Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM) Sudan Özelinde Doğu Afrika Araştırmacısı Kaan Devecioğlu, Sudan’daki gelişmeleri ve Türkiye-Sudan ilişkilerinin geleceğini Suptnik’e değerlendirdi.
‘YAŞANANLARIN TEMELİNDE EKONOMİK SIKINTILAR, BASKICI YÖNETİM YATMAKTA’
‘AFRİKA’YA İLİŞKİLERDE TEMEL İLKELERDEN BİRİ ÇOK BOYUTLU DIŞ POLİTİKA’
“Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin Sudan özelinde Afrika’ya yönelik olarak yürüttüğü politikanın temelinde, milli değerlerini esas alan ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ temel ilkesini hayata taşıyan ‘Girişimci ve İnsani Dış Politika’ pratiği bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle Türkiye’nin Afrika’yla ilişkileri ‘çok boyutlu dış politika’ temel ilkelerinden biridir. Türkiye, günümüzde Sudan toplumuyla kurduğu ilişkilerini; realist-idealist, sert güç-yumuşak güç ayrımlarının ötesinde ‘insan odaklı bir diplomasi’ yaklaşımıyla sürdürmektedir. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığı yapmış olduğu açıklamayla bugüne kadar Afrika’ya yönelik olarak sürdürmüş olduğu dış politika ilkeleri çerçevesinde temennilerini ortaya koymuştur. Sudan şu anda bir belirsizlik içerisinde ve bu belirsizliğin giderilmesi için halkın taleplerini dinleyeceğini taahhüt eden Askeri Geçiş Konseyi’nin açıklamalarını memnuniyetle karşılamıştır. Açıklamaların bu minvalde okunabileceğini düşünüyorum.”
TÜRKİYE İLE SUDAN ARASINDAKİ ANLAŞMALAR
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2017 yılının Aralık ayında Sudan’a gerçekleştirdikleri ziyaretlerinden sonra kısa vadede ticaret hacminin 1.2 milyar dolara uzun vadede ise 10 milyar dolara çıkmasının hedeflendiği açıklanmıştır. Ayrıca söz konusu ziyarette TİKA’nın da çalışma yürüttüğü ve Kızıldeniz’de stratejik bir konumda bulunan Sevakin adası da Türkiye’ye tahsis edilmiştir. Bununla birlikte Türkiye – Sudan arasında 13’ü devlet 9’u özel sektör olmak üzere toplamda 22 anlaşma imzalanmıştır. Söz konusu yatırımların en büyüğü 1 milyar 100 milyon dolar ile Hartum’a yapılması planlanan ve bir Türk firması SUMMA inşaata verilen havalimanı projesidir. Türkiye’nin Sudan devleti ile anlaşmaya vardığı bir diğer konu ise tarımsal işbirliği alanındadır. Bu kapsamda kurulan şirketin yüzde 80’i Türkiye’den TİGEM’in yüzde 20’si ise Sudan tarafının olmak üzere 12 bin 500 hektarlık bir alanda tarım yapılacaktır. Türkiye’nin bu projeyle amacı sadece tarım alanında ithal ettiği ürünleri buradan temin etmek değil, aynı zamanda burada Sudanlı çiftçilerin hem istihdam edilmesi hem de eğitim verilmesidir.”
Tüm bunların yanı sıra Türkiye’nin hem devleti hem kamu hem de sivil inisiyatifleriyle Sudan toplumunun her zaman yanında olduğunu kaydeden Devecioğlu, “Türkiye Sudan özelinde tüm Afrika’da ulaştığı her noktada toplumun kalplerine dokunan bir diplomasi yürütmüştür. Bu yüzden Türkiye’nin Sudan toplumu nezdinde tarihsel ortaklığın yanı sıra günümüzde kurulan angajmanlar bağlamında da müstesna bir yeri verdir” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN PROJELERİNİN TEHLİKE DÜŞMEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’
“Sudan’da şu an bir belirsizlik var. Sudan’da şu an seviyesi azalsa da protestolar sürmekte ve halk sivil iradeye geçiş için şartlarının sağlanmasını talep etmektedir. Afrika Birliğinin gerçekleştirdiği toplantıda Sudan Askeri Geçiş Konseyinin sivil irade kurulması için verdiği 15 günlük bir süre var. Bu süre içerisinde bir çok şey netlik kazanacak ve Türkiye’de bu bağlamda bir adım atacaktır. Yani Türkiye’nin önceliği Sudanlı kardeşlerimizin uzlaşmasını görmektir. Şahsi kanaatim gerek toplum nezdinde kurulan dostluk gerekse ciddi oranlara ulaşan yatırımlar ve ticaret hacminin de etkisiyle Türkiye’nin Sudan’daki yatırımlarını riske atmayacağıdır. Bu bağlamda Türkiye’nin projelerinin tehlikeye düşmeyeceğini düşünüyorum.”