Evrensel'de yer alan habere göre, maden aramalarına ilişkin kaygılarını dile getiren TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Metalürji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük, “Bu bölgeyi, maden sahası olarak görüyorlar. Ama bu bölgede, dünyanın en değerli temiz suyu kaynakları var” dedi.
Maden ve su kaynaklarına sahip olma üzerinde yürütülen güç ve iktidar ilişkilerine de dikkat çeken Küçük, “Bu bölgeleri insansızlaştıracak, kimliksizleştirecekler. Amaç, bölge insanlarını kendini geçindiremeyecek duruma getirmek” dedi.
Türkiye’de var olan enerji dönüşüm sistemlerinin kullanabilen kapasitenin çok üstünde olduğunu belirten Küçük “Buna rağmen halen çok enerji tüketiliyor varsayımıyla bazı sektörler, bütün coğrafyaya yoğun olarak yerleştirildi. Ve bunlar tamamıyla yabancı sermayenin elinde, doğayı altüst eden sistemlerdir. Buna rağmen hâlâ enerji sistemleri kurmaya çalışıyorsanız, bu yalandır. Toplumu kandırıyorsunuzdur” değerlendirmesinde bulundu.
AV. YILDIRIM: MADEN PROJELERİ HUKUKA AYKIRI
Bu sahanın altın, gümüş, krom ve bakır gibi maden projelerine ruhsatlandırılmış durumda olduğunu anlatan Yıldırım “Bu maden ruhsatı kapsamında 5 ayrı saha var. Beş ayrı sahadan ilk yapımına karar verilen ve ÇED gerekliliği kararı alınan Geyiksu’dakine bir dava açtık. Dava sırasında bilirkişi, ‘Munzur havzası Türkiye’nin en güçlü florastik zenginliğine sahip sahalarından bir tanesidir. Bu havzanın korunması gerekiyor’ değerlendirmesinde bulundu” diye konuştu.
Bunun üzerine projenin iptal edildiğini ve bunun Munzur Havzası için verilen en kapsamlı bilirkişi raporu olduğuna dikkat çeken Yıldırım“Halihazırda burası sahip olduğu çevresel, kültürel ve doğal unsurlar nazara alındığında bu projelerin hukuka aykırı mahkeme kararıyla saptanmıştı” hatırlatmasında bulundu.
Bu maden projeleri hayata geçirilirse Munzur’daki binlerce bitki türünün yok olacağını, yer altı sularının ve yaban hayatının bundan olumsuz etkileneceğini ifade eden Yıldırım
“Erzincan’ın İliç ilçesinde de siyanür kullanılarak yapılan altın üretimininbölgedeki ekolojik ortamaverdiği zarar verilerle saptandı. Hatta o projenin Munzur dağlarına doğru kapasite artırımı söz konusu. Biz ona da dava açtık ve iptal kararı aldık” diyerek Dersim’deki kültürel ve doğal mirası korumak için hukuksal girişimlerde bulunacaklarını söyledi.