Atlantik'in öbür yakasına geçen Obama, Başbakan Angela Merkel'in sığınmacı kabul politikalarının bedelini yeniden başbakan adayı olmayacağını açıklayarak ödediği ve aşırı sağın yükselişe geçtiği Almanya'da göç meselesiyle ilgili açıklamalar yaptı.
Berlin belediye meclisinde Avrupa'nın dört bir yanından genç liderlerin katıldığı iki saatlik toplantıda konuşan Obama, "Göç meselesi hem burada Avrupa'da hem de benim ülkemde büyük siyasi çalkantıya yol açıyor" saptamasını yaptı.
Gençlere göç karşıtı görüş açıklayanlara empatiyle yaklaşma tavsiyesinde bulunan eski ABD Başkanı "Göçten rahatsızlık duyan herkesi ırkçı diye etiketleyemeyiz" diyerek şöyle devam etti:
"Uyum içinde, birbirine bağlı toplum istiyorsanız, herkes bazı üzerinde uzlaşılmış kuralları tanımalı. Herkesin yaptığı bazı bağdaştırmalar da mutlaka olacaktır. Buna yeni gelen insanlar da dahil. Sorun şu ki, bunlar adil mi?"
"Yeni gelenleri göç ettikleri ülkenin dilini öğrenmeye teşvik etmek istemeli miyiz? Elbette. Bu kendi anadillerini hiç kullanamayacakları anlamına mı geliyor? Elbette hayır, ama biliyorsunuz, şunu demek ırkçılık değildir: Aha, eğer burada olacaksan, o zaman geldiğin ülkenin dilini öğrenmen lazım, çünkü hepimizin birlikte çalışması, birlikte öğrenmesi ve birbirini anlaması için bir tür ortak dile ihtiyacımız var."
Babası Müslüman bir Kenyalı olan ABD'nin ilk siyah başkanı, 'kendi daha iyi yanlarımızı ve daha iyi değerlerimizi temel alan insani, zeki, düşünceli, düzenli bir göç süreci' çağrısı da yaptı.
"Ülkede halihazırda bulunanların yeni gelenlerden rahatsızlık duymamalarını nasıl sağlayacağımızın da yolunu bulmamız lazım" vurgusu yapan Obama, bunun için ülkede bulunanların eğitim, karşılaşma, tanışmadan geçmesi ve korkuyu azaltması, yeni gelenlerin de belli düzeyde intibak etmeleri gerektiğini belirtti.
Trump popülist söylem ve politikalarının merkezine göç karşıtlığı, milliyetçilik ve iklim değişikliğinin inkarını oturturken, Obama 'iklim değişikliğinin tüm insanlığın varoluşunu tehdit ettiğinin' altını çizdi.