Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin ertesi günü CNN'den Christiane Amanpour'a röportaj veren Almanya Başbakanı Angela Merkel, aşırı sağcı partilerin AP'de beklenen patlamayı yapmamakla birlikte istikrarlı şekilde yükselişte olmasını değerlendirdi.
'POLİS KORUMASINA İHTİYAÇ DUYMAYAN YAHUDİ MERKEZİ YOK'
Geçmişin hayaletleriyle yüzleşmek gerektiğinden söz eden Merkel "Tarihin bize ve diğerlerine yüklediği sorumluluğu gençlerimize anlatmak zorundayız" diye ekledi.
13 yıldır başbakan olan ve eylülde üst üste dördüncü kez başbakan seçilen, buna rağmen gelecek seçimlerde başbakan adayı olmayacağını açıklayıp parti liderliğini devretmek zorunda kalan Hıristiyan Demokrat lidere, kendisinin sığınmacı krizine yaklaşımının doğurduğu tepki yüzünden Almanya'da aşırı sağın yükselişe geçtiğine dair eleştiriler hatırlatıldı.
'KAPIYI KAPATMAK, ÇARE DEĞİL'
Almanya'ya 1 milyon Suriyeli sığınmacı kabul etme kararını savunmaya devam eden Merkel, Suriye ve Irak'taki gibi insani krizlerin ışığında göçü yönetmenin en iyi yolunun, insanların birbirlerine kapılarını kapatması olmadığını, onun yerine ülkelerinden kaçmak zorunda kalan sığınmacıların yeterince bakıldığını garanti etmek için çalışmak gerektiğini söyledi.
Haftasonundaki AP seçimlerinde geçen seferkinden çok daha fazla katılım sağlanmasından memnuniyetini ifade eden kadın lider, Yeşillerin büyük başarı göstererek Hıristiyan Demokrat Birlik'in ardından ikinci parti çıkmasını "Bugünlerde insanların en çok iklim değişikliği gibi konularla ilgilenmeleriyle alakalı, bu elbette benim partim için de bir meydan okuma oluşturuyor" dedi.
'TRUMP'LA GEREKTİĞİNDE ORTA NOKTAYI BULUYORUZ'
Hala kömür santrallerini terk etmediği, büyük sanayinin çıkarlarını çevresel ihtiyaçların önüne koyduğu ve sanayi devlerinin baskısına boyun eğdiği için eleştirilen şansölye, ABD Başkanı Donald Trump'a kum torbalığı yaptığına dair kamuoyundaki algı da soruldu.
Trump'la ilişkisi hakkında 'sürekli hararetli tartışma içinde olduklarını, ama bugüne dek ihtiyaç olduğunda ortak zemin bulmayı başardıklarını' anlatan Merkel, "Her Alman şansölyesi, ABD Başkanı ile ilişkileri pekiştirmekle, ilerletmekle yükümlüdür" ifadesini kullandı.
'OBAMA İLE DE KÖTÜ BAŞLAMIŞTIK'
"ABD'nin 2. Dünya Savaşı sonrası aldığı en önemli kararlardan biri, Almanya ve Avrupa'ya gerçekten kendilerini kalkındırmaları için bir şans vermesiydi. Bu Marshall Planı sayesinde başarıldı. Amerika her zaman bizi savunmuştur" açıklamasını getiren Hıristiyan Demokrat lider, sanılanın aksine önceki ABD Başkanı Barack Obama ile ilişkilerinin sorunsuz başlamadığını, başlangıçta zorlandıklarını belirtti.
Obama'nın 2008 başkanlık seçim kampanyasında Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde konuşma yapma talebini reddettiğini hatırlatan Merkel "O zaman çok eleştirilmiştim, ama 'henüz başkan değil ve orada sadece başkanlar konuşabilir' demiştim" anımsatmasını yaptı. Sonuçta Obama, Brandenburg Kapısı yerine Zafer Anıtı'nın önünde yaptığı konuşmayla yüz binlerce Berlinliyi coşturmuştu.
BUSH'UN BOYUN MASAJI: NAZİK BİR JESTTİ
Obama'nın selefi George W. Bush'un 2006'da Rusya'da kendisine teklifsizce boyun masajı yaptığı sahne hatırlatıldığında "O zaman zarif bir dostluk jesti olduğunu düşünmüştüm" diye geçiştiren Merkel, dünyanın en güçlü ülkelerinden birinin neredeyse 15 yıldır liderliğini yaptığı ve dünyanın en güçlü kadını olduğunun gündeme getirilmesi üzerine, kendisini örnek alan kadınlara ve kız çocuklarına karşı sorumluluk hissettiğini belirtti.
FEMİNİZM TANIMI HOLLANDA KRALİÇESİ'NDEN
"Kendinizi feminist olarak görüyor musunuz" sorusunu şöyle yanıtladı:
'ERKEKLER YAŞAM BİÇİMLERİNİ DEĞİŞTİRMELİ'
Başbakanlığı döneminde pek çok kız çocuğu için rol model haline geldiğini fark ettiğini dile getirerek "Bu pozisyonlarda çok daha fazla sayıda kadın olmasına ihtiyacımız var, bu da erkeklerin yaşam biçimlerini değiştirmesi gerektiği anlamına geliyor" dedi.