Tüm yetkililerin, en tepeden aşağı doğru Türk mevkidaşları ile irtibata geçtiğini belirten Esper, Bakan Akar'a ABD'nin Barış Pınarı Harekatı'na karşı olduğunu ve bunun ikili ilişkilere zarar verme riski taşıdığını söylediğini aktardı.
Türkiye'nin harekat öncesi kendilerine bilgi vermesi üzerine ABD'nin güvenlik amaçlı askerlerini bölgeden çektiğini ifade eden Esper, "Askerimizi korumak amacıyla bölgedeki bazı kuvvetlerimizin yeniden konumlandırıyoruz" diye konuştu.
ABD'nin bölgedeki askeri vaziyetinde nasıl bir değişiklik yaptığına yönelik soruları yanıtlamaktan kaçınan Esper, "Şu aşamada Suriye'deki askeri varlığımızda bir değişiklik yok. Ancak oradaki durumu asker sayımızı değerlendirmeye devam ediyoruz" ifadesini kullandı.
Esper, "Kürt ortaklarımızı terk etmedik. Onlarla Suriye'nin diğer bölgelerinde birlikteyiz" dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'ye harekat düzenlemek konusunda "fevri" davrandığını iddia eden Esper, bu durumun ABD'yi Türkiye ile ittifakını, YPG ile ortaklığını ve Amerikan askerlerinin güvenliği konusunda zor duruma düşürdüğünü öne sürdü. Esper, ''Bu operasyon Türk-Amerikan ilişkilerine şimdiden büyük zarar verdi'' dedi.
Esper, "Bize IŞİD hilafetini yıkma konusunda yardım eden DSG ile yakın koordinasyon içindeyiz ancak Amerikan kuvvetlerini Türkler ile Kürtler arasındaki uzun çatışmanın arasında bırakmayacağım. Bunun için Suriye'de değiliz" ifadesini kullandı.
ABD'li tüm yetkililerin Türk mevkidaşları ile harekatı durdurma ve tekrar güvenlik mekanizması anlaşmasına dönmesi çağrısında bulunduğunu ifade eden Esper, şöyle devam etti:
"Dün Bakan Akar ile görüşmemde harekatı durdurmaları konusunda istekli olduklarına dair bir emare görmedim. Buna şaşırmadım. Göreve temmuz ayının sonunda geldim ve kendisi ile çok kez görüştüm ancak bu onların ulusal güvenliğimizi etkiliyor vesaire diyerek YPG konusu sürekli ifade ettikleri bir temaydı. Bu müdahaleyi kaydettiğimiz ilerleme ile birlikte bu ölçüde yapma konusunda son derece kararlıydılar. Bu kararlılıkta bir azalma görmüyorum".
Türkiye'nin 2014'ten bu yana ABD ile YPG arasındaki ilişkiye karşı olduğuna işaret eden Esper, Türkiye'nin bu kaygılarını gidermeye çalıştıklarını ancak Ankara'nın harekat kararı almasına da şaşırmadıklarını anlattı.
'BAZI ALANLAR DIŞINDA DSG İLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ'
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley de sorular üzerine, Türkiye'nin Suriye sınırında YPG kontrolündeki alanın 400 kilometrenin üzerinde olduğunu belirterek, Barış Pınarı Harekat alanının 125 kilometrelik alanı kapsadığını ve bu harekat alanı dışındaki bölgelerde DSG ile birlikte çalıştıklarını söyledi.
Türkiye'nin hem savaş uçakları, silahlı ve silahsız İnsansız Hava Araçları, top atışları ile operasyon yürüttüğünü aktaran Milley, diğer saldırılara oranla karadan girişin şu an için daha sınırlı olduğunu dile getirdi.
IŞİD tutuklularına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Milley, "ABD'nin bu tutuklular konusunda yasal bir sorumluğu yok. Bunu belki hukukçular tartışır ama biz ABD ordusu olarak bunları Suriye'de korumakla yükümlü değiliz." dedi.
Milley, dün Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler'e, harekat bölgesindeki IŞİD mensupları ve diğer tüm konulardan Türkiye'nin sorumlu olduğunu söylediğini ifade etti.
ABD'nin DSG'yi silahlandırmaya devam edip etmeyeceğine ilişkin soruya ise Milley, "DSG ile bu müdahale alanı dışındaki bölgelerde IŞİD ile mücadele kapsamında çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
"ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde bir uçuşa yasak bölge ilan edecek mi?" sorusuna yanıt veren Milley, "70 yıllık NATO ortağımız Türklere karşı Kürt güçlerine destek amaçlı askeri operasyon yapmamıza izin veren bir Güvenlik Savunma Alanı yok" diye konuştu.
Milley, Türk Silahlı Kuvvetleri ile koordinasyon sağladıklarını ve ABD askerlerinin koordinatlarını Türkiye'ye verdiklerini de söyledi.
ABD'li komutan ayrıca Türkiye'ye "vurulmayacak hedefler listesi" verdiklerini sözlerine ekledi.