Aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri ve Başbakan Yardımcısı Heinz-Christian Strache'nin yolsuzluk pazarlığı videosunun ortaya çıkmasının yarattığı skandal, bir hafta önce FPÖ'lü bakanların toplu istifasına kadar vardı.
Bugün de ülkeyi erken seçim taşıma hazırlıkları yapan muhafazakar eğilimli Halk Partisi (ÖVP) lideri, Başbakan Sebastian Kurz parlamentodaki güven oylamasını kaybetti.
Ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti'nin (SPO) sunduğu güvensizlik önergesinde bir hafta önce Kurz'un ittifak halini bitirdiği FPÖ de hükümet aleyhinde oy kullandı.
Artık Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, gelecek seçimlere dek parlamentonun desteğini arkasına alacak bir siyasi lideri hükümeti kurmakla görevlendirecek.
İlkesel olarak Kurz'u başbakan atayabilir, ama böyle bir inatlaşmaya gitmesi beklenmiyor.
Erken seçimlerin eylülde düzenlenmesi bekleniyor.
Seçildiğinde dünyanın en genç lideri, en genç başbakanı konumunda olan Kurz (33), sandığa gidiş sürecinde başbakanlık pozisyonunu yenide seçilmek için bir sıçrama tahtası kullanmayı planlıyordu. Aşırı sağı iktidar ortağı yapıp birbiri ardına skandallar patlamasına neden olmuş lider imajını unutturarak kendisini aşırı sağcı liderin videosunun yol açtığı siyasi krizin kurbanı olarak sunmanın hesabını yapıyordu.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Haftasonundaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden ÖVP'nin birinci parti çıkmasına rağmen, bugün milletvekilleri Kurz'u başbakanlıktan düşürdü.
Muhalefet partileri, Kurz'un skandalın sorumluluğunu paylaşıp bedelini ödemek zorunda olduğu görüşünü dile getirdi.
SPO'nun parlamento grup başkan vekili Jörg Leichtfried "Kurz şansını oynadığı kumarda keybetti, tüm siyasi sorumluluk başbakana aittir" dedi.
FPÖ vekilleri toplu halde güvensizlik önergesini destekleme kararı aldı.
İki partinin 183 vekilli parlamentoda toplam 103 vekili var.
Kurz'un kendisini istikrarı sağlayabilecek güç olarak sunup "Seçime birkaç ay kala hükümeti devirmek bu ülkede pek az insanın anlayabileceği bir şeydir" demesi vekiller üzerinde bir etki yaratmadı.