11 Eylül 2001 saldırılarından 3 ay sonra Afganistan'ı işgal eden ABD güçleri ile yerel müttefiği Kuzey İttifakı tarafından Taliban saflarında ele geçirildiğinde saçı sakalı birbirine karışmış haldeki fotoğraflarıyla Amerikan medyasını meşgul etmiş ve kamuoyunun öfkesini çekmiş olan Kaliforniyalı Lindh, bugün 38 yaşında.
Ve bu kez de salıverildiği için kızgın okların hedefinde.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo "Açıklanması imkansız vicdansızlık. Beni derinden rahatsız eden, yanlış bir şey var" tepkisini gösterdi. Senatörler Richard Shelby ve Margaret Hassan Federal Cezaevleri Müdürlüğü'ne mektup gönderip "Terörist, aşırılıkçı saldırganların topluma başarılı şekilde yeniden entegre olmasını garanti edecek halihazırda kurumlar arası politika, strateji ve süreç nedir" diye sordu.
2002'de mahkumiyet aldığında Lindh, Taliban'ın İslam görüşünü desteklediği için harekete katıldığını, Taliban'ın Afganistan'daki rakiplerine karşı savaşmaya hazır olduğunu ama Amerikalılarla savaşmak gibi bir niyetinin hiç olmadığını söylemişti. "Cihadı hiçbir zaman anti-Amerikancılık ya da terörizm olarak anlamadım. Her düzeyde terörizmi kesin dille kınıyorum" demişti.
Ancak Foreign Policy dergisi, Amerikan federal hükümetinin 2016 gibi yakın bir tarihte Lindh'in radikal İslam'ı savunduğunu, aşırılıkçı metinleri çevirip yorum yaptığını bildiren belgelerini yayımladı.
Buna göre Lindh, Wood'a şöyle yazmış:
"Öldürüleceğin ya da esir alınacağına dair endişeni anlıyorum, ama bence vehimlerin yersiz. IŞİD yetkilileri tarafından gözaltına alınan gazeteciler, oraya yasadışı şekilde gitmişlerdi. Talep edilen belgelerle gitselerdi, eminim ki IŞİD yetkilileri şeriat yasaları gereği taahhütlerini yerine getirirdi."
NBC News da Lindh'in 2015'te Los Angeles'taki kanal merkezine gönderdiği mektupta IŞİD'e destek açıkladığını, örgütün silahlı mücadeleyle halifelik kurmak gibi dini bir vecibeyi yerine getirdiğini savunduğunu aktardı.
Lindh'le birlikte yakalanan yüzlerce Taliban askeri, tutuldukları askeri karargahda ayaklanma çıkarıp CIA'in milis operasyonları yetkilisi Mike Spann'ı öldürmüştü.
Bu ayaklanmaya katılmadığını ve CIA yetkilisinin ölümüyle ilgili kendisine hiçbir suçlama yöneltilmediğini söyleyen Lindh'in bırakılmasına Spann ailesi de tepki gösterdi.
Kızı Alison Spann, "Erken tahliye yüze tokat gibi indi, sadece babam ve ailem için değil, 11 Eylül'de öldürülen herkes, onların aileleri, ABD ordusu, ABD istihbarat servisleri, bu savaşta sevdiklerini kaybeden aileler ve radikal aşırılıkçıları desteklemeyen dünyadaki milyonlarca Müslüman için" diye tweetledi.
Alison Spann, "Haberlere göre hala küresel cihadı savunuyor" diyerek Lindh'in erken tahliyesini durdurması için ABD Başkanı Donald Trump'a yazdığı mektubu da paylaştı.
Maryland Üniversitesi'nin terörizm araştırma merkezi START'ın kıdemli uzmanlarından Michael Jensen, "Ufukta bize yaklaşmakta olan şey bu, ama henüz bununla başa çıkmaya hazırlıklı değiliz. Lindh vakasından umduğum insanların dikkatle incelemesi, riskleri ve ihtiyaçları değerlendirmesi ve sonra bunu gelecekteki tahliyelerin üzerine inşa edileceği bir temele dönüştürmesi" dedi.
Jensen, Irak ve Afganistan'da ele geçirilmiş, aşırılıkçı gruplarla bağlantılı olmaktan hapiste bulunan yaklaşık 100 ABD vatandaşının gelecek 4 yılda tahliye sırasında bulunduğunu belirtti.
Babası ABD Adalet Bakanlığı çalışanı bir hukukçu olan Lindh, Katolik olarak yetiştirildi, 16 yaşında İslam'a geçti. Ailesinin desteğiyle İslam öğretileri ve Arapça eğitimi için Yemen'e gitti, 2000'de Pakistan'a gidip 2001'de Afganistan'a geçti ve gönüllü olarak Taliban'a katıldı. 2001 yazında Kaide lideri Usame bin Ladin'in ziyaret ettiği Taliban eğitim kampında Lindh de bulunuyordu, hatta ikisinin ayaküstü kısa sohbet ettiği de söyleniyor.