Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:
- Birliğimizi bozmaya çalışanlara inat mücadeleye devam edeceğiz. Gözümüzü bir an olsun menzilimizden ayırmayacağız.
- Tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak daha sıkı, kuşatıcı, vizyoner anlayışla çalışmalarımızı sürdürmeliyiz.
-Her ramazanda olduğu gibi İslam düşmanları ramazan sevincimize gölge düşürmeye devam ediyor. İsrail yönetimi açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze'ye bomba yağdırıyor. Gazze halkını açlık ve yoksullukla terbiye edebileceklerini sanıyorlar.
-İsrail yönetimi, uluslararası toplumun sessizliğinden aldığı cesaretle işi medya kuruluşları ve insani yardım teşkilatlarının merkezlerini bombalamaya kadar vardırmışlar ve bizim Anadolu Ajansımızı bombalamışlardır. Çünkü onların bütün o kirli yaptıklarının dünyaya duyurulmaması gerekiyor, duyuran kim varsa onlar için düşmandır.
-Mesele Türkiye olunca ortalığı ayağa kaldıranlar Gazze saldırısı sonrası üç maymunu oynuyor. Terörden darbeye kadar ülkemiz söz konusu olunca çifte standarda maruz kalmaya devam ediyoruz.
-Dünyaya demokrasi dersi verenler, insan haklarından bahsedenler Suriye'de terör örgütünün elebaşlarını kırmızı halılarla karşılayabiliyorlar. Cemal Kaşıkçı olayı ile alakalı olarak Suudi Arabistan'ın gönderdiği görevlilere karşı hala bir tavır yok.
- Suudi Arabistan olarak bunlara yönelik en ufak eylemi olmuyor. Nerede adaletiniz? Yok. Batı ülkeleri tercihlerini ya dolara ya petrole yatırmıştır. Onlardan yana çıkmışlardır. İstanbul seçimleriyle ilgili YSK kararından sonra yapılan açıklamaların da aynı bakış ürünü olduğunu görüyoruz. Avusturya'da Cumhurbaşkanlığı seçimi 2 yıl sonra iptal edilebiliyor. Hiç ses duydunuz mu? Nasıl böyle bir şey olabilir diye herhangi bir serzeniş duydunuz mu? Bizde ise sadece müracat edişimiz bile batıyı rahatsız ediyor. Bu bizim milli iradenin hakkını arama mücadelesidir. Bize gönül verenlerin hakkını arama mücadelesidir. Biz de hakkımızı arama mücadelemizi verdik YSK onlar da sağolsun hakkımızı aramamızı tescil ettiler.
- Samimi olan hakikati tahrif edemez. Önce onu anlamaya çalışır. Bunlar ülkemize baktıklarında gerçeği değil sadece önyargılarını görüyorlar. Zihinlerindeki eski Türkiye ile gerçek Türkiye arasındaki farkı kabul etmek istemiyorlar. Son 17 yılda yaşanılan büyük değişimi görmeye yanaşmıyorlar. Karşılarında hazırolda bekleyen Türkiye olmadığını bir türlü idrak edemiyorlar. Kabullenseler de kabullenmeseler de Türkiye bağımsız, egemen, demokratik ve hukukun üstünlüğüne inanan bir ülkedir. Türkiye hiç kimsenin müstemlekesi, mandası değildir. Topraklarında darbeci katilleri ağırlayanlar bize hukuk dersi veremez. İsrail terörüne seslerini yükseltmeyenler seçim kanunumuz çerçevesinde yürüttüğümüz hak mücadelesine laf edemez. Venezuela'da darbecileri destekleyenler bize söz söyleyemez. 23 Haziran'da milletimiz özgür iradesiyle tercihini yapacaktır, buna inanıyorum.
'FETÖ'NÜN AĞZIYLA KONUŞUYORLAR'
'FETÖ, PKK VE DEAŞ'A KAPTIRDIĞIMIZ GENÇLERİMİZİN VEBALİ ÜZERİMİZDEDİR'
- Gerek Gezi olayları gerekse 15 Temmuz'da yaşadığımız büyük ihanet Birlik Vakfı'nın omuzlarındaki yükün ne kadar ağır olduğunu bize göstermiştir. Evlatlarımızın kalplerini iyilikle, hasenatla, ezan, bayrak şuuruyla doldurmazsak terör örgütleri zehirli iğnelerini oraya zerk edeceklerdir. FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi katil sürülerine kaptırdığımız her gencimizin vebali bizlerin ve gönüllü teşebbüslerimizin üzerinedir. Bu millet FETÖ'nün sapık ideolojisinin 40 yılda mankurtlaştırdığı gençlerinin dramını yaşıyor. Bu millet hala yüreğinde sağ-sol kavgasına kurban verdiği körpe fidanların sızını yaşıyor.
İSTANBUL SEÇİMLERİ
- Bizi İstanbul'da belediye başkanlığında 1994 seçimlerindeki ruh taşıdı. 2002 yılındaki iktidara milletimizle kurduğumuz gönül köprüsü götürdü. Bu ruh ve gönül bağını korudukça Allah'ın izniyle milletimiz bize güvenmeye, desteklemeye devam edecektir. Bunu kaybettiğimizde artık milletimize verecek hiçbir şeyimiz kalmamış demektir. Rabbim bizleri böyle bir şeyden korusun diyorum.