Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Fırat'ın doğusunda başlattığı Barış Pınarı Harekatı devam ederken, harekatla ilgili önemli başlıklardan biri de, tutuklu IŞİD’lilerin akıbeti.
Türkiye Suriye’nin kuzey doğusunda, hapishanelerde tutulan DEAŞ’lı teröristlerin idamesini üstlenecek mi?
‘GÜVENLİ BÖLGENİN DIŞINDA KALAN BÖLGELERDEKİ TERÖRİSTLER BUGÜNÜN KONUSU DEĞİL’
Öncelikle şu hususu açıkça ifade edeyim: Bu teröristlerin Türkiye’ye ihale edilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bizim harekât bölgemizin sınırları bellidir. İlk aşamada 30 kilometre derinliğe ineceğimizi ifade ettik. Sürekli konuşulan büyük hapishane ve gözetim merkezleri bu alanın dışında kalıyor. Öte yandan hem sınırlarımızın içinde hem de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekât bölgelerinde binlerce DEAŞ teröristi demir parmaklıkların arkasında tutuluyor. Bunlara ek olarak deradikalizasyon merkezleri var. Barış Pınarı sahasında DEAŞ’lı terörist varsa bunları salıverecek hâlimiz yok. Diğer teröristlere nasıl muamele edeceksek onlara da aynı şekilde muamele edeceğiz. Ancak güvenli bölgenin dışında kalan bölgelerdeki teröristler bugünün konusu değil.
‘AVRUPALI YETKİLİLERİ UYARMAMIZA RAĞMEN HİÇBİR ÖNLEM ALINMADIĞINI HATIRLAYACAKSINIZ’
Türkiye, Suriye krizinin başından beri terörle mücadele anlamında uluslararası toplumun önünde oldu. Yabancı terörist savaşçıların durdurulması için büyük çaba gösterildi. Teröristler bugün bizi eleştiren Avrupa ülkelerinden ellerini kollarını sallayarak geldiğinde onları tespit edip geri gönderen Türkiye oldu. İsim vermeyeyim ama o dönemde yakalayıp sınırdışı ettiğimiz yabancı savaşçıların birkaç ay sonra yeni pasaportlarla tekrar Türkiye’ye gelmeye çalıştığını gördük. Yaşanan olayları kamuoyuyla paylaşsak Avrupalı yetkililerin önemli bir bölümü sokağa çıkamaz. Aynı şekilde Avrupa’da yaşanan terör saldırılarının sorumlularını önceden tespit edip, Avrupalı yetkilileri uyarmamıza rağmen hiçbir önlem alınmadığını hatırlayacaksınız. Fırat Kalkanı ile başlayan yeni dönemde bir yandan bu faaliyetler devam etti, diğer yandan Suriye sahasında muharip unsurlarımız görev yapmaya başladı. Türkiye gibi bu sürecin tamamında zaten başı çekmiş bir ülkenin kabiliyetlerinin veya niyetinin sorgulanmasını gülünç buluyorum.