Küstahlık ve kendiyle övünmede Trump'tan aşağı kalmayan Palmer, liderliğini yaptığı Birleşik Avustralya Partisi'ne (BAP) Trump'ın 'Amerika'yı yeniden muhteşem yapalım' sloganını biraz değiştirme gereği bile duymadan 'Avustralya'yı muhteşem yapalım' propagandası yaptırıyor. Ülkenin jeostratejisi açısından ilişkilerin önem arz ettiği Çin'e Trump gibi sürekli sert çıkıyor.
Trump, ABD'nin iki ana partisinden Cumhuriyetçilerin adayıydı. Avustralya'nın iki ana kolu Liberal-Ulusal koalisyon ile İşçi Partisi'ne yanaşmayan Palmer, kendi partisini kurma yoluna gitti.
Buna rağmen 18 Mayıs seçimleri için parlamentonun alt kanadı meclisin 151 sandalyesinin hepsine aday göstermeyi başardı.
Ancak adaylar, kendi iş dünyasından ya da yakın çevresinden arkadaşları.
Emlak ve maden imparatoru, en azından kampanya harcamalarında şimdiden iki ana partiyi geçmiş durumda.
TV'den dev afişlere ve SMS'lere dek reklam harcamalarına döktüğü 60 milyon Avustralya doları, Liberal-Ulusal koalisyon ile İşçi Partisi'nin toplam reklam harcamalarının daha fazlasına tekabül ediyor.
Senatör Brian Burnston ise "İnsanlar bana Palmer'ı televizyonda görmekten bıktıklarını söylüyorlar. Bence bu iyi değil" görüşünü dile getirdi.
Madenlerine iş yapan ama tam ödeme yapmadığı Çin devletinin sahibi olduğu bir şirket ve işçilerle pek çok davası bulunan mültimilyarder, 2013 yılında rakibine sadece 53 oy fark atarak meclise seçilmişti. BAP Senato'da da üç sandalye kazanmıştı. Ancak çok gecikmeden BAP dağılma sürecine girerken meclise düzenli gelmemekle eleştirilen Palmer da 2016'da siyaseti terk ettiğini duyurmuştu.
Ekim 2018'de BAP'ı diriltip Trump rüzgarları estirerek siyasete geri dönen Palmer, BAP'ın seçimi kazanıp hükümeti kuracağı iddiasında.
Siyasi analistlere göre hükümeti kurmak için 76 sandalya kazanmak gereken mecliste BAP tek bir sandalye bile kazanacağa benzemiyor. Ancak Palmer'ın Senato'ya seçilmesi kuvvetle muhtemel. Sırf bunun için niye bu kadar para harcadığı ise analistlere göre bir muamma.
Büyük şirketlerin çıkarlarını savunan Palmer, bugüne dek madencilik, yenilenebilir, enerji ve karbon vergisi yasalarında kendi işine gelecek şekilde oy kullandı.
Avustralyalıların ana akım partilerden bıktığını ve işe yarar bir alternatif aradığını savunan maden imparatoru, vergi indirimleri, emekli maaşı zamları, sığınmacılara daha şefkatli yaklaşım gibi vaatlerle popülist bir damar yakalamaya çalışıyor.
Palmer'a başlarda yapılan anketlerden çıkan halk desteği de seçime günler kala Fiji Adası'nda tatilde görüntülenmesinin ardından inişe geçmiş gözüküyor.
Trumpvari söylemi sayesinde ulusal politikada gündem olsa da bunun sandıkta oyları çekmeye yetip yetmeyeceği meçhul.
Bazı siyasetbilim uzmanları, "Avustralyalılar Trump söylemine aşılı, cazibesine kapılmaları zor, Amerikanlaşmayı da istemiyorlar" görüşünde.