Aksoy, "FETÖ mensuplarını dini baskıya uğrayan Sünni Müslümanlar olarak nitelendirmesi, daha en baştan bu raporun ne denli tarafgir, gerçeklikten kopuk olduğunu ve hangi şer odaklarının etkisiyle kaleme alındığını açıkça ortaya koymaktadır. Terör örgütü niteliği onlarca mahkeme kararıyla saptanmışken, FETÖ'nün 'Türk hükümeti tarafından hükümeti devirmekle suçlanan Gülen ve müritleri' olarak tanımlanması teröre bilerek göz yummak anlamına gelmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
'RAPORDA YER ALAN MESNETSİZ İDDİALAR, SİYESİ SAİKLERLE YAZILDIĞINI İSPATLIYOR'
Azınlık cemaatlerinin temsilcileri tarafından geçen yıl yayımlanan, Türkiye'de farklı inanç gruplarının baskı altında olmaksızın yaşadıklarını beyan eden ortak bildirinin Türkiye'de dini özgürlük ortamının en güzel kanıtı olduğuna işaret eden Aksoy, "Rum Ortodoksları Patriği, Türkiye Ermenileri Patrik Vekili ve Türkiye Hahambaşı'nın yanı sıra Süryani, Keldani, Protestan temsilcilerinin imzası bulunan söz konusu bildirinin devletimizce koordine edildiğine dair raporda yer alan mesnetsiz iddialar raporun siyasi saiklerle yazıldığını ispatlar niteliktedir" ifadelerine yer verdi.
'ABD'NİN TÜRKİYE'Yİ ELEŞTİRMESİ TUTARSIZLIK GÖSTERGESİDİR'
"Temsilciler Meclisi'ne Müslüman bir temsilci seçilmesini içine sindiremeyen, İslamofobiyle mücadelede yeterli iradeyi sergileyemeyen ve kendi dini azınlıklarına yönelik saldırıları engellemekte aciz kalan ABD Yönetimi ve Kongresi'nin Türkiye'yi eleştirmesi ise tutarsızlık göstergesidir. Terör örgütlerinin dini özgürlüklere olan tehdidinin had safhaya ulaştığı bu zor dönemde Türkiye, farklı din ve inançların barış içinde yaşadığı toplumsal yapısıyla dünyaya örnek teşkil etmektedir."