanı ise KOEP’in istikrarlı bir şekilde uygulanması ile ilgili zorluklar. Diplomasiye şans tanınmalı, birçok fikir mevcut ve siyasi irade olması halinde bu fikirler hayata geçirilebilir” dedi ve şöyle devam etti:
“İranlı meslektaşlarımızla en yakın koordinasyona, en yoğun iletişime ihtiyaç duyulduğu konusunda hemfikiriz. Kendileri gerginliği arttıracak ek unsurlara neden olabilecek herhangi bir girişimde bulunmaya meyilli değiller. KOEP kapsamında gönüllü olarak üstlenmiş oldukları yükümlülüklerin azaltılması konusunda şu ana kadar attıkları tüm adımların geri dönüşü olduğunu bir kez daha vurguluyorum.”
‘Washington’un yaptırımları normal çalışma sürecini engelliyor’
İran Atom Enerjisi Kurumu (IAEK) Sözcüsü Behruz Kemalvendi’nin, Tahran’ın nükleer anlaşmada yer alan Erak (Arak) ağır su reaktörüyle ilgili modernizasyondan vazgeçebileceği yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Ryabkov, bu konuda İran’dan gelen açıklamalara değil, ABD’nin anlaşmayı bozma çabalarına bakılması gerektiğini vurguladı.
Rus diplomat, “Tahran’dan şu ya da bu durumla ilgili sinyal geldikten sonra gözleri İran’a çevirmek elbette ki mümkün, ancak bu tam da KOEP karşıtlarının elde etmeye uğraştığı şeydir. Oysa ters yöne bakılmalı, ABD’nin tüm bunları bozmaya yönelik böylesine azimli ve inatçı uğraşı olmasaydı, Erak ağır su reaktörünün modernizasyon projesinin nasıl uygulandığı konusunda da herhangi bir soru olmazdı” ifadelerini kullandı.
Erak projesinin, KOEP’in tüm diğer unsurlarının da olduğu gibi ABD’nin yaptırımlarına dayanıklı hale getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Ryabkov, ekledi:
“Washington’un birçok durumda dikkatsizce ve geniş çapta uyguladığı ikincil ülke dışı yaptırımlar normal çalışma sürecini tam anlamıyla engelliyor.”