Türkiye’nin ABD ve Batı ile ilişkilerinde Rusya Federasyonu’ndan S-400 füze savunma sistemlerinin alımı adeta bir ‘düğüm’ haline geldi. ABD yönetimi böyle bir durumda açıkça Türkiye’yi F-35 programından çıkartma ve yaptırım tehdidi savuruyor. Ankara ise S-400 alımının ‘bitmiş iş’ olduğunu en yüksek makamlardan ısrarla vurguluyor. Diğer yandan Türkiye, Suriye’nin kuzey batısındaki İdlib’deki statükonun olduğu gibi devamı için bastırırken, kuzeydoğusunda da kendi kontrolündeki güvenli bölge tesisi için ABD ile pazarlık halini sürdürüyor.
S-400 düğümü ve Suriye’deki olası gelişmeleri Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nden Birgün Gazetesi yazarı Dr. Fatih Yaşlı ile konuştuk.
‘AKP İKTİDARI EMPERYALİST HİYERARŞİ İÇİNDEKİ YERİNİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR’
Dr. Fatih Yaşlı, Erdoğan hükümetinin emperyalist sistemin yaşadığı krizlerden ve karışıklıklardan yararlanarak kendisi gibi ülkelere çizilmiş ‘kırmızı çizgileri’ esnetmeye, emperyalist hiyerarşide yerini almaya çalıştığı görüşünde. “AKP iktidarı aynı anda hem ABD’yi hem de Rusya’yı kendi iç ve dış politikasına uygun bir şekilde idare etmeye çalışmasının sınırlarına gelinmiş bulunuyor” diyen Yaşlı’ya göre bu sınırların somutlaştığı mesele de S-400 füzelerinin alımı:
‘AKP İKTİDARI CESARET EDEMEZ DENİLENLERİ YAPIYOR’
“Bunun ötesinde bakmamız gereken başka bir şey var. O da Türkiye’nin geleneksel ittifak ilişkileri ve aynı zaman ekonomi politiği. İttifak ilişkileri açısından bakıldığında Türkiye çok uzun zamandır bir NATO ülkesi. Soğuk Savaş boyunca NATO’nun ileri karakolu olarak görev yapmış. Bu Türkiye devleti açısından hala önem taşıyan bir üyelik, Batı kulübünün bir parçası olma. Öte yandan, Türkiye’deki kapitalist sistem, Türkiye’nin ekonomi politiği, Batının kapitalizmiyle iç içe geçmiş durumda. İhracat ile, ithalatıyla, fonlarıyla, sıcak para akımlarıyla Türkiye ekonomisi doğrudan batı kapitalizminin de bu anlamda emperyalist sistemin bir parçası. S-400 alma meselesi bu bağlamda değerlendirilmeli. Bir yandan bir NATO üyesi ülkenin S-400’e sahip olması, öte yandan Batı bloku ile, Atlantik bloku ile, Avrasya bloku arasındaki mücadelede Türkiye’yi bir tık daha belki Avrasya blokuna yanaştırabilecek, öyle görülmesine sebep olabilecek bir silah alımı meselesi söz konusu. Dolayısıyla AKP iktidarı şu an bir yandan ABD’deki F-35 projesine ortak olabileceğini ama aynı zamanda da bu devam ederken üstelik F-35 uçakları Türkiye’ye gelir diye hesaplarken öte yandan aynı zamanda birkaç hafta içinde haziranın başlarında ilk S-400 teslimatının yapılacağını iddia ediyor. Normal şartlarda özellikle Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu krize bakılarak çok rahat şu söylenebilirdi. AKP iktidarı bu füzeleri hiçbir şekilde almayacak, normalde bunu söylememiz gerekirdi. Çünkü Türkiye ekonomisinin krizini derinleştirebilecek bir hamle bu. Rahip Brunson krizi olduğunda Trump’ın attığı tek bir tweetle Türkiye ekonomisi zaten zor durumdayken bir kur şoku yaşamıştı. Şimdi benzer bir durum yine geçerli. Aynı şekilde ABD’nin sadece askeri yaptırımlar değil aynı zamanda ekonomik yaptırımlar yapma ihtimali de çok fazla. Geçen seneye göre Türkiye ekonomisinin daha kötü halde olduğunu düşünürsek bu çok ciddi yıkıcı etkiler yaratacaktır. Dolayısıyla aslında rasyonel olan, AKP’nin temsil ettiği sınıfsal pozisyona ve Türkiye kapitalizminin durumuna da baktığımız zaman aslında bu füzelerin alınmaması gerekiyor. Ama şöyle bir olasılık söz konusu. İstanbul seçimlerinin iptal edilemeyeceğini söyleyen herkes ‘Bu rasyonel değil, Türkiye’de iyi kötü bir sandık vardı, bunu yıkamaz AKP iktidarı buna cesaret edemez’ diyordu. Fakat AKP iktidarı İstanbul özelinde bunu da yaptı, Türkiye tarihinde ilk kez görüldü. Dolayısıyla buraya bakarak bir rasyonalite eşiğinin geçilmiş olma ihtimali hesaba katmak lazım bana göre.”
‘S-400’LERİN TÜRKİYE’YE GELME İHTİMALİ DAHA YÜKSEK’
Yaşlı’ya göre Erdoğan yönetimi kurduğu rejimin sonlarına gelindiğini düşünüyorsa ‘vuruşarak çekilmeyi’ de önüne seçenek olarak koyabilir. ABD ile pazarlıkların henüz bitmediğini de anımsatan Yaşlı,. S-400 sistemlerinin Türkiye’ye gelme ihtimalinin artık daha yüksek olduğu görüşünü aktardı:
‘ABD, ERDOĞAN’IN S-400’LERDEN VAZGEÇMESİ KARŞILIĞINDA SURİYE’DE EMPERYAL HEVESLERİNİ TOLERE EDİYOR’
“Aynı anda ABD ve Rusya’yı idare etme, dengeleme politikasının somutlaştığı en önemli mekan aslında Suriye coğrafyasıydı. Fırat’ın doğusunda ve batısında iki farklı güç ile ve üstelik çıkarları birbirine çatışan iki güçle, bugüne kadar bir şekilde pazarlıklar devam etti. Bugün Türkiye’nin İdlib’de gözlem noktaları varsa, bu ona Rusya’nın verdiği izin ile ilgili. Ama öte yandan Münbiç’te de ABD ile devriye gezilebiliyor ya da Fırat’ın doğusu için güvenli bölge pazarlıkları yapılabiliyor. En son Jeffrey’nin bir açıklaması vardı. Güvenli bölge üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Burada yerel güçler olacak, henüz anlaşmadık ama anlaşmaya doğru ilerliyoruz diye. Bunun S-400 ile Rusya ve Amerika ile olan ilişkilerle çok açıktan bir bağlantısı var. Türkiye, S-400 alımından uzaklaştıkça Rusya, Suriye topraklarındaki Türk varlığının azaltılması yönünde her zaman bir eğilim gösteriyor. Öte yandan S-400’lerin alınmasından vazgeçilmesi karşılığında Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’nin Suriye’deki emperyal heveslerini tolere ettiğini, orada işbirliği yaptığını görüyoruz. Amerika ve Batı her zaman yaptığı gibi Suriye ordusunun ve Rusya’nın Suriye topraklarında herhangi bir ilerleme sağladığında yaptığı o klasik açıklamayı yaptı ve dedi ki Suriye kimyasal silah kullanacak ve sonrasında da gerçekten bir kimyasal saldırıdan bahsetti. Türkiye bundan da çok büyük memnuniyet duydu. Çünkü İdlib’deki varlığı öyle ya da böyle batı blokunun İdlib’de kendisine destek vermesinden geçiyor. En azından Rusya’nın pozisyonuyla karşılaştırıldığında. Bu açıda ABD, Türkiye ve Rusya üçgenindeki ilişkiler önümüzdeki dönemde bir yandan S-400 alınıp alınmayacağı, öte yandan buna bağlı olarak Türkiye’nin Suriye’deki varlığını nereye doğru evrileceği üzerinden somutlaşacak ve önümüzdeki günlerde buralarda biraz daha somut adımlar karşımıza çıkacak. Eğer ABD basınında çıkan, ‘Türkiye’ye İki hafta süre verdi ABD, Türkiye’nin füzelerden vazgeçmesi için’ gibi haberler doğruysa, zaten dün de Kongre’den bir yaptırım kararı çıktı. Zannediyorum ki Haziran ayının başlarında S-400’lerin gelip gelmeyeceğini ciddi anlamda göreceğiz.”