Balıkesir'in Bandırma ilçesinde belediyeyi ziyaretinin ardından hizmet binası önünde toplanan vatandaşlara seslenen CHP lideri Kılıçdaroğlu, kavgadan uzak, Türkiye'nin çıkarlarına odaklanmış, ülkenin Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği çizgi çerçevesinde büyüyüp güçleneceği, itibarının sürekli artacağı ve her alanda üreteceği yeni bir siyaset anlayışını inşa etmeye çalıştıklarını söyledi.
Bunun için 7 ilke belirlediklerini ve belediye başkanlarından bunlardan ödün verilmemesini istediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Herkese eşit davranın dedik. 'Efendim bu mahalle bana oy vermedi, ben onların burnunda getireceğim.' Hayır, asla. Oy versin vermesin, nerede sorunu olan bir vatandaşımız varsa oraya gidecek ve sorununu çözeceksiniz. En büyük arzumuz budur. Yine söyledim, eğer bulunduğunuz kentte, mahallede, ilde, ilçede bir çocuk yatağa aç giriyorsa o gece rahat uyumayacaksınız. O çocuğun karnı doyacak, ailesi, annesi huzur içinde akşam yatağa yatıracak. Bizim siyaset anlayışımız bu, yeni bir siyaset anlayışı. Ayrımsız ve herkesi kucaklayan bir siyaset anlayışı."
'SEN MERAKLANMA BEYEFENDİ, BEN BAYRAĞI SENDEN ÇOK DAHA İYİ BİLİRİM'
Orta Doğu'da yaşanan gelişmelere değinen Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Orta Doğu bataklığında bizim ne işimiz var? Allah aşkına bir Allah'ın kulu çıksın, Orta Doğu bataklığında Türkiye'nin ne işi var? Biz niye oraya girdik? Hangi gerekçeyle girdik? 'Efendim, oraya giriyoruz.' Niye girdik? Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanıydı, birisi talimat verdi, girdi. Kendisine şu soruyu sordum: 'Seni Orta Doğu bataklığına hangi egemen güçler soktu?' Buradan, güzel bir ilçeden, güzel bir beldeden tekrar soruyorum: Seni Orta Doğu bataklığına hangi egemen güçler soktu? Bunun cevabını ben istiyorum. Hangi egemen güçler? Bizim Suriye ile bir sorunumuz yoktu. Bizim Mısır'la bir sorunumuz yoktu. Niye Mısır'la kavga ettik? Orta Doğu'nun en güçlü ülkesi Mısır. Ben diyorum ki Doğu Akdeniz'de Türkiye yalnızlığa mahkum edildi. Vay efendim, 'Sen bayrağı biliyor musun? Gemilerimiz var orada, tanımıyor musun?' Sen meraklanma beyefendi, ben bayrağı senden çok daha iyi bilirim. Hele hele Gazi Mustafa Kemal'in partisinde, onun koltuğunda oturan bir genel başkana bayrak edebiyatı yapamazsın, milliyetçilik edebiyatı yapamazsın."
'KIBRIS'TA TÜRK BAYRAĞI DALGALANIYORSA RAHMETLİ ECEVİT'İN SAYESİNDE'
Milliyetçiliğin, vatanın her çakıl taşına sahip çıkmak anlamına da geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi ben Allah aşkına şu soruyu sorayım, ben sormayayım da kim sorsun: Arkadaş, Süleyman Şah Türbesi'ni kendi topraklarından kaçıran kimdi? Şu sorunun cevabını istiyorum. Süleyman Şah Türbesi'ni hem mezarı hem bayrağıyla kendi topraklarından kaçırıp başka bir yere getiren kimdi? Şimdi bana kalkmış milliyetçilik edebiyatı yapıyor. 'Ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alırım' diyen kimdi? Şimdi kalkmış bana bayrak edebiyatı yapıyor, 'Kıbrıs' diyor. Eğer bugün Kıbrıs'ta Türk bayrağı dalgalanıyorsa rahmetli Ecevit'in sayesindedir. Sen 'milliyetçilik' diyorsun, hangi milliyetçilik? Sakarya'daki orduya ait Tank Palet Fabrikasını, Katar Ordusuna peşkeş çekeceksin, ben buna itiraz edeceğim, sen bana bayraktan söz edeceksin. Sen bana bayraktan söz edemezsin. O bayrak benim ruhumda, kalbimde, aklımda, mantığımda ve tarihimde var. Sen kim, milliyetçilik kim? Vatan sevmek başka bir şeydir, bayrağı sevmek başka bir şeydir, ona inanmak başka bir şeydir. Bunları anlatmamın nedeni şu: Biz demokrasiden, kadın-erkek eşitliğinden, gelir dağılımından, gelir dağılımda eşitlikten, çitçinin kazanmasından, esnafın kazanmasından, emeklinin kazanmasından, işsizlikle mücadeleden söz edince bir şeyler bulacaklar. Kılıçdaroğlu'na nasıl saldıracaklar, buradan saldıracaklar. Tutmaz arkadaş tutmaz, ne söylersen söyle tutmaz çünkü bu yürekte insan sevgisi var, vatan sevgisi, bayrak sevgisi var burada."