Rusya'da hükümetin alkol tüketimini azaltmaya yönelik çalışmaları meyvelerini veriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yayınladığı rapora göre, bu ülkede alkol tüketimi 2003 yılından bu yana yüzde 43 azaldı.
Raporda yer alan verilere göre Rusya, tarih boyunca dünyanın alkole en düşkün ülkesi olarak görülmekteydi. Bunun yanında 90’lı yıllarda ülkedeki ölüm oranındaki artışın nedeni de büyük ölçüde alkol tüketimiyle ilişkiliydi.
Ancak geçtiğimiz yıllarda, Rusların bu düşkünlüğünde kademeli olarak düşüş kaydedildi.
Alkol tüketimindeki bu düşüş, ülkede 2018 yılında kadınlarda 78 ve erkeklerde 68 yıl ile en yüksek düzeye ulaşan ortalama yaşam süresini de doğrudan etkiledi.
Alkolizmle mücadele edilen 90’lı yıllarda ise ülkedeki erkeklerin ortalama yaşam süresi yalnızca 57'ydi.
Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov, getirdiği kısmı yasaklarla alkol karşıtı bir kampanya başlatmıştı. Bu girişim, 80’li yılların sonundan 90’lara kadar ülkedeki alkol tüketimin azalmasına katkı sağlamıştı.
Putin yönetimde ise saat 23:00’dan sonra alkol satışı tamamıyla yasaklandı, alkollü içeceklerdeki minimum perakende satış fiyatları arttırıldı ve alkollü içeceklerin reklamları yasaklandı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün daha önce yaptığı açıklamalara göre günümüzde Rus toplumu, Alman ve Fransız toplumuna nazaran daha az alkol tüketiyor.
Moskova’nın savaş açtığı tek zararlı alışkanlık alkol tüketimi değil, benzer yaptırımlar sigara için de geçerli. Geçtiğimiz hafta ülkede, vatandaşların kendi evlerinin balkonunda sigara içmeleri dahi yasaklandı.
Ülkede tütün mamullerinin tüketimi, 2009 yılından 2016 yılına dek yüzde 50’den fazla azaldı. Küresel Yetişkin Tütün Tüketimi Anketi’ne göre, Rusların yüzde 30’dan daha azı sigara tüketiyor.