Her gün gündeme gelen ruhsatlı silahla meydana gelen kadın cinayetleri ülke gündeminde yer alıyor. Silahla zarar görenlerin yanında silahların sayısı da gün geçtikçe artıyor. Geçtiğimiz günlerde topluma rol model olma ihtimali yüksek bir kişi olan futbolcu Arda Turan’ın dahi hastanede ruhsatsız bir silah ateşlemesi, gelinen noktayı gözler önüne serdi.
Silahlanma giderek daha tehlikeli bir noktaya evrilirken Psikiyatr Esra Koçak, Başlangıç Noktası programında silah kullanmanın görünen ve görünmeyen sebeplerini anlattı. Koçak, silahın kimin elinde olduğunun önemini vurgularken insanların kendi içlerindeki agresyonu dışarı, karşısındaki kişiye projekte ettiğini, bu yüzden de korunmak için silah aldığını dile getirdi:
‘9 MİLYON RUHSATSIZ SİLAH’
3 Amerikalıdan biri silah sahibi. Oranın kültürüne dair bir şey silah. Bizde de çok ciddi oranda artış var. Son on yılda 10 katlık bir artış var. Şu anda ruhsatlı 3 milyon ruhsatsız 9 milyon silah var. Bunlar tespit edilenler edilemeyen de epeyce silah var. ABD’de anayasal bir hak silah taşımak. Kendini ötekine ve devlete karşı koruyabiliyorsunuz. 16 yaşındaki çocuklar silah alabiliyor bazı eyaletlerde. Silahı kime verdiğinizi bilmezseniz, mesela agresyonunu kontrol edemeyen biri silah alabilir. Silah kimin elinde çok önemli bir konu.
Örneğin bir kuyumcu para ve mücevher taşıdığı için silah taşımalı. Ama bunun dışında neden silah taşıyoruz? Bununla ilgili Bakırköy Hastanesi’nde bir poliklinik anım var. Bir gün gelen bir kişi ruhsat istedi. Neden ihtiyacınız var deyince korunmak için dedi. Düşmanlarım var dedi. Nasıl bir düşmanlık diye sorunca her yerde beni takip ediyorlar dedi. Kişide paranoid şizofreni gelişmiş. Kişi gerçekten takip edildiğini düşünüyor o yüzden silah istiyor. Korku çeşitli nedenlerle oluyor. Bazen paranoid olmak, zarar göreceği endişesi, korku, ötekileştirme bizi silaha itiyor. Korkunca silaha sarılıyorsunuz. İnsan korunmaya ihtiyaç duyuyor temelde. Ama neden korunduğu şüpheli. Saldırı nereden geliyor ki? Kişi içinde ne kadar agresyon barındırırsa karşısındakini o kadar agresif görüyor. Projeksiyon dediğimiz şey bu. Yapılan araştırmalarda daha öfkeye meyilli, daha agresif kişilerin silah edindiği bulunmuş. Tam da silah edinmemesi gereken kişiler bunlar.
‘RUHSAT VERENLERİN ROLÜ ÖNEMLİ’
Devlet hastanelerinin yoğunluğunda bunu ne kadar etkin bir biçimde yapabilirsiniz? Sırf bunlar için bile hastaneler oluşturulabilir. Ruhsat alınmasını da zorlaştırır. Belli coğrafyalarda insanlar silah almak istediklerinde onlara bunu vermemek gibi bir şansınız olmayabilir. Küçük bir şehirde çalışıyorsunuz vermeme şansınız olmayabilir. Reçete yazmıyorsunuz diye vurulan doktorlar, sağlığa şiddet var bu ülkede.”