HDP'nin Muş Belediye Eş başkan adayı Sırrı Sakık, 31 Mart'ta Bolu Belediye Başkanlığı'na seçilen Tanju Özcan'a ırkçılık suçlamasında bulundu.
Sakık suçlamasında, "Meclis'te iki dönem birlikte bulunduk. Meclis'te de ırkçılığın temsiliydi. Bolu'da ona oy veren her demokrat bu suça ses çıkarmalıdır. Irkçılık suçtur!" ifadelerini kullandı.
'BEN HER ZAMAN ATATÜRK'ÜN ASKERİ İDİM'
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Sakık'ın ırkçılık sözlerine, "Haklısın… İki dönem birlikte Milletvekilliği yaptık… Ben her zaman Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri idim… Sende Kandil'in kadrolu yalakası… Kaybetmen beni üzmedi.. @sakiksirri" ifadeleriyle cevap verdi.
Özcan, hem AK Partili Savcı Sayan'a hem de HDP'li Sırrı Sakık'a, "Tekrarlıyorum…ben Başkan olduğum sürece, Yatağa aç giren vatandaşlarımız var iken, Bolu da Türk Halkının vergilerinden oluşan bütçemizden, SURİYELİLERE bir tek kuruş yardım yapılmayacaktır.. @SavciSayan,@sakiksirri" diye cevap yanıt verdi.
ÖZCAN NE DEMİŞTİ?
Yazıda şu ifadeler kullanılmıştı: "Ülkemizde yaşamakta olan yabancı uyruklu kişilere Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), Türk Kızılayı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ‘Sosyal Uyum Yardımı' adı altında yardım yapılmaktadır. Bu nedenle, ilimizde yaşamakta olan herhangi bir yabancı uyruklu kişiye Belediyemiz Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü'nden ayni ve nakdi yapılmaması hususunda, gereğini rica ederim".
'BENİM TANIDIĞIM TANJU ÖZCAN BOLU BEYİ OLMAZ'
HDP'DEN AÇIKLAMA: SON DERECE TEHLİKELİ GÖRÜYORUZ
Suriyelilerin büyük çoğunluğunun Türkiye'de olumsuz şartlarda yaşadıkları ve birçok alanda istismara ve ciddi bir ayrımcılığa uğradıkları açıktır. Giderek yaygınlaşan bu ayrımcılığa önemli mevkilerde bulunan ve siyasi sorumluluğu olan kişilerin çok daha hassas yaklaşması beklenirken, Sayın Özcan'ın sığınmacı Suriyelileri toplumun genelinde bir yük gibi göstererek aşağılayıcı bir dil kullanması, Suriyelileri toplum içinde hedef haline getirmekten başka bir sonuç yaratmayacaktır.
Bir yerel yöneticinin, göçmenleri bir yük olarak görmek yerine, üretim sürecine katmak ve toplumsal hayata dahil etmek gibi bir önceliği olmalıdır. Siyasi sorumluluğu olan yetkililerin toplumda ırkçılığı, ayrımcılığı veya yabancı düşmanlığını büyütecek kararlar almasını veya açıklamalarda bulunmasını son derece tehlikeli gördüğümüzü bu vesileyle bir kez daha vurguluyoruz."