Felaketlerin dönüm noktaları olduğunu vurgulayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Hiç şüphesiz 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi büyük bir doğal felaketti. Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan deprem, üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen hala unutulmamış, elbette unutulmayacaktır. (...) Deprem hayatın bir gerçeğidir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. Öncelikle bunun kabulü, depremle yaşanılmasını öğrenmek lazımdır. Aslında insan canına kasteden deprem değil, ihmaldir, tedbirsizliktir. Bahse konu insan hayatıdır ve her şeyden mühimdir" dedi.
'ACILARA GÖMÜLMEYELİM'
Depreme dayanıklı konutların yapılması, depreme karşı bilinçlenmenin sağlanmasının kaçınılmaz ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bahçeli, bu kapsamda 2012'de başlatılan kentsel dönüşüm çalışmalarının depreme karşı önleyici ve ön alıcı mücadelenin önemli yollarından birisi olduğunu belirtti.
Bahçeli, "Önümüzdeki eylül ayı içinde açıklanması beklenen Kentsel Dönüşüm Eylem Planı'nın deprem riskine karşı müessir bir hazırlık olması başlıca ümit ve beklentimdir. Bugün tedbir almazsak yarın bedel öderiz. Bugün şuurla hareket etmezsek gelecekte enkaz altında kalırız. Özellikle muhtemel İstanbul depremi hususunda sorumluluk mevkisinde bulunan herkesi uyarıyor, geniş kapsamlı ve teferruatlı zincirleme tedbirlerin şimdiden hayata geçirilmesini tavsiye ediyorum. Acılara gömülmeyelim, yarım kalmış hayatların sızısına, bina ve toprak altında çırpınan hayallere şahit olmayalım" ifadelerini kullandı.
'SİYASİ SORUMLULUK TAŞIYORDUK'
O dönemde hükümette görev aldıklarını hatırlatan MHP Lideri, şöyle devam etti; "1999 depremi yaşandığında 57. Cumhuriyet Hükümeti görevdeydi. Milliyetçi Hareket Partisi olarak o hükümette siyasi sorumluluk taşıyorduk. Depremin ağır sonuçlarıyla mücadele eden bakanlıklar partimizin yönetimi altındaydı. Nasıl bir yıkımın olduğunu yaşayarak biliyoruz. Buna rağmen etkili bir koordinasyon ve yönetim becerisiyle yaraların kısa süre içinde sarılmasını, yaklaşık altı ilimizi etkileyen geniş çaplı hasarların onarılması konusunda gayret sarf ettik. Deprem hayatımızı söndürmesin, yuvalarımızı devirmesin, nefesimizi kesmesin. Bu itibarla bugünden harekete geçmek ve gereğini yapmak mecburiyetindeyiz."