Moskova merkezli Stratejik Konjonktür Merkezi’nden askeri uzman Oleg Ponomarenko, Sputnik’e demecinde Türkiye'nin bu sistemlere duyduğu ilginin, asıl kendi savunma sanayisini geliştirme arzusu ile bağdaştığını söyledi.
Ponomarenko, “Türkiye’nin her şeyden önce kendi askeri sanayiini geliştirme çabasında olduğunu biliyoruz. Bu çalışmanın yönlerinden biri de, modern hava ve füze savunma sistemlerinin geliştirilmesi. Bu hedefine ulaşma çabasında olan Türkiye, Avrupalı üreticilerle bu yöndeki çalışmalarını sürdürüyor. İşbirliğinin ne kadar derin olacağını ve ne derece hızlı ilerleyeceğini şimdiden söylemek zor, ama şu veya bu şekilde böyle bir adım atılmış durumda. Bu sistemin konuşlandırılması, Türk asker ve uzmanlara çalışması ile ilgili eğitim verilmesi, Türkiye'nin izlediği bu istikamet çerçevesinde de gerçekleştirilebilir” diye konuştu.
Türkiye’nin kendisine askeri-taktik üstünlük kazandırabilecek sistemleri satın almaya ilgi duyduğuna dikkat çeken Ponomarenko, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fransız yapımı bir sistemin konuşlandırılmasıyla 2 şey hedefleniyor. Biri askeri-siyasi, ikincisi ise Türkiye’nin Avrupalı üreticilerle bu tür sistemleri kendi gücüyle üretebilmesi için işbirliği yapmış olmasına bağlı olan, teknik hedef.”
“SAMP-T, S-400 sisteminin bir benzeri değil. Bu sistem daha çok Buk sistemi ile karşılaştırılabilir, yani orta menzilli, orta ebattaki füzelerin kullanıldığı bir sistem.”
SAMP-T'nin Suriye sınırına yakın konuşlandırılması durumunda Türkiye’nin güvenliğini sağlama bakımından stratejik öneme sahip olup olmayacağı yönündeki soruyu yanıtlayan Ponomarenko, “Sistem farklı etki menzili olan iki farklı füze tipi ile donatıldı. Uzun menzilli füzelerin etki alanı yüzlerce kilometre, orta menzilli füzelerinki ise 30-40 kilometredir. Fakat bu sistem sınırlı bölgeleri koruyacak şekilde geliştirildi. Aslında, azami uzaklıkta çalışması hakkında genelde konuşulmuyor. O nedenle bu sistemin bir takım üslenme bölgelerini lokal olarak savunacağını söylüyoruz. Suriye topraklarında faaliyette olan silahlı oluşumların, belki de Kürt birliklerin kullandığı taktik füzelerini önleme kabiliyeti bulunuyorsa Türkiye, birçok durumda bu silahın bölgede konuşlanmış olan askeri birliklerin korunmasında etkili olabileceği söylenebilir.”
Çeviren: Erkan Kurtuluş