Rusya’nın St. Petersburg kentinde düzenlenen Rus-Türk Toplumsal Forumu’nun beşincisi perşembe günü sona erdi. Forum’da iki ülkeden iş, akademisyen ve uzman çevrelerinden 250’yi aşkın temsilci ve 30’dan fazla üniversitenin rektörü yer aldı.
Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü’nden tarihçi Mehmeh Perinçek, forum sırasında ikili ilişkilerin tarihsel gelişiminin anlatıldığı ‘Türk-Rus diplomasisinden gizli sayfalar’ isimli kitabını tanıttı.
Sputnik’e konuşan Perinçek, Rusya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin tarihsel özelliklerini, mevcut durumunu ve ilişkilerde karşılaşılan tehditleri değerlendirdi.
İlişkilerin tarihine bakıldığında, iki ülke ne zaman savaşsa ikisinin de kaybettiğini belirten Perinçek şöyle devam etti: “Ya da ne zaman rekabet içinde bulunsalar iki ülke de bu rekabetten kârlı çıkmıyor. Türkiye’nin Rusya’yla savaşının tek bir kazananı oluyor, Batılı emperyalist devletler, Batılı güçler... İşte bu eskiden İngilizler olmuş, şimdi belki ABD. Hatta Batı’nın Ortadoğu, Kafkasya ve Karadeniz’deki stratejisi tamamen Türk-Rus savaşına dayanıyor. Yani Türkiye ile Rusya arasında bir savaş, bir anlaşmazlık kışkırtıyorlar ki, Türkiye ile Rusya ittifak kurmasın; çünkü ittifak kurulduğunda çok büyük bir güç oluşuyor ve dışarıdan bir gücün oraya müdahale etme imkanı ortadan kaldırılmış oluyor.”
‘İKİ ÜLKE SAVAŞTIĞINDA BATI PLANLARINI İSTEDİĞİ GİBİ YAPIYOR’
Perinçek’e göre, Rusya ile Türkiye arasındaki dostluk her zaman fayda getiriyor ve Batı’nın planlarını bozuyor. İki ülke arasında savaşın kışkırtılmasının bir diğer sebebi de, savaştıklarında zayıf düşüyor olmaları.
Perinçek “Rusya ile Türkiye birbirini yerken Batılı devletler de bölgedeki planlarını istedikleri gibi yapabiliyorlar. Bu bakımdan Türk-Rus çatışması, Türk-Rus rekabeti, Türk-Rus savaşı her zaman Batı’nın yararına; Türkiye ile Rusya’nın da aleyhine olmuştur. Bu Osmanlı-Çarlık döneminde de, Cumhuriyet-Sovyet döneminde de, günümüzde de böyledir. Bu, Rus-Türk ilişkilerinin değişmezi diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Perinçek, Türkiye ile Rusya arasında bir ittifak kurulduğunda her zaman milli çıkarların çok rahat bir şekilde sağlanabildiği, bölgeye huzur ve istikrarın getirilmesi durumuyla karşılaşıldığını söyledi.
Perinçek, açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “Elbette, bu bakımdan Birinci Dünya Savaşı ilginç bir örnek. Türkiye ile Rusya, Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde savaşıyor, ikisinin de hedefi Kafkasya’yı ele geçirmek. İvan ve Mehmetçik ölüyor. Fakat Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Güney Kafkasya’ya İngilizler, Fransızlar ve kısmen Amerikalılar yerleşiyor. Yani iki ülke savaşıyor ama kazananlar yine Batılılar oluyor. Daha sonra Atatürk ile Lenin dostluk kurduklarında, Güney Kafkasya’da ortak harekâtlarla oradaki Batılı işbirlikçisi hükümetler ortadan kaldırılıyor ve bölgeye huzur getiriyor, Türkiye’nin ve Rusya’nın güvenliği sağlanıyor. Dolayısıyla Türk-Rus ilişkilerinin tarihinde, bugününde Türk-Rus çatışması her zaman iki ülkenin aleyhine, Batı’nın lehinedir. İki ülkenin dostluğu, işbirliği her zaman iki ülkenin lehine olmuştur ve Batı’nın planlarını bozmuştur.”
‘BATI’NIN PLANLARI BUGÜN DE DEVAM EDİYOR’
Perinçek, ikili ilişkilerde bugün görülen durumla ilgili de değerlendirmede bulundu.
Günümüzde de hiçbir şeyin değişmediğini, Batı’nın yüzyıllardır mevcut olan bölgedeki planlarının devam ettiğini belirten Perinçek “Planlar Osmanlı-Çarlık döneminde de vardı, Cumhuriyet-Sovyet döneminde de vardı. Aynı planlar bugün Doğu Akdeniz, Suriye, Karadeniz, Kafkasya, Orta Asya’da da devam ediyor, çünkü ABD’nin esas hedefi, Orta Asya’daki enerji kaynaklarını ve enerji yollarını ele geçirmek, kontrol altına almak. Bunu yapabilmek için de Çin, Rusya, Türkiye, İran gibi büyük devletlere diz çöktürmesi lazım, başka türlü yapamazlar” dedi.
‘TÜRKİYE İLE RUSYA BATI’NIN TEHDİTLERİNE KARŞI BİR ARAYA GELMEK ZORUNDA’
Türkiye ve Rusya’nın çıkarlarının, aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi yine ortak olduğunu kaydeden Perinçek, şu sözleri sarf etti:
“Türkiye ile Rusya; ABD’nin, Batı’nın bölgedeki planlarını bozmak zorunda, Batı’dan gelen tehdide karşı bir araya gelmek zorunda. Hem de askeri işbirliğine muhtaç. Bu tamamen bir zorunluluktur, istek, alternatiftir. Bu bakımdan Karadeniz’de de ortak çıkarlara sahibiz. ABD oraya girmeye çalışıyor, bunun defedilmesi lazım. Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Kırım meselelerinde ve en önemlisi Suriye’de de durum böyledir. İki ülke Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak zorunda. Batı, Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozuyor. Rusya ve Türkiye tekrar bu toprak bütünlüğünü sağlamaya çalışıyor. Bu bakımdan tarihte, geçmiş olaylar bugün için derslerle dolu.”
Türkiye ile Rusya arasında dostane ilişkiler olması gerektiğini ve işbirliğinin doğal olduğunu belirten Perinçek, açıklamalarını şöyle sonlandırdı:
“Türkiye’nin önünde ‘Atlantik mi, Avrasya mı?’ diye bir seçenek yok. Avrasya dışında başka bir seçenek yok, çünkü Atlantik ölüm demek Türkiye açısından. Yani Türkiye Avrasya’yı seçmek zorunda. Rusya’nın önünde de ‘Türkiye ile dostluk kurayım mı, kurmayayım mı?’ gibi bir seçenek yok Rusya da Türkiye’yle dostluk kurmaya mecburdur. Çıkarlar örtüştüğü için bu doğal bir müttefiklik yaratıyor. Yani bu mecburiyet olumsuz anlamda değil. Olumlu anlamda iki ülke ittifak yapmak zorunda.”
Çeviren: Tuğba Bolat