DÜNYA

'İran'ı tecrit etmek, Trump'ın dış politikasının başlıca hedeflerinden biri'

ABD’nin Yunanistan’a ve diğer Akdeniz ülkelerine, bırakıldıktan sonra Cebalitarık'tan hareket eden ve Kalamata Limanı'na giden İran'a ait petrol tankerine yardım etmemeleri konusunda yaptığı uyarıları yorumlayan Rus uzman İbragimov, İran’ın tecrit edilmesinin ABD Başkanı Trump’ın dış politikasının başlıca hedeflerinden biri olduğunu belirtti.
Sitede oku

Moskova merkezli Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nden siyaset bilimci, Valday tartışma kulübü uzmanı Ferhat İbragimov, Sputnik’e demecinde ABD’nin NATO’ya üye olan Yunanistan’a ve diğer Akdeniz ülkelerine aslında ültimatom verdiğini kaydetti.

Yunanistan: Suriye'ye petrol götüren İran tankerine yardım etmeyeceğiz
İbragimov, "ABD’nin kendi müttefikleri olarak gördüğü ülkelere baskı yapmasında şaşırtıcı hiçbir şey yok. ABD bu uygulamayı uzun yıllardır kullanıyor ve müttefiklerine yönelik bu tutumu 'efendinin vasalına' karşı sergilediği bir tavır olarak değerlendirilebilir. Bu taktik, Trump’ın idaresinde özellikle popüler, zira Beyaz Saray’ın efendisi, ana mesleki icraatlarından dolayı bu şekilde davranmaya alışkın. Şimdi Washington, İran’ın tecridi ile ilgili konulan hedefe ulaşamadığı için bu şekilde davranıyor. Oysa bu hedef, bugün Başkan Trump’ın dış politika programının en önemli hedeflerinden biri. Bununla birlikte Trump’ın şu anda Tahran’a karşı bir takım aktif eylemlerde bulunacağı şüpheli, zira kendisi başkanlık seçimleri öncesi yarışa çekilmiş durumda ve bu, alacağı herhangi bir yanlış kararın mutlaka reytinglerine yansıyacağı anlamına geliyor" diye konuştu.

Pompeo: İran tankerinin serbest bırakılması çok talihsiz bir karar
'ABD İRAN'IN BAĞIMSIZ DIŞ POLİTİKASINI KISITLAMASINI BEKLİYOR'

Tanker krizinin İran-Amerikan ilişkilerini daha da germek amacıyla suni olarak yaratıldığına dikkat çeken İbragimov, şöyle konuştu:

"Tanker krizinin çekirdeği çok basit, Tahran’a psikolojik dahil her türlü yöntemlerle baskı yapmak ve böylece Tahran’ı köşeye sıkışmış hissederek Trump’ın yeni ‘nükleer anlaşmanı’ imzalama teklifini kabul etmesini sağlamak. Bu konuda Washington kendi ellerini kullanmıyor ve ilk başta her şeyin plana uygun gittiği düşünülüyordu. Ancak İngiltere’nin yeni Başbakanı Boris Johnson, aralarında Tahran’ın da bulunduğu partnerleriyle ilişkiler tesis etmek için farklı bir taktik seçti."

Pompeo: ABD, İran ile diplomatik çözüm ve yeni, kapsamlı bir nükleer anlaşma istiyor
Bu nedenle Amerikalıların elinde bu krize, Washington’un baskısına zor karşı koyacak olan diğer ülkeleri de çekmekten başka seçenek kalmadığını ifade eden İbragimov, Trump’ın bu yöntemlerle İran’ın egemen bir devlet olmasını engellemek ve her yoldan dış politikasını sınırlamak için çaba harcadığına dikkat çekti:

"Trump, İranlıların kendisinin yeni anlaşmaya koyacağı maddelere uymalarını bekliyor. Bu maddeler petrol üretimi, barışçıl atom, ayrıca İran yönetiminin Suriye’de Esad’a, Yemen’de Husilere verdiği destekten vazgeçirilmesi gibi konularla ilgili. Suriye ve Esad'la iç içe olan İsrail faktörünün ise özel bir önemi var. Başka bir deyişle Trump, İslam Cumhuriyeti’nin kendi bağımsız dış politikasına ve çıkarlarına son vermesini bekliyor, oysa bu İran’ın mantık çerçevesine sığmıyor."

Çeviren: Erkan Kurtuluş

Yorum yaz