Bahçeli'nin dokunulmazlık sözlerine de cevap veren CHP lideri konuşmasını "Dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz" sözleriyle bitirdi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satırbaşları şu şekilde:
17-25 Aralık'tan sonra apartman aidatını Bank Asya'ya yatıranı işten attılar, 17-25 Aralık'tan sonra Pensilvanya'ya gidenlere kamu ihalesi verildi.
Kardeşi FETÖ'cü diyerek insanları kamudan attılar, ama kardeşi FETÖ'den tutuklu olan bazı isimleri büyükelçi atadılar.
Barış bildiri imzaladı diye üniversite hocalarını içeri at. Ayakkabı kutusu ile rüşvet alanı, Kuran ile dalga geçeni ödüllendirdiler. Biz devlette liyakat isteriz, onlar sadakat ister.
Biz toprağa galoşla asla basmayız. Aşık Veysel'in dediği gibi kara toprağı sevdamız olarak kabul ederiz. Onlar vatandaşa hesap vermeyi asla kabul etmezler. kul hakkı yemeyi en büyük günah olarak kabul ederiz. Bizimle onlar arasında siyahla beyaz kadar fark vardır. Biz düşünen insana saygı duyarız. Onlar farklı düşündüler diye günlerce aylarca hapse atarlar. Bizde kibir yok, hesap vermeyi onurlu bir görev kabul ederiz.
Onlar doğal olarak demokrasiyi de içselleştirmiş değillerdir. Demokrasiyi iktidarı ele geçirme aracı olarak görürler. İktidarı ele geçirdikten sonra oradan ayrılmanın bütün yolları ararlar.
'Benim dışımda birisi kazansıyda ona öfke duymam lazım, ondan intikam almam lazım' diyor. Kapalı kapılar ardından kendilerine 'hakim' diyenler, hakim müsveddeleri seçimi iptal ettiler. Ama biz yine kazandık. Kazanan bir kişinin elinden neden o yetkiyi alıyorsun?
'SUYA PARTİ ROZETİ TAKACAKLAR'
İnsanın içtiği suya ayrılık getirilir mi? Suya parti rozeti takacaklar. Allah akıl fikir versin. 'Hamidiye suyu içenler, içmeyenler diye ayrım yapılıyor. Kim yapıyor bunu? AK Parti.
İBB yeri geldiğinde senin soyduğun bütçenin açıklarını kapatacak güce sahiptir.
(Tank Palet Fabrikası) Sattılar her şeyi bir şey kalmadı. Sıra ordunun tank palet fabrikasına geldi. Bir anlaşma imzaladılar. Tank palet fabrikasının arazisinden daha büyük araziyi BMC firmasına veriyorlar. Bu arada arsa yetmiyor. Teşvik lazım diyor bana. Büyük teşvikler veriliyor. Hiçbir firmaya verilmeyen desteklerin tamamı veriliyor. Buyur tankı üret diyorlar. Arsa 2200 dönüm. Teşvik var. Ne zaman teslim edilecek 2020'de. Hazır fabrikayı bana ver burada üreteyim diyor. 20 milyar dolarlık bir fabrika istiyor. Mühendisler hazır fabrika hazır AR-GE hazır. Bu fabrika kendisine tahsis edilirse tank üreteceğini söylüyor. Bunu da verdin ama diyor para yok diyor. Nereden para gelecek? Katar emirinden para gelecek. Katar emiri 'bana ne vereceksin' diyor. 'Şirket yönetiminde benim söz sahibi olmak gerek' diyor. Bunlar da veriliyor. MSB orduya ait tank palet fabrikası için şöyle bir formül düşünüyorlar. KHK ile burayı anonim şirketine dönüştürüyorlar. Özelleştirme kararı alıyorlar. Biz kıyameti koparıyoruz. Kendi askeri sırları başka bir ülkeye verilebilir mi?
Milliyetçilik kendi vatanına kendi ordusuna sahip çıkmaktır. Bunu yapanların dini imanı yoktur. Memleket sevgisi yoktur. Özelleştirme kanunu der ki: Milletin bilmesi esastır. İyi ki CHP var. O gizli kararnameyi bulduk. Ortaya çıkardık.
Bir devlet kendi askeri sırlarını yabancı başka bir devlete verir mi? Ülkücü ve vicdanlı AK Partili kardeşlerime sesleniyorum dünyada kendi silah fabrikasını başka bir orduya peşkeş çeken devlet var mı? Bana milliyetçilik dersi verenlere de bu kapak olsun. Bunu yapanların dini imanı yoktur
Düne kadar beka diyorlardı, devasa fabrikayı Katar ordusuna teslim ettiler. Nerede beka? Bunun adı ihale değil, vatana ihanettir. TSK, kendi malının müşterisi oluyor. Böyle bir şey var mı?
BAHÇELİ'YE DOKUNULMAZLIK YANITI: KALDIRMAZSANIZ NAMERTSİNİZ
Bu milletin hakkını savunacağım; rahatsızlar, beni susturmak istiyorlar, dokunulmazlığımı kaldırmak istiyorlar; kaldırmazsanız namertsiniz. Dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz.