EKSEN

‘Bolton ayrılığı İran'la ilgili yeni gelişmelerin önünü açabilir ama ABD'nin Ortadoğu politikasında büyük fark yaratmaz’

Serra Karaçam'a göre, Bolton görevden alınması İran konusunda yeni gelişmelerin önünü açabilir ama Ortadoğu politikasında önemli değişiklik beklenmemeli. Trump'ın Bolton kararında 2020 seçimine dair duruşunun etkili olduğunu belirten Karaçam, Ankara’nın ise özel beklentiye girmemesi gerektiği görüşünde.
Sitede oku

 

Trump'tan Bolton için 'O beni engelliyordu' yorumu
ABD Başkanı Donald Trump'ın, İran, Afganistan, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Venezuela gibi kilit başlıklarda sertlik yanlısı politikaları tercih eden Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ı görevden almasının yankıları sürüyor. Trump'ın kararının politikalara yansımasının ne olacağı tartışılırken, Ankara'ya karı da sert söylemleriyle bilinen Bolton'ın gidişinin olası sonuçları merak ediliyor.

Tartışmaları ve olası gelişmeleri ABD'de yaşayan gazeteci Serra Karaçam ile konuştuk:

‘DEMOKRATLAR CEPHESİNDE ARTIK DÜNYA DAHA GÜVENLİ BİR YER’

Serra Karaçam'a göre Bolton’ın ulusal güvenlik danışmanlığından alınması, genel olarak Demokratlar tarafında olumlu karşılandı. Trump'ın kararında Afganistan için Camp David'de planlanan görüşmelere yönelik Bolton'ın yaklaşımının yanı sıra ABD Başkanı'nın yaklaşan BM Genel Kurul toplantılarında İran lideri Ruhani ile görüşme arzusunun etkili olduğunu belirten Karaçam, bu konularda olumlu yansımaların görülmesi ihtimali bulunduğu görüşünde:

Trump'tan Bolton açıklaması: Zeki değil, bize puan kaybettirdi

“Demokratlar cephesinde artık dünya daha güvenli bir yer diyenler oldu ayrılığın ardından. Onların bile bu yorumu yapması önemli. Ama durum bu kadar iyimser mi Ortadoğu politikalarında gerçek bir değişiklik, daha az savaş, daha az kaos bekleniyor mu, bunu yerine gelen isimle öğreneceğiz. Diğer bir görüş ise Bolton’ın aslında daha çok Bolton olmadığı için de bu savaşları daha çok Amerika’nın çıkarına dönüşebilecek şekilde yönetemediği için de gönderilmiş olacağı, yani bu kadar iyimser bakmamak gerektiği yorumları da yapılıyor. Böyle düşünenler azınlık. Ama genel anlamda bir iyimserlik hakim. Bu petrol fiyatlarına da yansımış vaziyette bugün. Bolton’ın ayrılığında ilk başta Afganistan Taliban ile barış görüşmelerindeki fikir farklılığı dile getirildi ilk etaptaki yorumlar özelikle bu şekilde oldu. Taliban liderlerinin Camp David'de, Maryland’deki askeri tesiste görüşmeye gelmesi özellikle 11 Eylül’ün yıldönümünde negatif karşılanmıştı çeşitli çevrelerce ve Demokratlar açısından da bu çok güzel kullanılmıştı. Bunun en önemli başlık olduğu düşünüldü ama arkasından bugünkü haberlere baktığımız zaman İran’ın daha büyük bir fikir ayrılığı olduğu ve bununla ilgili en büyük yansımanın görülebileceğiydi bugünkü yorumlar. Trump, İran’ın görüşmek istediğini söylüyor ama esasında doğru değil. Çünkü Ruhani görüşmeleri reddetti. Şimdiye kadar yaptırımlar kalkmadığı sürece görüşmeyeceğini biliyoruz Ruhani’nin. Fakat bu Fransa öncülüğünde Paris’in araya girmesiyle 15 milyar petrol garantisi altındaki kredinin gündeme gelmesiyle birlikte işler değişebilir. Çünkü G7’de de Trump olumlu mesaj vermişti bununla alakalı. Zaten esas Bolton ile ayrılığın sebebinin bu olabileceği düşünülüyor. Çünkü Bolton’ın genel çizgisi itibariyle bedeli ne olursa olsun Amerika’nın güç kullanması ve diplomasiyi ön plana çıkarmaması modelini benimsediği biliniyor. Bir diğer nokta da Bolton’ın burada Trump yönetimiyle veya bir başkanın altında çalışmayı değil de kendi bireysel ajandasıyla ilerlemeyi tercih ettiği. İran konusunda gelecek olursak, evet, BMGK toplantıları sırasında görüşme olabilir. Trump’ın bugün de bu 15 milyar krediyle ilgili olumlu bir ilerlemeye açık olduğu yansıyan haberler arasında. Trump dün de zaten İran görüşmek istiyor dese de esasında görüşülebileceğini, İran’ın finansal sıkıntılı durumunun nükleer anlaşmaya dönmesi için bir gerekçe olabileceğini söylemişti. Bugün de yönetimden sızan haberlerde bunları görüyoruz. Bu anlamda olumlu bir yansıma olacak gibi. Yaptırımların hafiflemesi, bu 15 milyarın bir nefes vermesi İran’a.”

‘HEM KONGRE HEM SENATO BOLTON’DAN RAHATSIZDI’

'Bolton, İran yaptırımlarını hafifletmeye karşı çıktığı için görevden alındı' iddiası

Karaçam, Bolton'ın görevden alınmasında, tutumunun yönetim içindeki konsensüsü bozmasının da ötesinde duruşunun Trump'ın 2020'deki başkanlık seçimlerinde şansını etkileme potansiyelinin de etkili olduğu görüşünü dile getirdi:

“Her ne kadar İsrail lobisi Amerikan siyasetinde Kongre’de çok etkili olsa da senatoda Bolton ile ilgili de bir rahatsızlık vardı esasında. Trump’ın bir diğer kovma nedeni her ne kadar Bolton istifa ettiğini defalarca açıklasa da ki böyle olma ihtimali var, senatörler arasında da rahatsızlık yarattığı bilinen bir gerçek. Kendi ajandasında diretmesi, siyasi olarak da Trump’ı zora soktuğu görüşü hakim. Bu nedenle özellikle 2020 öncesi böyle bir seçim atmosferinde aslında her ne kadar İsrail lobisine yakın senatörler için bu önemli olsa da Bolton, İsrail’in Washington’daki elçisi olarak nitelense de sanki bir rahatlık yarattığını söylemek mümkün. Kuzey Kore ile ilgili Trump’ın dün attığı tweette, Libya modelini benimsediğini söylemişti Bolton, bunun zekice olmadığını ifade etti. Venezüella’da da iç müdahaleye destek verdi, çok öncülük etti bunda, ama olmadı bu. Demek ki yönetim hatalı dış politika kararlarının bir bedelini belki de ödetti. Zaten yönetim tek başına Bolton’ın kararlarını uyguluyor pozisyonunda değildi. Bu nedenle zaten dışişlerinin rahatsızlığı, Pompeo’nun karadan mutlu olduğu yorumları çok fazla yapıldı. Venezüella ile ilgili de istediği noktaya gelememişti. Dolayısıyla bütün bu kararlarda yönetimin ortak bir konsensüs ile hareket edebilmesi esas. Yani o tek başına başkan ne Bolton ne de dışişlerinin bildiğimiz gibi savunma bakanlığının da ayrı bir duruşu var tek başına bir politikayı aktif şekilde uygulayabilmesi çok mümkün değil. Bütün bunlarla alakalı Trump sahada Bolton ile yarışma durumunda kaldı ve bunu istemediği çok açık.”

‘VENEZÜELLA VE NİKARAGUA POLİTİKALARI, TRUMP YÖNETİMİNE KREDİ KAYBETTİREN OLAYLAR OLDU’

İran: Bolton, bizi 3 ay içerisinde yok edeceğini vaat etmişti, kendisi gitti

Karaçam, ABD’nin çıkarları için diplomasiyi yok sayan bir stratejide ilerleyen Bolton’ın Venezüella ve Nikaragua’da izlediği politikaların sonuçsuz kalmasıyla Trump yönetimine kredi kaybettirdiğini ifade etti. Bolton’ın görevden alınmasının ABD’nin dış politikalarına ne yönde etki edeceğinin yerine gelen isimle netleşeceğini dile getiren Karaçam, ABD’nin seçimler öncesi kendi iç sorunlarına yoğunlaşmak niyetinde olduğunu söyledi:

“İç taktik olma ihtimali var çünkü senatoda da Bolton rahatsızlık yaratan bir isim. Çalıştığı binada bütün yürüyen işleri kendi istediği şekilde gitmeyen şeyleri basına sızdırdığı gibi, çok bireysel davranan ve koordineli gitmeyen bir isim olarak biliniyor. Bu durum senatörler de dahil Cumhuriyetçi yapı içerisinde yönetim içerisinde rahatsızlık yaratan ve tehdit unsuru olarak görülen bir durumdu. Ayrıyeten hem Venezüella’da hem Nikaragua’da bu rejim değişikliğine yönelik politikaların aslında cevap alınamayan politikalar olduğunun görülmesi yönetime yine kredi kaybettiren olaylar olarak sıralanabilir. Çünkü sürekli masraf, maliyetler var ve karşılığında istenen sonucun alınamadığını görüyoruz. Yine Suriye’den çekilme konusunda Trump’ın bunu istediğini biliyoruz. Kuzey Kore ile, İran ile görüşmeler bu konuda bir set çekti Bolton ve tam tersi yönde operasyonları destekledi. Örneğin İran’da rejim değişimi için aksiyon alınması gibi. Bu politikaların işe yaramaması Trump’ın artık dış politika ile ilgili ciddi bir sorgulama içinde 2020 öncesi girmesiyle neticelendi. Bundan sonra bunlar değişir mi sadece bu seçim için olan bir şey mi, yerine kim gelecek sorusu da önemli burada. Pompeo’nun ilk defa Kissinger’dan bu yana iki rolü birlikte üstlenen isim olabileceği konuşuluyor. Trump 5 kişiden bahsetti, ama hepsi çok parlak, bu son 3 yıl içinde tanıdığım isimler arasında 5 aday aklımda dedi. Pompeo’nun da bu ikili göreve gelebileceği, seneler sonra bu şekilde görevlendirilebileceği konuşuluyor. Dolayısıyla gerçekten bir şey değişecek mi, bölgede gerilim biter mi Ortadoğu açısından, bunu biraz da bu isim belli olduktan sonra göreceğiz. Ama Amerika’nın artık sonu gelmez savaşlardan çok yorulduğunu ve artık buna odaklanmak istemediğini ve Amerikalıların da seçim öncesi Amerika içindeki sorunları çözmeye odaklı bir şeyler görmek istediği çok açık. O yüzden klasik Amerikan siyaseti dünyada global olarak Amerika’nın tekli rolü gibi noktalardan ziyade bu içerideki problemlerle ilgili çözüm arıyor insanlar. Trump, Irak savaşını da eleştiriyor yeri geldiğinde kampanya sırasında. Dolayısıyla Bolton onun da mimarı olan bir isimdi. Bush döneminden beri zaten aktif olan bir isim çeşitli rollerde karşımıza çıktı. Dolayısıyla bir şeyler değişebilir.”

‘BOLTON ÇALIŞIRKEN DE FİKİR AYRILIKLARINI BASINA SIZDIRIYORDU’

Kalın, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton ile görüştü

Karaçam, Bolton’ın Trump yönetimi ile ilgili bilgileri sızdırabileceğini, bunu zaten görevdeyken fikir ayrılıkları yaşandığında da yaptığını söyledi. Karaçam, Türkiye’nin Bolton’ın yerine gelecek isim konusunda bir beklenti içine girmemesi gerektiği görüşünde:

“Trump döneminde görev yapan insanların görevden alınma biçimlerinin Twitter üzerinden olması buna ilk direnenler dışişleri bakan yardımcısı ve dışişleri bakanı olmuştu. Dışişleri bakanını Twitter’dan açıkladığında Trump, bakan yardımcısı böyle bir görüşmenin gerçekleşmediğini belirterek Trump’ı yalanlamıştı, ardından onu da görevden almıştı zaten. Yine savunma bakanı kendi istifa etti Trump’ın politikalarıyla ilerlemek istemediği için. Böyle bir yönetim dönemi Amerika gerçekten görmemiş ve çalışmayı seçenler de bir şekilde kendilerini kariyerleri negatif şekilde sonlansa da Amerika’ya hizmet algısı için bu görevleri yaptıklarını anlatıyorlar. Gerçekten bu anlamda Trump bir ilk diyebiliriz. Güvenli bölge ile ilgili İbrahim Kalın ile Bolton sürekli telefon görüşmeleri gerçekleştiriyordu. Kuzey Suriye’de YPG yanlısı tutumu, Türkiye’nin bu konudaki endişelerini dikkate almaması gibi birtakım görüş ayrılıkları olduğu biliniyor zaten. Ancak bu yine genel politikalarla alakalı bir şey. Bolton her ne kadar buralarda net duruş sergilese de bir şekilde iletişim yürüyordu. Yerine gelecek isim Türkiye’yi ne kadar tanıyor, Türkiye’ye karşı tutumu nasıl olacak, bunun üzerinden şekillenecektir. Eğer bu noktada olumlu olma ihtimali olan bir isim gelirse bir şeyler değişir yoksa değişmez. Çünkü Bolton da sert tutumuna rağmen bir şekilde yürütüyordu bu görevi, görüşme onun üzerinden yürüyordu. Amerika’nın YPG ile ilgili tutumu Türkiye ile alakalı nasıl bir ismin geleceğine bağlı olmaksızın alınmış bir tutum zaten. Dolayısıyla çok ümitli olmak Türkiye açısından bir şeylerin değişeceği anlamında gerekli değil bence. Başkanın birtakım yetkileri var yaptırımlarla ilgili örneğin. Birtakım vakit kazandırıcı yetki kullanabilir başkan Türkiye lehine. Şimdiye kadar verdiği demeçlerle dahi hep gerilimi azaltmayı tercih etti Trump. Ama güvenlik konularında daha geniş konsensüs ile Amerika politika belirliyor. Askeri kesimin de burada stratejide etkin rolü var, dışişlerinin ayrı bir rolü var. Dolayısıyla Bolton gitti, Türkiye karşıtı diyebileceğimiz bir isimdi ama yerine kim gelecek sorusu yine Amerika’nın global politikalarla ilgili uzun vadeli hedefleri çerçevesinde Türkiye ile Suriye ile ilgili genel planlar çerçevesinde bir şeyler değişebilir. Bolton’ın yerine gelen isim bu planları harekete geçirmeyi sürdürecek bir isim olursa, Amerika’nın Suriye’deki Türkiye ile alakalı süren şu anda güvenli bölge olsun, bunlar alt unsurları bu politikaların değişmesi beklenmez. Bolton’ın zaten çalışırken de fikir ayrılıklarını basına sızdırdığı için basınla alakalı onu savunan çeşitli demeçler, aslında ulusal bir kayıp olduğu, Amerika’nın çıkarlarını düşünen ulusal güvenliği düşünen bir isim olduğu gibi yorumcular yazılar kaleme alıyorlar. Bu tip şeyler görüyoruz. Başka şeyleri sızdıracak mı, bunu zaten yapıyor olduğu belirtiliyor. Ama biz onun adını duymuyoruz tabii ki sadece çıkan haberleri biliyorduk. Yine kendisi görünür şekilde bir şey çıkarır mı yoksa alttan alta bir şeyler mi yapar, bunu biz de göreceğiz.” 

Yorum yaz