Abdulkadir Selvi, Hürriyet'te "Siyasette yeni oyun planı" başlığıyla yayımlanan yazısında "İddialı yarışlarda, asıl yarış atının kazanması için bazı yarış atları favori olan diğer atı engellemek üzere kullanılır. Benzetme ne kadar uygun düşer bilemiyorum ama kurulacak olan yeni partilerin hangisi esas oğlan olacak, sistem onların kazanmasına göre mi dizayn ediliyor, yoksa onlar başkasının kazanması için mi yarışa sokuluyor?" diye sordu.
"Siyasette saatler artık 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimine göre ayarlandı. Tabi eğer seçimler 2023’e kalırsa... Dikkatler yeni kurulacak olan partilere ve Erdoğan’ın onlara karşı izleyeceği stratejiye odaklanmış durumda. Ancak sessiz ve derinden işleyen başka bir çalışma var. Bu kez soldan soldan geliyorlar. AK Parti ile ondan doğacak partilerin ne yapacağı merak edilirken, sistem 25 yıl sonra İstanbul’u AK Parti’nin elinden alan Ekrem İmamoğlu’nun önünü açıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bir kuyumcu hassasiyetiyle yeni dönemin yapı taşlarını döşüyor.
Bu arada paylaşmasam eksik kalır. Geçen perşembe ve cuma gününü bazı isimler uykusuz geçirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan kısa bir tatilin ardından perşembe günü Ankara’ya döndü. Erdoğan’ın tatilde kabine değişikliğine çalıştığı beklentisi nedeniyle 48 saat sürecince müthiş bir trafik yürüdü. Bakanlık beklentisi içinde olanların sık sık cep telefonlarını kontrol edip haber beklediklerini ifade edeyim. Kabine değişikliği söylentisi ile Ankara’yı terk etmeyenler, umutları azalınca yavaş yavaş tatil programlarına dönmeye başladı.
Yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren Ali Babacan cephesinde de gelişmeler var. Babacan’ın milletvekili transferine sıcak bakmadığı biliniyordu. Babacan’ın ’Gelenler bagajıyla gelecek. Seçim döneminde bize yük olacaklar’dediği ifade ediliyor. Milletvekili transferi peşinde değil ama bazı özel görüşmeler yaptığı biliniyor. Babacan’ın AK Parti’den ayrılanlar şeklinde bir parti kurmak yerine liberal, merkez sağ ve soldan yeni beyinleri siyasete taşımayı amaçladığı söyleniyor. Babacan’ın bir yandan da Erdoğan’ı kolladığı ifade ediliyor. Birlikte yola çıktıkları isimlere göre Babacan’ın Erdoğan faktörünü daha çok dikkate aldığı söyleniyor.
Bu arada Babacan’ın parti programı da konuşulmaya başlandı. Parlamenter sistemi esas alacak olan Babacan’ın kamuoyunun karşısına alternatifli öneriyle çıkması bekleniyor.
- Güçlendirilmiş parlamenter sistem.
- Denge ve denetleme mekanizmaları yeniden düzenlenmiş başkanlık sistemi.
Babacan’ı önplana çıkaran ekonomideki başarısı oldu. Yeni partide de ekonominin önplana çıkması bekleniyor. Ancak Babacan’ın sadece ekonomi değil, ’ekonominin önünü açan bir siyasal sistem’ önerisi yapacağı söyleniyor.
KILIÇDAROĞLU’NUN OYUN PLANI
Siyasetin sol yelpazesinde ise Kılıçdaroğlu’nun siyaseti farklı bir aksa taşıma çabası ile siyasetin pratikleri arasında bir çatışma yaşanıyor.
Peki Kılıçdaroğlu neden bu denli tepkili? Çünkü CHP Lideri siyaseti başka bir zemine taşımanın peşinde, küçük hesaplar içinde olanlar ise oğluna, kızına, kardeşine koltuk peşkeş çekmenin hesabını yapıyor.
Kılıçdaroğlu iktidar karşısındaki bloku bir araya getirmeyi başardı. Yerel seçimlerde bunun siyasi sonucunu elde etti. Şimdi ise 2023’ün hazırlığını yapıyor. Siyasetin dilini yumuşatmaya çalışıyor, daha kucaklayıcı bir dil kullanıyor, erken seçim fırsatçılığı yapmıyor, S-400 gibi uluslararası sorunlarda iktidara destek veriyor. Kılıçdaroğlu yeni bir oyun kuruyor. Bir anlamda ’sabır siyaseti’ yapıyor.
ESAS OĞLAN İMAMOĞLU MU?
Kurban Bayramı’ndan sonra iktidar cephesinde kıran kırana bir mücadele yaşanacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurulacak olan yeni partileri hedef alacak. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ı ümmeti bölmekle ve ihanet içinde olmakla suçlayacak.
Kılıçdaroğlu erken seçim istemiyor çünkü pusuya yatmış, şartların olgunlaşmasını bekliyor.
Bu noktada yazının başına döneceğim.
Siyasette yeni bir oyun planı kurgulanıyor. Erdoğan, Gül ve Kılıçdaroğlu arasında cumhurbaşkanlığı satrancı oynanıyor. Perde arkasındaki gelişmelere bakınca, acaba diyorum, cumhurbaşkanlığı seçiminde yeni partilere Erdoğan’ı engelleme rolü verilip Ekrem İmamoğlu’nun önü mü açılıyor?"