DÜNYA

Kunduracı Cebeci: Ecevit 41 numara ayakkabı giyiyordu, ayağı ince ve zarifti

Nurettin Cebeci, 56 yıllık meslek hayatında eski Başbakan Bülent Ecevit'ten Zeki Müren'e kadar birçok ünlü isim için ayakkabı yaptı. Cebeci, Ecevit için "41 numara ayakkabı giyiyordu. Ayağı ince ve zarifti. İçimden gelerek bir ayakkabı yapıp, hediye götürdüm" dedi.
Sitede oku

Dönemin en ünlü kunduracılarından biri olan Nurettin Cebeci, eski Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem, eski Meclis Başkanı Köksal Toptan, eski Gümrük Bakanı Orhan Öztrak, eski devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı Ekrem Ceyhun, Adnan Şenses, Güner Tecer, Ziya Taşkent, Kutlu Payaslı, Mustafa Sağyaşar gibi pek çok ünlü isim için ayakkabı yaptığını söyledi.

Milliyet'ten Sibel Can'ın haberine göre Cebeci, “Burası 63’ten beri hiç kapanmadı, hep ben işlettim. Meşhur ses sanatçıları geldi dükkanıma. Adnan Şenses, Güner Tecer, Ziya Taşkent, Kutlu Payaslı, Mustafa Sağyaşar. Hepsinin imzalı fotoğrafları var” dedi.

‘YALIN AYAK KALDIM'

İmzalı fotoğrafları dükkanındaki albümde saklayan Cebeci, Zeki Müren’le olan anısını şöyle anlattı:

Topuklu ayakkabıyla bir kilometre kovaladı: Tacizciyi yakaladı
“Günlük bir ayakkabı istedi benden. Sahne ayakkabılarını Beyoğlu’nda özel bir ayakkabıcısı var, ona yaptırırdı. Askerlikte yedek subaylığını yaparken postal, ayağına vurduğu için ayağının arkasında kemik çıkmış. Kalıbın arkasına orayı genişletecek bir parça koyarak ayakkabı yaptım. 39 numara ayakkabı giyerdi ve biraz taraklıydı ayağı. Zeki Müren’le arada karşılaşırdık. Hiç unutmuyorum. İzmir Caddesi’nde Balin Otel’de kalırdı. Arkadaşlarımla otelin bahçesinde oturuyorduk. Zeki Müren de yalın ayak yürüyüş yapıyor. Tam yanımızdan geçerken ‘Beni tanıdınız mı?’ diye sordum. ‘Nasıl tanımam. Bak yaptığın ayakkabı eskidi yalın ayak kaldım’ dedi. Çok espritüel bir insandı.”

'ECEVİT'İN AYAĞI ZARİFTİ'

Cebeci, Bülent Ecevit’e hediye ayakkabı yapıp götürdüğünü, Ecevit’in ayakkabının bedelini ödemek için ısrar ettiğini söyledi:

“41 numara ayakkabı giyiyordu. Ayağı ince ve zarifti. İçimden gelerek bir ayakkabı yapıp, hediye götürdüm. Para teklif etti, ‘Efendim bu sizin siparişiniz değil. Siz şahsi menfaatini düşünmeyen, vatan ve millet adına hareket eden bir insansınız. Bu sembolik bir şey benim için’ dedim. Sonrasında formülü buldum. Kendisine görünmeden, özel kalem müdürü Zeynel Bey’e bırakırdım ya da evine götürmüşsem korumaya bırakırdım ayakkabıyı.”

Yorum yaz