Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarına yanıt verdi.
Soylu'nun İstanbul Büyükçekmece'deki sahte seçmen iddialarıyla ilgili ifadelerine değinen Öztrak, Bakan Soylu'nun zamanın yetmediği yönündeki söylemini anlamadığını kaydetti.
Öztrak, "Büyükçekmece'de bir adli olay var. Oradaki geçici görevli işçinin yaptığı birtakım usulsüzlükler nedeniyle tutuklanması söz konusu. Ne zaman? 18 Ocak. Seçmen listeleri ne zaman kesinleşti? 31 Ocak. Seçim ne zaman yapıldı? 2 ay sonra, 31 Mart. 'Zaman yetmedi' ne demek? Anlaşılan Sayın Soylu hayali terörist listeleri peşinde koşarken, sağı solu, belediye meclis üyelerini, belediye başkanlarını teröristlikle suçlarken, esas görevi olan bu soruşturmayı yapmayı unutmuş" diye konuştu.
'BİZ BULDUK, KOSKOCA DEVLET BULAMIYOR MU?'
Soylu'nun İçişleri Bakanı değil de mahkeme gibi hareket ettiğini, "Belediye Başkanı, Belediye çalışanları organize suçlar peşindeler" anlamına gelen sözler sarf edildiğini belirten Öztrak, "Kimin suçlu olduğuna mahkemeler karar verir. Siz sadece zanlı yakalarsınız, onun suçlu olup olmadığına karar verecek olan mahkemelerdir. Devlet konusunda bu kadar iddialı olan biri bunu muhakkak bilmek zorunda ama görüyorum, Sayın Soylu'nun kullanmış olduğu lisana, dile bakıyorum, gerçekten devlet falan bunların hiçbirini bilmiyor" diye konuştu.
Öztrak, bu süreçte polislerin de siyasete alet edildiğini savundu.
'MİLLİ İRADEYİ YOK ETMEYE NİYETLENEN BİR KUMPASIN ELİNİ GÖRÜYORUM'
Soylu'nun seçim akşamı Dolmabahçe'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım ile ne konuştuğunu soran Öztrak, şöyle devam etti:
Bakan Soylu'ya, "Adın İçişleri Bakanı ama o 24 Haziran'da kurulan tek kişi parti devletinde sen devlet memurusun." diye seslenen Öztrak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Süleyman Demirel'in, rahmetlinin çok güzel lafı var. 'Dünün güneşi ile bugünün çamaşırını kurutamazsınız.' Diyor ki 'İçişleri Bakanı ile Adalet Bakanı görevlerini layıkıyla yapamıyorsa istifa etmelidir.' Evet etmelidir, biz de onu söylüyoruz. Oylar sayılırken Adalet Bakanlığının araştırma başlatması, muhaberat polislerinin seçim kurullarında gezinmeye başlaması, yine İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin Büyükçekmece'de görülmesi, bugün polislerin ev ev dolaşmaya başlaması, bunların hepsi hem İçişleri Bakanı'nın hem Adalet Bakanı'nın usulsüz olarak ellerini çuvala soktuklarının göstergesidir. Bu usulsüzlüğü yapanlar istifa etsin diyoruz. İstifa etmelidir böyle seçim, böyle seçim güvenliği olmaz. Seçimin güvenliğini sağlamakla görevli devlet memurları seçim sonuçlarını, milli iradeyi değiştiriyor izlenimini ya da bununla ilgili baskı yapıyor izlenimini veriyorlar. Bu Türkiye'ye yakışmayan bir görüntüdür".
Zamanında Üsküdar Çatalca'da CHP'nin çok ciddi sayıda taşıma seçmen tespit ettiğini, itirazda bulunduklarını ancak itirazın İl Seçim Kurulunca reddedildiğini anlatan Öztrak, "Yani bunlar oluyor. Şimdi döneceksiniz buradan seçimleri iptal ettirmeye dönük bir organizasyon, organize suç çıkarmaya çalışacaksınız, kusura bakmayın bu olmaz. Söylüyoruz, kazandığımız seçimleri çaldırmayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
'SİZİNKİ ELLERİ SUÇ ÜSTÜNDE YAKALANMIŞ SUÇLULARIN TELAŞIDIR'
Siyaseti de bugün yapmaya başlamadığını vurgulayan Öztrak, şöyle konuştu:
"Siz diyorsunuz ya 'ben babamın elinden tutup 1980'lerde seçim sandıklarına gitmiştim' yani sizinle belki yarışamam ama ben doğduğumda benim babam seçim meydanlarındaydı 1954 yılında. Benim doğumuma yetişememişti. O gün bugündür benim evimde siyaset konuşulur. O gün bugündür bizim evimizde siyaset tartışılır. Açık söyleyeyim, sizinki elleri iş üzerinde yakalanmış suçluların telaşıdır. Bu telaş içinde de 10 parmağınızda 10 kara seçim sürecinde yaptığınız gibi her yere bunu sürmeye çalışıyorsunuz. Bizler öyle bir kültürden geliyoruz ki bizim için milletimizin çıkarları devletimizin bekası siyasi çıkarlarımızın önünde gelir. Sayın Soylu bu arada bu beka ne oldu? Hangi cami avlusunda unuttunuz? Nerede, ne oldu bu beka meselesi? Çok açık söyleyeyim, benim yine ilk hatırladığım seçim de 1961 yılında babamın girdiği seçimdir. Ben daha öncesini de hatırlarım Sayın Soylu. Babamın seçim gezilerine gidip de eve dönmediği, evde 'yine gözaltına alınmış' diye konuşulduğu dönemleri de gayet iyi hatırlarım. Biz böyle yerlerden geldik".
'İMAMOĞLU 14 BİN 347 ÖNDE'
Süleyman Soylu'nun yaptığı konuşmayı bir İçişleri Bakanı'na yakıştıramadığına işaret eden Öztrak, "Diyebilir ki 'Sen İçişleri Bakanı konuşmasını ne bilirsin?' Ben İçişleri Bakanı konuşmasını çok iyi bilirim. Benim dedem de babam da İçişleri Bakanı'ydı. Kendisini bir an önce göreve dönmeye davet ediyorum. Siyasette tek bir siyasi sorumlu vardır o da AK Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı'dır. Kendisi memurdur, atanmış memurdur" diye konuştu.
Öztrak, Soylu'nun "Benim bir siyasi kariyerim var" dediğini anımsatarak, "Bunları üzülerek ifade ediyorum, kendisi siyasi kimliğini reddetmiş, kaybetmiş bir insan. Tavsiye ediyorum, bir dönsün hatırlasın, bugün kendisini İçişleri Bakanı yapan kişiye o partiye geçmeden önce neler söylemiş. İbretlik bir durum. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin" ifadesini kullandı.