İstanbul ile Berlin'in kardeş şehirler olması nedeniyle Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yıl dönümü etkinliklerine davet edilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Berlin ziyareti kapsamında siyasi temaslarda da bulundu.
DW Türkçe'den Jülide Danışman'a konuşan İmamoğlu, "Seçim kampanyasında danışmanlığınızı yapan Necati Özkan'ın yazdığı ve süreci ele alan 'Kahramanın Yolculuğu' adlı kitap, İstanbul CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu tarafından eleştirildi. Siz bu eleştirilere katılıyor musunuz? Siz kitabı nasıl buldunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Katılmıyorum, zira kitabı henüz okumadım. Niye katılmıyorum? Kitapta herkes kendi duygularını ortaya koyar, yarın o dönemi siyasi bir kimlik yazar, kendi duygularıyla yazar. Hatta o duygularını Cumhuriyet Halk Partili birisi yazar, başka türlü görür ve yazar. İyi Partili biri yazar başka türlü görür ve yazar. Bir vatandaş da yazabilir, ailemden biri de yazabilir ya da bir arkadaşım. Şu anda yazan bir profesyonel.
Danışmanlığımı yapan bir yol arkadaşım. Kendi mesleki bakış açısıyla bir kitap yazmış olabilir. Dolayısıyla bu kendi fikridir. Buna saygı duymak lazımdır. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Ama tabii ki Canan Hanım'ın kendi fikrini beyan etmesine bir şey demiyorum ancak bulunduğumuz pozisyon itibariyle parti içi yoruma vesile olacak ve partinin bu anlamda etkileneceği bir psikolojik ortamda bunu yorumlamasını doğru bulmuyorum. Çünkü ben partimi ya da partili kimlikleri etkileyecek bir konuşmayı ne basın önünde yaparım, ne de tweet atarım."
İmamoğlu, Danışman'ın "Türkiye'de son dönemde 10'u aşkın HDP'li belediye başkanı görevden alınarak, yerlerine kayyum atandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu size yönelik tehditkâr bir söylem içinde. Bu durum sizi tedirgin ediyor mu?" sorusu üzerine de şunları kaydetti:
"Birincisi beni boş laflar tedirgin etmez. Bu boş lafları zihninde taşıyıp, bunu dile getiren insanlar beni hiç ama hiç meşgul etmez. Ama elbette ki demokrasiye uygun olmayan hamleler beni biraz tedirgin ediyor. Ama bu tedirginlikleri ortadan kaldırmak da demokratik mücadeleyle olur. Şu an ben o mücadeleyi veren bir kimliğim. Değişen koşullara ve ortamlara göre hak ve özgürlüklerdeki, bu alandaki fikirlerini değiştirecek, oya göre manevrada bulunacak bir kişilik değilim. Her zaman söyledim, söyleyeceğim. Suçu belli olmayan, suçu netleşmemiş insanlara tek bir hamleyle, uygulamayla yapılan işler yanlıştır. Kayyum atamaları yanlıştır."