Türkiye ve Rusya, 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedeflerinde kararlılıkla ilerliyor. 2015'in son çeyreğindeki uçak krizinin ardından ticaret hacmi dibe vuran iki ülke, şimdilerde ticaret hacmini dev enerji projelerini birlikte yürüterek hızla artırıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Rusya'nın karşılıklı ticaretteki büyüme oranının yüzde 15 olduğunu ve ortak ticaret hacminin 25 milyar dolara ulaştığına işaret etti. Ayrıca, Rusya'nın başkenti Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın temasları iki ülkenin, 25 milyar dolarla yetinmeyeceğini ve 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedeflerinde kararlı olduklarını bir kez daha ortaya koydu. Peki, iki ülke, ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarabilir mi? Ankara ile Moskova bu hedefe ulaşmak için neler yapmalı? Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, Türkolog ve Kültür Bilimleri Akademisi Başkanı Prof. Dr. Kemal Üçüncü, Sputnik'e değerlendirdi.
‘TÜRK-RUS JEOPOLİTİK HATTI DÜNYA BARIŞI İÇİN DENGEYİ SAĞLAYACAK AKS OLUŞTURUYOR'
Prof. Üçüncü, iki ülkenin 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin "ulaşılabilir bir hedef" olduğuna işaret ediyor. Türkiye-Rusya stratejik işbirliği vizyonunu akademi olarak detaylı olarak projelendirdiklerini söyleyen Prof. Üçüncü "Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişmesi bir başka pakta ve ülkelere karşı düşmanlık ve vaziyet alış değil tarihsel ve jeopolitik şartların getirdiği bir mecburiyettir. Tarihsel olarak Rus devlet teşkilatı ve feylosofisi Sayın Lavrov'un da isabetle belirttiği gibi Türk-Altın Orda-Kıpçak boylarının teori ve pratiğinden esinlenerek şekillenmiştir. Dolayısıyla Soğuk Savaş'ın ardından birbirini jeopolitik olarak örten bütünleyen bu iki alanın ekonomik olarak da daha derinlikli bir ilişki modeline doğru yönelmesi olağandır.Türk-Rus jeopolitik hattı ve kültürel, tarihsel müktesebatı Avrasya eksenindeki güç mücadelesinde dünya barışı için dengeyi sağlayacak bir aks oluşturmaktadır" diye konuştu.
‘TÜRKİYE-AVRASYA EKONOMİK İŞBİRLİĞİ İLİŞKİLERİ DERİNLEŞMELİ'
Türkiye ile Rusya'nın bu hedefe ulaşmasında, Türkiye'nin Avrasya Ekonomik Birliği ile ilişkilerinin derinleştirilmesinin de önemine işaret eden Prof. Üçüncü "Türkiye ve Rusya'nın işbirliği Avrasya'daki güç mücadelesinde bölge barışı ve istikrarına önemli katkılar sağlıyor. Türkiye açısından ürünlerini doğrudan arz edebileceği ve karşılığında ithalat yapabileceği bir pazar. Türkiye bu alanda çok geniş bir potansiyele sahip. Diğer taraftan Doğu Akdeniz ve Suriye-Irak denkleminde bizi rahatlatan bir perspektif sunuyor. Zira Rusya'nın Güney Kuşak güvenliği için Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarı vazgeçilmez. Bizi bağlayan bu bağın önemini unutmamak lazım. Bu bağı da göz önünde bulundurarak Türkiye'nin Avrasya Ekonomik Birliği ile ilişkilerinin derinleştirilmesi önemli" dedi.
‘TÜRKİYE, BDT ÜLKELERİNE MAL VE HİZMET OLARAK ÖDEME YAPABİLİR'
Prof. Üçüncü "Rusya'nın yüksek petrol üretimin gelirine ek olarak düşük dış borç ve enflasyon ortamı eklendiğinde Rusya ile Türkiye 100 milyar hedefine 5 yıl içinde ulaşabilir. Türkiye'nin enerji faturası (petrol ve doğalgaz) 45 milyar doların üzerinde olacaktır. Buna petrolden üretilen mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler, bitümlü maddeler, mineral mum gibi ürünlerde eklendiğinde fatura 55 milyar dolara ulaşmaktadır. Bunun yüzde 70'i yani 40 milyar doları Rusya'yladır" dedi ve devam etti:
"Türkiye bu faturayı Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerine, özellikle Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan'a mal ve hizmet olarak ödeyebilir. Buna İran'ı da dahil edebiliriz. Akılcı bir planlama ile bu ülke vatandaşları oluşturulacak bir fonla bütün ileri tedavi ve tetkiklerini Türkiye'de yapabilirler. Keza, Türk sağlık sistemi ve müteahhitlik sektörü bu bölgede ortak altyapı hizmetlerini dolar veya euroya ihtiyaç duymaksızın yapabilir."
‘RUSYA'DAN 1,5 MİLYAR DOLARLIK KÖMÜR VE PETROKİMYA ÜRÜNLERİNİN YÜZDE 65'İ İTHAL EDİLEBİLİR'
Türkiye'nin yıllık kömür ithalatı 30 milyon ton civarında olduğunun bunun piyasa değerinin 3 milyar dolar seviyesinde olduğuna işaret eden Üçüncü "Rusya'dan bunun yarısının alınması durumunda 1,5 milyar dolarlık bir ticaret söz konusu olur. Tarım ürünleri ithalatında Türkiye özellikle soya, ayçiçeği ve mısır için ödenen fatura 4 milyar dolar seviyesindedir. Bunun yarısının 2 milyar dolarlık kısmının Rusya'dan yapılması mümkündür. Türkiye yılda 12 milyar doların üzerinde petrokimya ürünleri ithal etmektedir. Bunun ortak yapılacak planlamayla yüzde 65'inin Rusya'dan alınması mümkündür ve ederi 8 milyar dolar etmektedir. Rusya'nın sadece Akkuyu Nükleer yatırımı 10 milyar dolar (yıllık 3 milyar dolar) olup, buna savunma sanayi ortak üretim projeleri de eklendiğinde ilave 3 milyar dolarlık bir üretim mümkün olacaktır" diye anlattı.
‘RUSYA'DAKİ TÜRK MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ 10 MİLYAR DOLARA ULAŞABİLİR'
"Rusya'da Türk müteahhitlik hizmet sektörünün yıllık hacminin bu işbirliğiyle 10 milyar dolara ulaşması mümkündür ve Türk müteahhitler Rusya pazarında kendilerini ispatlamış vaziyettedir" diyen Prof. Üçüncü "Rusya ithalatının önemli bir kısmını makine, elektronik, kara taşıtları, ilaç ve farmakolojik ürünler oluşturmaktadır. Türkiye bu konuda AB dahil "belli bir piyasa" payına (25 milyar dolar civarında) sahiptir. Rusya'nın bu alanlardaki Türk ürünlerine öncelik vermesi (AB kalitesinde olmak kaydıyla) Rusya pazarında bu konuda 10 milyar dolarlık pay elde etmesi mümkündür. Rusya ile türkiye'nin ortak bir yatırımla Rusya'nın Pasifik kıyılarında (Amur veya Viladovostak bölgesinde) Petrokimya-Gübre-Liman-Orman Ürünleri-Kağıt/Selüloz-Lojistik yatırımı yapmaları (ki 5 yılda 30 milyar dolarlık bir yatırımla, yılda 15 milyar dolarlık ilave iş hacmi) mümkündür" dedi.
‘TİCARET HACMİNİN 40 MİLYAR DOLARINI ENERJİ OLUŞTURABİLİR'
Üçüncü "Türkiye'nin elinde şu anda nakit olarak 40 milyar dolarlık fon vardır ve bu fonların garantörlüğünde bu yatırımın tamamını tek başına finanse etmesi çok kolaydır. Rusya ile birlikte mal karşılığında bunu yapması ise daha da kolaydır. Ticaret hacminin 40 milyar dolarlık kısmını enerji, 1.5 milyar dolarlık kısmını kömür, 2 milyar dolarlık kısmını sanayi tarım ürünleri, 8 milyar dolarını petrokimya, 3 milyar dolarını savunma ve nükleer enerji, 10 milyar dolarını müteahhitlik hizmetleri, 15 milyar dolarını Pasifik ortak yatırımları, 10 milyar dolarını Rusya'ya makine, elektronik, kara taşıtları, ilaç ve farmakolojik ürün ihracatı ve 12 milyar dolarını turizm oluşturursa, bu hedef rahatlıkla başarılabilir. Dolayısıyla planlanan/hedeflenen yatırım hacmine ulaşılması Rusya'nın orman ürünleri potansiyeli de dikkate alındığında çok kolay ve uygulanabilir bir hedeftir. Samsun-Hopa hattından demiryolu, Gürcistan-Azerbaycan hattından Astrahan üzerinden Hazar, Kazakistan ve Çin'e kadar olan alana bağlandığında Türkiye ve BDT alanı 2 trilyon dolarlık Avrasya ticaretinin ana güzergahı olur. Özellikle Türkiye alternatifsiz en ideal rota haline gelir" diye ekledi.