Bölgedeki kamplarla ilgili eleştirilere şöyle yanıt verildi: "Onlara (Çin'in politikasını eleştirenlere) göre, Uygurlar kamplarda milli ve dini kimlik ortaya koydukları, asimile olmayı reddettikleri için tutuluyorlar. Çin hükümetinin ve müttefiklerinin (Rusya dahil) görüşüne göre Doğu Türkistan Özerk Bölgesi'nde kamplar, Uygurların, Kazakların, Kırgızların ve diğer azınlık temsilcilerinin dil, Çin kanunlarını öğrenme ve yeni meslek edinme imkanı bulduğu yetiştirme ve nitelik geliştirme kampları."
'İSLAM'IN KABULÜ GÖNÜLLÜ OLMADI'
Raporda, "Sıradan Uygurların İslam'ı kabulü gönüllü değil, bir dizi savaşın ve yönetici sınıfın dayatmasının sonucu gerçekleşti. İslam, Sincan'ın ne ana ne de yegane dini. İslam dini Arap İmparatorluğu tarafından yayılmış ve dayatılmış olup, dine dayalı yönetim ve dini aşırılık bir ihanettir ve karşı durulması gereken bir unsurdur" dendi.
'DOĞU TÜRKİSTAN DEVLETİ HİÇBİR ZAMAN VAR OLMADI'
Sincan'ın Han Hanedanlığı'ndan bu yana Çin'in bir parçası olduğu belirtilen raporda, bölge halkının uzun bir göç ve entegrasyon süreci ile şekillendiği kaydedildi.