Abdulkadir Selvi, Hürriyet'te "İstanbul’da düğüm çözülüyor" başlığıyla yayımlanan yazısında "İstanbul seçimlerinde belirsizliğin doruk noktasına ulaştığı ama aynı zamanda finalin yaşanabileceği bir haftaya girdik" ifadesini kullandı.
Selvi şöyle devam etti:
2972 sayılı mahalli idarelerle ilgili seçim yasasının 22. maddesinde, ’Sandık kurullarınca gönderilen belediye başkanı seçimlerine ilişkin tutanaklar ilçe seçim kurulu tarafından birleştirilerek en çok oy alan aday, başkanlığa seçilmiş olur. Büyükşehir belediye başkanı seçimlerine ilişkin ilçe birleştirme tutanakları ilçelerden il seçim kuruluna gönderilir’ deniliyor.
Bu arada Maltepe’de sayım bittikten sonra MHP’nin ’tam hukuksuzluk’gerekçesiyle Maltepe seçimlerinin iptali için YSK’ya başvuruda bulunacağı söyleniyor.
AK Parti’nin de ’tam kanunsuzluk’ gerekçesiyle İstanbul seçimlerinin iptali için YSK’ya başvurması bekleniyor. Bu aşamada kritik iki nokta var.
1- Maltepe’deki birleştirme tutanakları eline ulaştığı zaman İstanbul İl Seçim Kurulu’nun sayımlarda birinciliği koruyan Ekrem İmamoğlu’na mazbatasını verebileceği söyleniyor.
2- İstanbul İl Seçim Kurulu’nun aynı zamanda AK Parti’nin YSK’ya başvurusunun sonuçlanmasını da bekleyebileceğine işaret ediliyor.
Bakalım İstanbul İl Seçim Kurulu nasıl hareket edecek?
AK Parti’nin ’tam kanunsuzluk’ gerekçesiyle yapacağı başvurunun Anayasa’nın 79. maddesi ve 298 sayılı seçim yasasının 130. maddesindeki, ’seçimin neticesine müessir olaylar ve haller sebebiyle’ hükmüne dayanması bekleniyor. Seçim yasasının 121. maddesi ’Delil ve gerekçe gösterilmeyenlerin itirazları incelenemez’ diyor. AK Parti’nin üç başlık altında itiraz etmesi bekleniyor.
1- Sandık kurullarının teşkilindeki yanlışlıklar.
Maltepe’de ilçe ve il dışında ikamet eden kişilerin sandık kurulu başkanı ve üyesi yapıldığı, Hakkâri’de görevli bir askerin sandık kurulunda görevlendirildiği iddiası.
Sandık teşkili önemli bir nokta. Çünkü 3 Kasım 2002 seçimlerinde Doğan köyünde 17, 18 ve 19’uncu sandıklarda sandık kurulunun fiilen teşekkülü sağlanamadığı için ’tam kanunsuzluk hali’ oluştuğu gerekçesiyle Siirt seçimleri iptal edilmişti. 3 Kasım seçimlerine sokulmayan Erdoğan, Siirt’ten seçime girerek milletvekili seçilmişti.
AK Parti’nin ikinci itiraz noktasını ise ’sahte seçmen’ iddiasının oluşturması bekleniyor. Bu bölümde Büyükçekmece’yle ilgili iddialar yer alıyor. HDP, bu seçimde Siirt’in Eruh ilçesinde benzer bir iddia ile YSK’ya başvuruda bulundu. Ancak YSK, ’somut verilere dayanmadığı için’ HDP’nin itirazını reddetmişti. AK Parti’nin başvurusunda ise isim, adres ve seçmen kayıtlarının net olarak yer alacağı ifade ediliyor.
CEZAEVİNDEKİ KISITLI SEÇMEN
Başvurunun üçüncü ama en önemli ayağını ise ’kısıtlı seçmen’ iddiası oluşturuyor. Cezaevinde yatan ancak ikametgâhında seçmen olarak gözüken kişiyle ilgili. Ama tek örnek değil. Dosyada kısıtlı seçmenle ilgili birkaç ismin yer aldığı söyleniyor.
31 Mart seçimlerinden sonra, YSK’nın kısıtlı seçmenle ilgili üç yeni kararı var.
1- Kırıkkale Keskin’de ’kısıtlı seçmen’in oy kullandığı tespit edildiği için seçim iptal edildi.
3- Denizli’nin Honaz ilçesinde kısıtlı seçmenin oy kullandığı tespit edildiği için seçimler iptal edildi.
CHP’nin Artvin Yusufeli seçimleriyle ilgili aldığı iptal kararı, AK Parti için gerekçe oluşturdu diyebiliriz. Fıkra gibi bir şey.
Bu arada eğer YSK, İstanbul seçimlerinin iptaline karar verirse, bu kararın sadece büyükşehir belediye başkanlığı seçimleri için geçerli olacağı, ilçelerde seçimlerin yenilenmeyeceği söyleniyor.
İstanbul seçimleri turnusol kâğıdına döndü. Binali Yıldırım, ’Bu seçim murdar olmuştur’ deyince içim cız etti. Keşke Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi ’İsterse 1 oy olsun. YSK karar vermişse başım gözüm üstüne dersin’ denilebilseydi."