Komisyonda, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun Kadıköy ve Biga belediyelerine yönelik kararları ile TFF'nin Kamu Denetçiliği Kurumu'nun bilgi ve belge taleplerini karşılamaması görüşüldü.
Dal, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun, kamu hizmetlerinin işleyişinde denetim mekanizması oluşturduğunu, idarenin iş ve işlemlerini hukuka ve hakkaniyete uygunluğu bakımından denetlediğini anlattı.
Kurumun, mahkemelere gidilmeden çözüm getirdiğine işaret eden Dal, Kurum'un karar almasının önündeki en önemli engelin kurum ve kuruluşların bilgi ve belge paylaşmamasının ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.
'KARARLARIMIZA UYMA ORANI YÜZDE 78'E ÇIKTI'
Türkiye'nin gerek anayasa gerek yasalarıyla insan hakları, hak ve özgürlükler konusunda birçok Avrupa ülkesinden ileri noktada olduğunu belirten Malkoç, ülkede yasal ve anayasal düzenlemelerin uygulanmasından kaynaklanan sorunlar yaşandığına dikkati çekti.
Malkoç, Kurumunun, idarecilerle görüşerek çözüme ulaşma konusunda çok iyi bir noktaya geldiğini dile getirerek, en güzel uygulamalarından birinin "dostane çözüm" olduğunu söyledi.
Hak arama kültürünü yaygınlaştırmak için gelen şikayetleri incelemenin yanı sıra illere ziyaretler gerçekleştirdiklerini anlatan Malkoç, bu sırada gerçekleştirdikleri toplantılarda asgari 30 vatandaşı dinlediklerini belirtti. Malkoç, öte yandan bugüne kadar 100 üniversitede de hak arama kültürünün oluşturulması amacıyla ombudsmanlık kulüpleri kurulduğunu, 2020 yılında bunun bütün üniversitelere yaygınlaşmasını hedeflediklerini vurguladı.
Kamu Denetçiliği Kurumu'nun TBMM'den aldığı güçle kararlarının uygulanması oranının arttığını vurgulayan Malkoç, "Avrupa'da bu tür kurumların kararlarına uyma oranı yüzde 80'dir. Göreve başladığımızda bu oran yüzde 20'ydi. Strateji biriminde Kararlarımızı Takip Masası oluşturduk, bunun çok tesiri oldu. Asıl tesir sizlerin buradaki çalışmaları oldu. Kararlarımıza uyma oranı 2018 yılında yüzde 70'e çıktı. 2019'da verdiğimiz kararlara uyma oranı da yüzde 78'e çıktı. Bu hem bizim hem de idarenin hakka ve hukuka uyması açısından önemli." diye konuştu.
Malkoç, Kurumun, kararlarını en geç 6 ay içerisinde vermek zorunda olduğunu hatırlatarak, 2018 yılında Kuruma 17 bin 570 başvuru yapıldığını, bunların 17 bin 500'ünün karara bağlandığını, kalan kısmında ise bilirkişi veya idare kaynaklı gecikmeler yaşandığını anlattı.
'FEDERASYON KARARLARI YARGI DENETİMİNE TABİ DEĞİL'
Başkan Dal, TFF'nin, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun sorun yaşadığı kuruluşlardan biri olduğunu belirterek, ombudsmanlık müessesesinin yargılayıcı değil, dostane çözüme giden bir kurum olduğunu vurguladı.
Kamu Denetçisi Arif Dülger, Kurumun yargıya alternatif olmadığına işaret ederek, TFF'nin özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu ancak kamu hizmeti sunduğunu söyledi.
TFF hakkındaki başvuruların Kurum tarafından incelenerek karara bağlandığını belirten Dülger, Federasyon'a iletilen Kurum kararlarına ise "Federasyonun idare olmadığı, kamu hizmeti görmediği, söz konusu kararlara uyulması halinde FIFA ve UEFA tarafından yaptırımlara maruz kalınabileceği" ifadelerinin bulunduğu cevap metinlerinin gönderildiğini bildirdi.
Kurumun kararlarının tamamının TFF tarafından uygulanabileceğine dikkati çeken Dülger, Federasyon ile olumlu ilişkiler geliştirmek istediklerini dile getirdi.
TFF Yönetim Kurulu Üyesi, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, futbola ilişkin evrensel gerçekler bulunduğunu, bu gerçeklerin üzerinde bir muhataplığın Türkiye'de futbolun oynatılması ve organize edilmesi adına zararlı olacağını söyledi.
FIFA ve UEFA'nın kurallarına uymayan ülke futbol federasyonlarını birlikten çıkardığını veya devre dışı bıraktığını bildiren Baykan, İran ve Kuveyt'te bunun yaşandığını anlattı.
Federasyonun kararlarının yargı denetimine tabi olmadığını belirten Baykan, "(İllaki Federasyon denetlenmelidir) yaklaşımını doğru bulmuyorum. Federasyon'un bütün faaliyet ve işlemlerinin asıl denetimi genel kurullarında gerçekleşmektedir." diye konuştu.
Kamu Başdenetçisi Malkoç, Kurumun mahkeme olmadığına dikkati çekerek, TFF kararlarına yönelik yargı yollarının kapalı olmasının, diğer denetim yollarının da kapalı olduğu anlamını taşımayacağını vurguladı.
Kurumun şikayet üzerine işlem yaptığını da anımsatan Malkoç, "Dünyada birçok ombudsmanlıkta resen inceleme yetkisi var. Eğer TBMM lütfedip bize resen inceleme yetkisi verirse biz çok daha güçlü oluruz; idarenin denetiminde daha etkin oluruz. İnsan hakları açısından Kuruma önemli bir sorumluluk verilmiş. Bu anlamda yine Ulusal Önleme Mekanizmasını da Meclisimizden talep ediyoruz." dedi.
Malkoç, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu anımsatarak, "Federasyonun finansmanı bu milletin gelirlerinden oluyor. İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı vatandaşın şikayet dilekçesi yazılır. Bütün vatandaşlar ve vatandaş olmayanlar buna sahip. Dolayısıyla spor adamlarının da bu kapsama girdiği kanaatindeyim." ifadelerini kullandı.
'TFF'NİN KETFEKEDER TAVRINI DOĞRU BULMUYORUZ'
AK Parti Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirli, UEFA'nın Fransa'da A Milli Futbol Takımı'nın asker selamıyla selamlamasına yönelik soruşturma açtığını anımsatarak, "UEFA'nın ve FIFA'nın karar ve yaptırımları bizi bu kadar korkutmamalı. Kendi futbolcularının asker selamına kimse bir şey demiyor, böyle hassas bir süreçte bize soruşturma bile açabiliyorlar. Biz yaptırımlardan korksaydık, Mehmetçik'imiz haklı terörle mücadelemizi sınır dışında yapmazdı." değerlendirmelerinde bulundu.
İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, TFF'nin devletten birçok destek aldığını ve kamu hizmeti sunduğunu, Federasyon'un Meclis tarafından Kamu Denetçiliği Kurumuna verilen yetkiyi tanımadığını belirterek Federasyonu eleştirdi.
TFF'nin Kurumun kararlarını kabul etmesi gerektiğini dile getiren Yokuş, "Meclis olarak TFF'nin biraz keyfekeder tavrını doğru bulmuyoruz. Ombudsman teşkilatımızın ne kadar iyi niyetli çalıştığını hepimiz biliyoruz." dedi.
CHP Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy da TFF'nin Kamu Denetçiliği Kurumu ile uzlaşmacı bir tavra girmesi gerektiğini söyledi.
Fransa'da asker selamı veren Türk futbolculara yönelik soruşturma kararına da değinen Aksoy, bu selamın tüm Türkiye'yi gururlandırdığını dile getirdi.
'UEFA'NIN AÇTIĞI SORUŞTURMANIN SİYASİ BİR YANI VAR'
"Fransa maçı sonrası gelinen noktanın, siyasi bir tarafı bulunduğunu" da vurgulayan Bayrak, Türk seyircilerin maç sırasında ışıkları yakmalarının "rahatsızlığı büyüttüğünü" söyledi.
Baykan, "Asker selamının dünya genelinde olduğunu, bizim aslanlarımızın ortaya koyduğu anlayışın çok farklı olduğunu, devre arasında Cenk'in 'Asker selamı vermek için gol atmamız lazım.' ifadesinin ateşleyici unsur olduğunu ifade etmek istiyorum. TFF elbette bir milli bilinci, ülke menfaatlerini savunma konusunda gerekli hassasiyete sahiptir." diye konuştu.