31 Mart seçimlerinde İstanbul Byükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) seçimin yenilenmesi kararını gazeteci Fatih Portakal'ın sunduğu FOX TV Ana Haber Bülteni'nde değerlendirdi.
YSK'nın kararının emek hırsızlığı olduğunu söyleyen İmamoğlu, "Şu anda demokrasi mağdur edildi. Ben 31 Mart 2019’daki seçimi kazandım. Bu zarfa 4 tane oy attığını meclis üyeliği pırıl pırıl sorun yok. Bu muhtar bunda da sorun yok. İlçe belediye başkanlığı bunda da sorun yok her şey harika. Sonra İBB Başkanlığı, Ekrem İmamoğlu kazandı diye burası şaibeli. Buna gülüyorum" diye konuştu.
İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Bizim hayallerimiz öyle bir gecede yıkılacak hayaller değil. Biz bu memleket için hayal kuruyoruz. Her şey güzel olacak derken aslında o kadar hissederek söylüyorum ki, tarifi yok.
Bu büyük haksızlık, adaletsizlik... Üzüntüm bu. Biz bunları haketmiyoruz. Tam böyle iftara yaklaşmıştım. Sultanbeyli'de bir aileye söz vermiştim. İftarda o ailemizin huzurunu hiç kaçırmadan iftarımızı açtık, dualarımızı ettik.
Saat 19.30'a doğru, böyle bir olumsuzluk seziyoruz gibi bir bilgi geldi. Ben hayallerimi, ideallerimi, Türkiye'nin geleceğini zaten 11 kişiye bağlamamıştım. Ben yine halkıma ve milletime inanıyordum. Şu sonuç olursa yıkılacağız, şu sonuç olursa her şey yıkılacak gibi bir inançla yol yürümediğim için temkinli, mağrurdum. 16 milyon insan mağdur edildi.
Devrik başkan, bir şekilde görevden alınan demek. Kendinizi devrik başkan olarak görüyor musunuz? Sorusuna İmamoğlu: "Asla. Demokrasi mağdur edildi" yanıtını verdi.
Bu zarfa 4 tane oy attınız. Belediye Meclis Üyeliği, pırıl pırıl hiç sorun yok. Muhtar, bunda da sorun yok. Aynı zarfta bunlar. İlçe Belediye Başkanlığı bunda da hiçbir sorun yok. Ne güzel her şey harika. Sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı. İlçe belediye başkanlıklarında 25'ini sen kazandın ya her şey güzel. Ekrem İmamoğlu kazandı diye İBB şaibeli, yolsuzluk var bu var, şu var. Ben buna gülüyorum. Kurdukları cümleleri ben burada kurmayı edepsizlik kabul ediyorum.
39 ilçedeki geçersiz oylar sayılsın biz buradan seçimi kazanacağız dediler. Sandık kurulları zihinde yok. Hani diyor ya "bir şeyler oldu ama ne oldu bilmiyoruz"
6 ilçede oyların tamamı sayıldı, yine Ekrem İmamoğlu. Dediler ki sondaj yapalım. 57 sandık seçildi, onların tamamı sayıldı. Ondan sonra Büyükçekmece, Maltepe üzerinden bir operasyon yapmaya çalıştılar. Savcı, polis devreye sokuldu.
41 bin 200 kısıtlı seçmen üzerinden ona da bakalım dediler. Baktılar ki 776 kişi oy kullanmış. o da yok. En son bir dakika dediler, sandık kurulu.
Ben Allah'a havale ettiğim o 7 üyenin ne yaptığını, nasıl bir bilgi akıttığını bilemiyorum. Onları niye Allah'a havale ediyorum. Türkiye'deki hukuk sistemi onların cevabını veremeyeceği için.
Sandık kurullarını çıkarttınız ortaya. Neymiş? Memur yerine bankalardan memur olmayan kişiler istenmiş. Dönelim 16 Nisan'da, 24 Haziran'da var. Hatta aynı üyeler. Ben çağrı yapıyorum. 24 Haziran'da görev alan arkadaşlar, beni bulsunlar ben onlarla buluşacağım.
Söylenen laflar var ya, onlar sahtekar, yolsuz... Üzülüyorum. Bu vatandaşımı siz davet etmişsiniz. 212 sandıkta sandık kurulu üyeleriyle ilgili şaibe üzerinden karar veriyorsunuz. Tam kanunsuzluk üzerinden vermiyorsunuz, niye? O zaman bütün ilçelere gider.
Hadi hodri meydan, seçim sonuçlarından çıkan bütün ilçeleri, bütün meclis üyelerini iptal edin. Cesaretiniz yok.
Ekrem İmamoğlu'nun büyükşehiri kazanma hırsı dokunmuş olabilir. Bazı hedeflerinden sapmış olabilirler. Benim derdim memleketin demokrasi yolculuğu.
212 sandıkta kaç kişi var? 70 bin civarında oy var. 55 bin civarında oy kullanıldığını düşünelim. Hani ne olması lazım? O sandıklardan çıkan oylarda Ekrem İmamoğlu yüzde 90, rakibimiz yüzde 10 olması lazım. Yüzde 50.5 rakibimizin oyu yüzde 47 Ekrem İmamoğlu. Uydurdunuz.
'RAMAZAN AYINDA KUL HAKKI YEDİNİZ'
Ekrem İmamoğlu kazanmasın belki bir sonraki seçimde kazanırız diye uydurdunuz. Ramazan ayında kul hakkı yediniz. Ben o 7 insanın yakasında 82 milyon insanın eli olduğunu düşünüyorum. "Kul hakkı" sözüyle ilgili olarak, "O insanlara haddini bildirmek için onu söyledim.
Öyle bir süreç, öyle bir mücadele ki milyonlar var içinde. YSK hırsızlık yaptı. Bu kadar insanın emeği var. Bana oy versin, vermesin. Bütün bu emekleri çalan, bütün bu emeklerin hırsızlığını yapan YSK üyelerine net olarak söyledim. Bütün bu emekleri çalan, hırsızlığını yapan YSK üyelerine net olarak söyüyorum. YSK üyeleri emeğimi çaldı, 16 milyonun emeğini çaldı.
'NEYİNİ ELİNDEN ALDIK? MÜLKÜNÜ MÜ?'
Bakın alınan kararın dayanağı. Vatandaş bunu anlasın. İstanbul'da 31 bin 186 sandık var. Alınan karar gereği 212 sandıktaki sandık kurulu üyeleri üzerinden olağanüstü itiraza dönük bir karar veriyor. Tam kanunsuzluk da değil. Karar verdiği 212 sandıkta oy sayısı 70 bin civarında. Varsayalım 55 bin oy kullanıldı.
Sayın Binali Yıldırım bu sandıklarda 50.5 oy almış, ben yüzde 47 oy almışım. Bunun neresinde haksızlık, hainlik? Kimse kafasını kuma sokmayacak. Baskı vardır. Ne demek YSK süreci aklayacak? Sağdan sola say Ekrem İmamoğlu, soldan sağa say Ekrem İmamoğlu. Bir şey bulamadık, uydurun kardeşim.
Size Fatih Sultan Mehmet'in bir sözünü okuyacağım; "Aklı öldürürsen, ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadı'yı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür."
Ben bütün AKP'li dostlarımın vicdanına sığınıyorum. Elinizi vicdanınıza koyun. Bu İmamoğlu'na yapılan reva mıdır diye sorun.
Gereken her türlü tedbiri alacağım, 100 binlerce kişi sandık başında, okullarda haklarını koruyacak.
'47 GÜN SONRA KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDECEĞİZ'
Tebrik ediyorum sanatçıları. O sanatçıların hiçbirinin benden çıkarı yok. Ben seçilmiş belediye başkanı olarak gezeceğim. Ben coşkuyla karşılanacağım. 47 gün sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ben hakkımı yedirtmem hak da yemem. Kazanmış olsalardı gider tebrik ederdim. Beni eskiden bildikleri siyasi arkadaşlarına sorsunlar. 47 gün sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Biz özgürlüğüne düşkün bir milletiz. İş insanı konuşacak. Ülkenin ekonomisi çok kötüye gidiyor. Haddini bilecek olan siyasilerdir. Görevini yapamıyorsa haddini bilecek olan siyasilerdir. Yönetici had bildiren değil, haddini bilendir. Dedem derdiki, makamın büyüdükçe boynun bükülsün.
Bu Ramazan ayında. Ramazan ayı arınma ayıdır, hissetme ayıdır.
Duygularımla oradayım. Bu duygularımı anlatırken bir durum tespiti yapıyorum. Dün sabah bu karar alınmadan kalktığım enerjimin misli misli fazlasıyla bugün sahadayım.
BOYKOT
Bu toplum, demokrasiyle sandık mücadelesiyle normalleşmeli. Ben onun mücadelesini veriyorum. Ben onun öncülüğünü yapıyorum.
Kargaşa bekleyenler var. Gürültü isteyenler var. Benim vatandaşım sakin olacak.Milyonlarca İstanbullu lütfen mağduriyetinizi güler yüzle, sıcaklıkla anlatın. Komşunuza anlatın. Biz demokrasi mücadelesini sandıkla vereceğiz. Boykot hiç aklımdan geçmedi.
Her şey güzel olacak Ekrem Abi diyen çocuk daha 13 yaşındaydı. Öyle milyonlarca çocuk var bu şehirde. Tüm güzel duygularla insanlara mesaj vermeye çalışıyorsam inanın o çocukların, gençlerin sevgisinden. Biz tekrar insanlara, bu yapılan bu usulsüzlükler, hak gasbını anlatacağız. Biz zaten projelerimizi anlatmışız, gelir gelmez başlamışız.
Biz yok saymayı sevmiyoruz. Elimizi uzatacağız. Elimizi sıkmayacaklar biz kucaklayacağız. Bazıları 'sevgi pıtırcığı' diyor. Diyorum, "Siz de olun"
'KONUŞMA VAKTİ' ÇAĞRISI
Ben çocuklarıma hissettiğim sorumluluk üzerinden konuşuyorum. Ben evden çıktığım an, bu sürece girdiğim an itibariyle sürece adamış birisiyim. Çocuklarım hayatlarına bakacak. Sağolsun eşim yükümü büyük oranda üzerimden almış. Ben mücadele veriyorum.
Hayat için demokrasi bir oksijen. Biz bunu yaşayamazsak hissedemezsek olmaz. Biz özgürlüğüne düşkün bir milletiz. Tam bağımsız cumhuriyet, tam bağımsız Türkiye diyeli 90 küsur yıl oldu.
Bağımsızlığın ne olduğunu kimse hissedemiyor. Algı süreci. Ben kimseyi ayırmıyorum. Konuşacaklar. Ülkenin ekonomisi çok kötüye gidiyor.