"Sessizlik rejiminin başarılı olması dış ve iç faktörlere bağlı. ABD, Rusya, İran, İsrail ve diğer ülkeleri kapsayan dış güçler, Suriye'deki çatışmaların yeniden aktif safhaya geçmemesi için hassas dengeyi korumayı ve çatışmayı önlemeyi amaçlamalı" diyen Howe, ABD'nin son dönemde yaptıklarını yapmaya devam ederek Suriye'de verimli ve faydalı olabileceğinin altını çizdi.
Howe, "Bu, çatışmayı körüklemeden, cihatçı gruplar da dahil hiçbir gruba askeri destek sağlamadan ve Suriye'yi bugünkü duruma sürükleyen Amerikan politikasındaki eksiklikleri kabul ederek, daha önce yapılan hatalar üzerinde çalışılarak başarılabilir" dedi.
ABD Donanması, Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nda 12 yıl dış görevlerde bulunan ve Washington'un dış politikasıyla ihtilafa düşmesi nedeniyle görevinden ayrılan ABD'li uzman, hiç kimsenin krizin başında Kürtlerin Suriye'deki konumuyla ilgili tasarrufta bulunmadığını kaydetti.
Howe, "Türkiye, Kürtlerin Suriye'de ele geçirdikleri bölgelerde hakimiyet kurmasına izin vermeyi hiçbir zaman planlamadı. Bu uzun yıllardır belliydi ve birçok uzman bunu söylüyordu. ABD'nin Suriye politikasını eleştirenler, Türkiye'nin Suriye'ye girme tehlikesinin bulunduğunu çok iyi biliyordu ve kabul ediyordu" ifade etti.
Suriye halkının yeteri kadar mağdur olduğunun altını çizen Howe, ülkede sağlanan sessizlik rejiminin korunmasını umduğunu sözlerine ekledi.