Gazeteciler ülkenin iç istihbarat birimi DGSI tarafından birer birer ifadeye çağrılıyor.
YEMEN'DE FRANSIZ SİLAHLARININ KULLANILDIĞINI İFŞA ETTİLER
Bu aşamada ilk olarak Yemen skandalını ortaya çıkaran ve ‘ulusal güvenliğin gizliliğine zarar vermek’ ve ‘gizli belgeleri paylaşmak’la suçlanan gazeteciler ifadeye çağrıldı.
TMC TV kanalında yayımlanan ‘Quotidien’ adlı program için konu hakkında geçtiğimiz aylarda araştırma yapan gazeteci Valentine Oberti, bu yıl 15 Şubat’ta DGSI tarafından ifadeye çağrıldığını bildirdi. Oberti, kendisiyle çalışan bir diğer gazeteci ve ses teknisyeninin 11 ve 15 Nisan tarihlerinde ifadeye çağrıldıklarını da belirtti.
Aynı konu hakkında Disclose adlı haber portalı için çalışan Geoffrey Livolsi ve Mathias Destal ile Radio France’ın araştırma biriminden Benoit Collombat bu ay ortalarında ifadeye çağrıldı.
Ayrıca gazeteciler ‘devlet sırrı’ ibareli gizli bir belge yayımlamıştı. 25 Eylül 2018 tarihinde hazırlandığı ortaya çıkan belgede, bugüne kadar Suudi Arabistan ve BAE’ne satılmış olup Yemen’deki savaşta kullanılan Fransız silahlarının envanteri yer almıştı.
İnsan hakları örgütleri Fransa yapımı silahların Yemen’de sivillere karşı kullanıldığını ve savaş suçu işlendiğini söylüyor.
BENALLA SKANDALINI ORTAYA ÇIKARDI, KAYNAKLARINI İFŞA ETMEYE ZORLANDI
Son olarak ifadeye çağrılan isim ise Le Monde’dan Ariane Chemin oldu. Chemin, Alexandre Benalla skandalını ortaya çıkarmıştı.
Chemin, kendisiyle birlikte gazetenin yayın kurulu başkanının DGSI tarafından ifade vermeye çağrıldığını duyurdu.
45 dakika süren sorgu sonrası açıklama yapan Chemin, “Bana elimdeki bilgileri teyit edip etmediğime dair birçok soru sordular. Yani, dolaylı biçimde haber kaynaklarım üzerine sorgulandım” dedi.
Sadece gazetecilik yaptığını söyleyen Chemin, 1881 tarihli Basın Özgürlüğü Yasası'na dayanarak kaynaklarını açıklamayı reddettiğini söyledi.
'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TEHDİT ALTINDA'
Fransa ve uluslararası planda faaliyet gösteren basın örgütleri, gazetecilerin haberleri nedeniyle sorgulanmasına tepki gösterdi.
AFP, Le Monde, Libération, L’Express, France Info, Le Figaro, RFI, France Inter, Paris Match, Arte, TF1 ve Le Parisien’in de bulunduğu çok sayıda medya kuruluşu ortak bildiri yayımladı.
Aralarında Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün de bulunduğu 17 sivil toplum kuruluşu da gazetecilerin sorgulanmasını ‘basın özgürlüğüne yönelik tehdit’ olarak tanımladı. Yapılan ortak açıklamada, “Gazetecilerin ifadeye çağrılması basın özgürlüğü ve haber kaynaklarının korunmasına yönelik kabul edilemez bir ihlaldir” denildi.
Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Genel Sekreteri Christophe Deloire ise, “Araştırmacı gazetecilik bugün Fransa’da tehlikede, çünkü başta yargı tehdidi olmak üzere saldırı altında. RSF olarak, iç güvenlik servislerinin medyanın gözünü korkutma stratejisi karşısında hükümetten açıklamada bulunmasını talep ediyoruz” dedi.
Fransa'da avukat ve gazeteci sendikaları da Paris Savcısı Remy Heitz'e açık mektup göndererek gazeteciler hakkındaki adli sürecin sona erdirilmesini talep etti.
HÜKÜMET NORMALLEŞTİRİYOR: DEVLET SIRRI
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian da “Gizli, devlet sırrı olan belgeler var, yetkisi olmadan bu belgeleri elinde bulunduran herkes yargı önünde hesap vermekle yükümlüdür. Bir gazeteci avı söz konusu değil. Kim olursa olsun bu böyle. Devlet sırrını açığa vurduğunuz andan itibaren hakkınızda soruşturma başlatılır” ifadelerini kullandı.
Fransa Hükümet Sözcüsü Sibeth Ndiaye ise gazetecilerin istihbarat ve soruşturma birimlerince sorguya çekilmesini ‘normalleştirerek’, “Basın özgürlüğüne çok bağlıyım ama gazeteciler de diğer herkes gibi yargılanabilir” dedi.