DÜNYA

Yargıtay'dan milyonlarca işçiye emsal olacak karar

Milyonlarca işçiye müjdeli haber Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nden geldi. Yüksek Mahkeme, gerçek ücret üzerinden SGK primlerinin yatırılmamasının işçiye haklı fesih hakkı vereceğine, haklı sebeple fesihte işçiye kıdem tazminatı ödeneceğine hükmetti.
Sitede oku

İHA'nın aktardığı habere göre, yangın söndürme cihazlarının ithalatını, satışını, montajını, projelendirmesini ve servis hizmetlerini yapan işyerinde 6 yıldır çalışan işçi, SGK priminin gerçek maaş üzerinden gösterilmesi talebinin geri çevrildiği için istifa etti. 

Hak-İş Genel Başkanı Arslan: Hak-İş'e bağlı sendikalardan 5 bin 647 işçi istifa ettirildi
İş Mahkemesi'ne dava açan mağdur işçi, işçilik alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, ancak davalı işverenin cevabî ihtarname ile ödeme yapmayacağını bildirdiğini söyledi. 

Mahkemede ifade veren davalı ise davacının işten çıkarılmadığını, uzun zamandır ayrılma hazırlıkları yaptığını kaydetti. Mahkeme, davalı işverenin istifâ ve devamsızlık savunmasının çelişkili olduğu, davacı işçinin sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmasına dâir isteği sebebiyle iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız şekilde feshedildiği gerekçesi ile işçiyi haklı buldu. Kıdem ve ihbar tazminat talepleri kısmen kabul, yıllık izin talebi tamamen kabul ve fazla mesâi talebi ise tamamen reddedilmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Kararı davalı vekili temyiz etti. 

EMSAL BİR KARARA İMZA ATILDI

Emsal karar: Maaşı düşürülen işçi istifa ederse tazminat alacak
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise emsal bir karara imza attı. Davacının Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) ücret bildiriminin gerçek ücreti üzerinden yapılması talebinin karşılanmaması üzerine, iş akdinin davacı işçi tarafından feshedildiğine dikkat çekildi.

Kararda, "Haklı sebeple dahi olsa iş akdini fesheden tarafın ihbar tazminatı talep edemeyeceği gözetilerek, davacının ihbar tazminatı talebinin reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır. Hüküm altına alınan kıdem tazminatı dışındaki alacakların faiz başlangıcının dava dilekçesiyle istenen miktar bakımından dava, arttırılan miktar bakımından ise artırım tarihi olması gerekirken, alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir" denildi.

Yorum yaz