Türkiye’de vakalar olduğunda hatırlanan ancak neredeyse sıradanlaşan çocuk istismarları korkutucu boyutlara ulaştı. Bu olaylar olduğunda devletin en yüksek kademeleri tarafından kınamalar gerçekleşiyor ama sorunun boyutlarının küçültülmesi için gerekli adımlar atılamıyor.
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Adli Psikiyatri Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ayşen Coşkun, Seyr-i Sabah programında bu sorunun ortadan kaldırılabilmesi için atılması gereken adımları anlattı. Coşkun, bunun sadece bir ceza sistemiyle değil, çocukların eğitilmesiyle, bu vaka sonrasında aile ve çocuğa yapılan terapilerle; devletin tüm ilgili kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla el ele verilerek gösterilecek örgütlü çabalarla engellenebileceğini, etkilerinin azaltılabileceğini dile getirdi:
‘GENİŞ AİLE KORUMUYORMUŞ, SAKLIYORMUŞ, DIŞARI YANSITMIYORMUŞ’
Açığa çıktıktan sonraki durumlar çok zor. Bu çocuğumuz açısından bakınca çok küçük bir çocuk. Kendisi bunu çok korkutucu dehşet verici ve can yakıcı bir olay olarak algılayacak. Ama bu iş böyle bitmeyecek. İlerde bu işin cinsel boyutunu kavrayınca farklı bir yere gelecek. Çok ciddi destek verilmesi gerekiyor. Benim önerim sosyal çevre değişimi yapılması. Bunlar hep konuşuluyor. Çocuk büyüse de devam ediyor. Çok iyi sosyal çalışma yapılması gerekiyor. Çok disiplinli bir yaklaşıma ihtiyaç var koruma açısından da ruhsal etkilerini azaltma açısından da.
‘ÇOCUKLARI KORUMA MERKEZLERİNE ÖDENEK YOK’
Çocuk izlem merkezlerinin olduğu yerlerde çocuklar kolluk ve polis tarafından değerlendirmeye alınmıyor, direkt eğitimli uzmanlara götürülüyor. Ama Türkiye’nin her yeri için bu söz konusu değil. Mesela Kocaeli’nde merkezdeki 4 ilçede bu uzmanlık devreye giriyor. Ama biraz kırsala, ilçelere gidince, bu olaya hiç vakıf olmayan, yaklaşımıyla bunu örtecek görevlilerle yüz yüze kalıyorlar. Siz ancak bu çocuğumuz gibi ciddi fiziksel sorunla karşı karşıya kalanları görüyorsunuz. Yüzde 80 vakalarda fiziksel iz yoktur. Bazı savcılarımız kovuşturma gereği bile görmüyor. Genellemeye gitmemek gerekiyor. Bazıları gerçekten olması gerektiği gibi davranabiliyor ama bazıları da çocuğa tekrar tekrar travma yaşatacak yöntemler kullanıyor ne yazık ki.
‘9 YAŞINDAKİ ÇOCUK EVLENEBİLİR DEYİNCE BU OLAYLAR BAŞLIYOR’
Çocuk kendini korumayı öğrenecek. Onlara bunu erken yaştan itibaren öğretmemiz lazım. İyi ve kötü dokunmayı anlatacak çok iyi materyaller var, kimler ona yanaşabilir, kimler dokunabilir. Sürekli hazırlanıyor bunlar. Çocuklar aptal değiller. Çocuğun etrafında iyi insanlar varsa, anlatılanlar onu örselemez. Her yaştaki çocuğa onun yaşına göre anlatmak lazım ki kendini kapatmasın, korkmasın. Dünyayı güvensiz bir ortam gibi anlamaması lazım. Bu olaylar olduğunda aşırıya kaçan şeyler anlatılabiliyor çocuklara.”