İçişleri Bakanı Soylu, Bursa'da gerçekleştirilen düzensiz göçle ilgili değerlendirme toplantısına katıldı.
Dünyadaki her 5 mülteciden 4’ünün göçün çıktığı ülkelere coğrafi olarak yakın ülkelerde yaşadığını belirten Soylu, şöyle devam etti:
'TÜRKİYE'Yİ ZAAFA UĞRATMAYA ÇALIŞAN ANLAYIŞLA GÜN GEÇTİKÇE DAHA FAZLA KARŞILAŞIYORUZ'
'GÖÇ, SİYASET İÇİN MANİPÜLE EDİLECEK, BU ADİL DEĞİL'
"İlişkilerini inkâr dahi etmiyor ve diğer bazıları da bunlara moral veriyor, propagandasını yapıyor, siyasi destek veriyor. Göç, siyaset için manipüle edilecek, teröre müzahir yapılar siyaset için maskelenecek, bununla ilgili hukuk süreçleri muhalefet yapma adına itibarsızlaştırılacak, terör konusunda dünyada hukuk normları, uluslararası prensipler, uygulamalar, bu noktada görmezden gelinecek ve Türkiye bütün bunlara rağmen hem göçte, hem de terörle mücadelesinde hukuku, insanlığı ve ilkeselliği öncelemesine, kamu düzenini, insan canını, malını korumaya çalışmasına rağmen, mazluma el uzatmasına rağmen eleştirilecek, suçlanacak, sağ ve sola şikayet edilecek. Bu adil değildir. Bu hakkaniyetli bir değerlendirme de değildir” değerlendirmesinde bulundu.
'BİZİM AKLIMIZLA ALAY MI EDİYORSUNUZ?'
Üç belediye başkanının terörle olan ilişiğinden dolayı devam eden kovuşturmaları sebebiyle anayasadan ve kanunlardan kaynaklanan yetki ve sorumluluk dahilinde görevden alındığını belirten Soylu, şöyle devam etti:
'DİYARBAKIR'DA HALAY ÇEKENLERİN EVLATLARIMIZ ŞEHİT EDİLİRKEN GIKLARI ÇIKMADI'
"Bugün Diyarbakır’da halay çekenlerin, evlatlarımız şehit edilirken, o eylemler yapılırken gıkları çıkmadı" diyen Soylu, "Belediyenin kepçesinin terör eylemlerinde ne işi var diye bir kişiden söz duymadım. Ne zaman ki o eylemlerden sonra iş makinelerini PKK’nın emrine veren o belediyeleri görevden aldık, Türkiye’nin en batısından, İzmir’den kalktılar, koşa koşa geçmiş olsuna gittiler. Şimdi, aynısını yapıyorlar. Maşallah, hakim de onlar, kanun da onlar, etik de onlar, bakan da onlar, her şeyin doğrusunu bilen de onlar. İspanya’da mahkeme, 10 yıldır eylem yapmayan terör örgütü ETA’nın eylemlerine karşı sessiz kalmayı bile kapatma gerekçesi saydı. Bırakın söz söylemeyi, bırakın beraber, özellikle Atatürk fotoğrafı üzerinden terör örgütünün uzantılarını maskelemeyi, yazıklar olsun. Ona ses çıkarmayanlara da yazıklar olsun" şeklinde konuştu.
'GÖNLÜNÜZ TERÖR ÖRGÜTÜ MÜZAHİRLERİNE ATATÜRK TABLOSUNU VERİRKEN RAHAT ETSİN'
"Ay yıldızlı Türk bayrağı Diyarbakır Belediyesi ve diğer belediyelerden çıkartılırken, içiniz rahattı değil mi? Şimdi, gönlünüz terör örgütü müzahirlerine Atatürk tablosunu verirken rahat etsin. Atatürk’ün her türlü istismar edildiği ortamı gördük bu ülkede, ama terör örgütü üzerinden istismar edildiğine şimdiye dek rastlamadık. Yazıklar olsun. 30 Ağustos’u yeni geçtik; Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün şehitlerimiz ruhu şad olsun, bunu çok net söylüyorum. Buralarda kalırız kalmayız, görevleri yaparız yapmayız, bunların hepsi, zaman içerisinde geçmişte kalacak işlerdir. Ama bu ülke hür olmalı, bu ülke ve bu millet sadece 780 bin kilometre kareye değil, etrafındaki coğrafyaya ve dünyaya kendi medeniyetini anlatabilmelidir. Bu tip şaklabanlıklar Türkiye’nin kendi istikametini başka bir noktaya çekmektir. Burada hepimiz bir nesiliz. 10 yıl önce de, 20 yıl önce de, 40 yıl önce de Türkiye, PKK terör örgütüyle karşı karşıya kaldı, evlatlarını kaybetti, ekonomisinde yoksunlaştı. Bu dönemleri hep beraber yaşadık, ne istiyoruz yahu, aynısı yeniden mi gelsin? Bizden sonraki nesiller de bu bizim yaşadıklarımızı yaşamaya devam mı etsin? Ballandıra ballandıra anlatıyor, sarılmışlar, kucaklaşmışlar, halay çekmişler. Allah neşenizi artırsın, gözümüz yok. Bir tarafta şehit aileleri dururken, gaziler dururken, Diyarbakır’a gitmişken Hacire anaya da bir uğrasaydın, oğlunun nasıl kaçırıldığını, bir oğlunun nasıl infaz edildiğini onun ağzından bir dinleseydin bari. Yoksa medya yapıcıların, ajansların sana öyle bir sufle yapmadılar mı? Buradan söylüyorum: İşini yap, başımızın üzerinde yerin var, ama işini yapmanın dışında başka işlerle meşgul olursan pejmürde ederiz. Bu kadar açık ve net. Bu ülke adına, bu millet adına, sağına soluna bakmayız. Yıllardır terörden acı çeken insanlar dururken, terörist cenazelerinde yas tutan adamlara böylesine bir destek milletimizin de bizim de gönlümüzü acıtır, kimse kusura bakmasın."
'İDLİB'DE 50 BİN BROŞÜR DAĞITIYORLAR, 'TÜRKİYE KAPILARINI AÇIYOR, SİZİ BEKLİYOR' DİYORLAR'
'TERÖR ÖRGÜTLERİ İNSAN KAÇAKÇILIĞI YAPIYOR'
"Türkiye’nin göç politikasının ensar-muhacir çizgisinde şekillendiğini söyleyen Soylu, şu ifadeleri kullandı:
'SURİYELİ SAYISI 3 MİLYON 657 BİN 694, MESELE SURİYELİ SAYISI DEĞİL'
Gönüllü olarak ülkesine dönen Suriyeli sayısının bugün itibariyle 352 bin 52 olduğuna işaret eden Soylu, "Ayrıca ülkemizde 1 milyon 546 bin kişi de yasal ikamet izni ile bulunmaktadır. Bunlarda çalışma, eğitim öğretim, bunların arasında yabancı şirket çalışanları öğrenciler gibi insanlarda bulunmaktadır. Yakalanan düzensiz göçmen sayısı ise 2010 yılında 175 bin iken, 2018’de yüzde 52 buçuk oranda bir artışla 268 bin 3 olmuştur Bu sene içinde ilk 8 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47.2 artarak 237 bin 405 oldu. Geçen yıl 12 ayda 268 bin yakaladık, bu yıl 8 ayda 237 bini aştık. Düzensiz göçmen akımı aynı şiddetle devam etmektedir. Bizler artarak bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Buralardan anlıyoruz ki dünyada göçü tetikleyen şiddet, terör, gelir adaletsizliği, siyasi istikrarsızlık, özellikle emperyalizmin kullandığı radikalizm gibi konularda maalesef göçün yaşandığı ülkelerde herhangi gelişim söz konusu değildir” diye konuştu.
'İSTANBUL'U YENİ SURİYELİ KAYDINA KAPATMIŞTIK ANCAK...'
"İstanbul Valiliğimizle birlikte tüm birimlerimizle koordinasyonlu ortak bir çalışma gerçekleştirdik. Tüm geçici Suriyelerin kayıt olduğu illere dönmesine yönelik teklifte bulunduk. Bununla ilgili kontrolleri arttırdık. Sahada daha fazla çalıştık. Bugün elde edilen rakamlara göre başka illere kayıtlı 9 binden fazla aile İstanbul’dan ayrıldı. Bu 35 bin kişi yapıyor. Şu anda bize müracaat eden ve yine başka illere gitmek isteyen 16 bin aile var, bu da 65 bin kişi yapıyor. Bir defada 35 bin kişi ayrıldı, 65 bin kişi de İstanbul’dan ayrılmak için hazırlıklarını yapıyor. Geçen yıl toplam İstanbul’da yakalanıp sevk edilen düzensiz göçmen sayısı 15 bin civarında bile değildi. Şimdiki rakam yılbaşından bu yana 55 bindir. Bir adım daha atacağız. Gönüllü geri dönenlerin sayısı da 1500’dür. İstanbul’dan gönüllü olarak Suriye’ye dönenlerin sayısı 1500’dür."
'EN ÖNEMLİ MESELELERDEN BİR TANESİ DE ÇALIŞMA REJİMİ'
'BURSA'DA GEÇİCİ KORUMA KAPSAMINDA BULUNAN SURİYELİ SAYISI 175 BİN 584'