EKSEN

'Trump'ın Devrim Muhafızları kararı İran, Hizbullah ve Filistinli grupların Golan projesini hedefliyor'

Ramazan Bursa’ya göre, Trump, İran’daki Devrim Muhafızları Ordusu’nu ‘terör örgütü’ sayma kararıyla ‘İsrail’in güvenliği’ hedefleniyor. İran, Hizbullah ve Filistinli grupların İsrail’e karşı ‘üçüncü cephe’ açmayı içeren ‘Golan projesine’ atıf yapan Bursa, bölgedeki Dürzilerle yakın ilişki kurulduğunu belirtti.
Sitede oku

Trump: İran Devrim Muhafızlarını 'terör örgütü' olarak tanımladık
Trump yönetiminin İran'da Devrim Muhafızları Ordusu'nu ‘yabancı terör örgütleri' listesinde sınıflandırma kararına karşı İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin de ABD Merkez Komutanlığı'nı (CENTCOM) ‘terör listesine' alarak misillemede bulunması iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. ABD yönetimi Devrim Muhafızları Ordusu'nu ‘bölgesel terörizmi finanse ve teşvik etmekle' itham ederken, Tahran da ABD'yi ‘terörist hükümet' olarak nitelerken, CENTCOM'un Ortadoğu'da kan dökülmesinde sorumluluklarına atıf yaptı. Devrim Muhafızları ve müttefiklerinin IŞİD ve el Kaide'ye karşı savaşan güçler olduğu da vurgulandı.

Trump yönetiminin kararı, arkasındaki sebepler ve İran'ın tepkilerini Kudüs TV İran Temsilcisi Ramazan Bursa ile konuştuk.

‘ABD'NİN KARARINDA İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ ROL OYNADI'

Ramazan Bursa, ABD yönetiminin İran'daki Devrim Muhafızları Ordusu'nu ‘terör örgütü' olarak tanıma kararına şaşırmadığını belirtirken, kararın BM kararları ve uluslararası hukukla çeliştiğini söyledi. Bursa'ya göre ABD'nin bu kararında öncekli etken İsrail'in güvenliği. Bursa, İran'ın Filistin direniş grupları ve Lübnan Hizbullahı ile birlikte İsrail'e karşı Golan'dan üçüncü cephe açma kararlarını anımsattı:

İran, ABD ordusunu 'terör örgütü' ilan etti
"Öncelikle Trump yönetiminden beklenen bir karar şeklinde değerlendiriyorum. Diğer taraftan uluslararası hukuk açısından baktığımız zaman da birçok sakıncaları olan, uluslararası hukukla çelişen Birleşmiş Milletler kararlarıyla çelişen birçok yönü olduğunun da altını çizmek istiyorum. Tabii ki Amerika Birleşik Devletleri birçok nedende dolayı bu kararı aldı. Birincisi İsrail'in güvenliği ön plana çıkıyor. Çünkü İran Devrim Muhafızları ile Hizbullah'ın Güney Suriye'de çok yoğun bir çalışması var. 2016'da Tahran'da yapılan çok önemli bir toplantı vardı. Gerçi Türk basınında bu çok yer almadı. Uluslararası Filistin İntifadasına destek konferansı başlığı altında yapılan bir konferanstı burada. Filistinli başta Hamas ve İslami Cihat olmak üzere birçok direniş örgütü burada toplantıya katılmıştı. Hizbullah'tan da Nasrallah'ın yardımcısı Naim Kasım toplantıya katılmıştı. Burada çok önemli birkaç madde karara bağlanmıştı. Bunlardan biri İsrail eğer Filistin'e Gazze'ye saldırırsa, Hizbullah bunu kendisine saldırı olarak kabul edip Hizbullah cephesinden de yani Lübnan cephesinden de bir saldırı İsrail'e başlatılacağı. Tam tersi olursa yani İsrail, Lübnan'a saldırırsa Filistin direnişi de bunu kendisine saldırı olarak kabul edip karşılık verecekti. Bu önemli bir karardı. Lübnan Hizbullah'ı ile Filistin direnişi arasında bu konuda mutabakat sağlanmıştı. İkinci husus ise Filistin direnişi ile Hizbullah ve dolayısıyla İran bilhassa Devrim Muhafızları ve Devrim Muhafızları'nın da hususen Kasım Süleymani'nin komutanlığını yapmış olduğu Kudüs gücü bu konuda ittifak etmişti. Golan'dan yani Güney Suriye'den İsrail'e yeni bir cephenin açılması konusunda ittifak etmişlerdi."

‘İSRAİL'E KARŞI GOLAN PROJESİ ADIYLA ÜÇÜNCÜ CEPHE AÇMA ÇALIŞMASI VAR'

Suriye'deki savaşın geldiği noktada son dönemde İran'ın Devrim Muhafızları, Hizbullah ve Filistinli grupların İsrail sınırlarındaki etkinliklerine dikkat çeken Bursa, ‘Golan projesi' adı verilen hamlenin Trump'ın kararında etkili olabileceğini vurguladı. Bursa, İsrail'in Suriye yönetimine ülkede çatışmaların bitmesi isteniyorsa İsrail sınırlarındaki çalışmalara müsaade edilmemesi gerektiği mesajı da yolladığını dile getirdi:

Hamaney: ABD İran devrimine karşı engelleyici adımlar atmaya çalışıyor, ancak amacına ulaşamıyor
"Son 7 ay zaman zarfında Suriye'deki hareketliliği takip ettiğimiz zaman ciddi bir ilerlemenin de olduğunu gözlemliyoruz. Nitekim son birkaç aydır İsrail bu konuyu ciddi anlamda tartışıyor. İsrail organlarında önceliğimiz Gazze midir yoksa Lübnan yani Suriye'nin güneyi midir şeklinde tartışmalar yapılıyor. Bu 7-8 yıl içerisinde İsrail zaman zaman Suriye topraklarında hava saldırıları gerçekleştirdi. Fakat son dönemde Suriye'deki bilhassa güney kısmına saldırılarını yoğunlaştırdı. Devrim Muhafızları'nın desteği ile Hizbullah bu bölgede İsrail'e yeni bir cephe açma çalışması yapıyor. Bu planın adı Golan projesi. Golan projesi başlığı altında bir silahlı yapılanma oluşturuluyor Güney Suriye'de. Bunun başında ise Musa Dakduk isimli çok önemli bir Hizbullah komutanı yer alıyor. Nitekim Musa Dakduk, Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'ı işgal döneminde Irak'ta çok önemli operasyonlara imza atmış. Hatta 2005'te 5 Amerikan askerinin öldürüldüğü saldırıdan sorumlu tutulmuş, Irak'ta tutuklanmış, 2011-12'ye kadar cezaevindeydi. Nuri el Maliki döneminde ise serbest bırakılmıştı. Sonra Lübnan'a dönüp Hizbullah'taki görevine geri gelmişti. Bu isim bu planın başında ve yoğun bir istihbarat çalışması yapılıyor bölgede Golan projesi adı altında. Bu önümüzdeki safhalarda önemli bir silahlı yapılanmaya, İsrail'e üçüncü bir cephe açacak bir silahlı yapılanmaya dönüşebilir. İsrail'in son dönemde Suriye'nin güneyine saldırılarını yoğunlaştırmasının temel nedeni Beşar Esad yönetimine ‘Eğer bu saldırıların bitmesini istiyorsanız Güney Suriye'de böyle bir çalışmaya müsaade etmeyin' mesajı taşıyor."

‘İSRAİL SALDIRILARLA ESAD'IN ÜZERİNDE BİR BASKI OLUŞTURMAK İSTİYOR'

Bursa'ya göre, İsrail'in Suriye'nin güneyini hedef alan saldırılarının asıl hedefi Şam üzerinde baskı kurmak. İran ve Hizbullah'ın Golan'daki Dürzilerle de yakın ilişkiler geliştirdiğini anlatan Bursa, üçüncü cephenin açılması konusunda ısrarcı bir tutumun dikkat çektiğini aktardı:

Lavrov: Golan Tepeleri kesinkes Suriye’nindir
"İsrail bu saldırılarda birkaç mesaj veriyor. Suriye'ye dönük mesajı şu: ‘Esed sen burada Cumhurbaşkanı isen, buradaki 1974 anlaşmasına uy ve burada böyle bir yapılanmaya müsaade etme. Yoksa ben bu saldırıları durdururum'. Dolayısıyla burada saldırılarla Güney Suriye meselesinde Esad'ın üzerinde bir baskı oluşturmak istiyor. Diğer taraftan ise Devrim Muhafızları ve Hizbullah'a burada üçüncü bir cephe açılmasına müsaade etmeyeceğim mesajı veriyor. Ama Hizbullah ve Devrim Muhafızları'nın bu konuda ısrarlı olduklarını biliyorum. Hizbullah'a yakın kaynaklarla yaptığım görüşmede üçüncü cephenin açılması konusunda da ısrarcı olduklarını söylüyorlar. Diğer taraftan sadece bir silahlı yapılanma meselesi değil aynı zamanda Hizbullah oradaki yapılanma hem Golan'ın Suriye tarafında hem Golan'ın diğer tarafında olan Dürzilerle de yakın ilişkide bulunuyorlar. Nitekim Amerika Birleşik Devletleri'nin Golan kararı sonrası Golan'ın hem İsrail tarafında hem Suriye tarafındaki Dürziler protesto gösterileri yaptı ve Trump'ın kararını protesto ettiler. Burada elbette Hizbullah'ın bu Dürzi halkla yakın ilişkisinin bir sonucu olarak da değerlendirebiliriz.

‘ABD GİRİŞİMİ İRAN EKONOMİSİNİ ZORLAR'

ABD'nin Devrim Muhafızları ile ilişki kuran ülkelere ne gibi yaptırımlar uygulayacağını haftaya açıklayacağını söyleyen Bursa, İran ekonomisinin yüzde 30'unu oluşturan Devrim Muhafızları'nın ABD'nin de bu girişimiyle İran ekonomisini zorlayacağını ifade etti:

İran Cumhurbaşkanı Ruhani: ABD’nin yardımları engellemesi benzeri görülmemiş bir cinayettir
"Amerika Birleşik Devletleri bu kararla beraber Devrim Muhafızları'nın hem Irak hem Suriye noktasında rahat hareket etmesinin önüne geçiyor. Irak Dışişleri Bakanı'nın bugünkü açıklamasına baktığımız zaman çok yuvarlak ve muallak bir açıklama, diyor ki ‘Amerika'nın Devrim Muhafızları ile alakalı kararı konusunda nasıl tavır alacağımızı belirleyeceğiz'. Yani karşıyız demiyor. Nitekim Amerika da bu Devrim Muhafızları ile ilişki kuran ülkelere ne gibi yaptırımlar uygulayacağını haftaya açıklayacak. Bunun iki etkisi olur. Birincisi İran Devrim Muhafızları'nın İran ekonomisinde önemli bir yeri var. Dolaylı olarak İran Devrim Muhafızları irtibatlı birçok şirket var ve İran ticaretinde önemli yerleri var bu şirketlerin. Önümüzdeki dönemde bu şirketlerin Devrim Muhafızları'nın şirketi olduğu iddiasıyla birtakım kararlarla karşılaşabiliriz. Dolayısıyla bu İran ekonomisini zora sokar. Yüzde 30 civarında bir etkiye sahip olduğu ifade ediliyor.

‘SICAK ÇATIŞMA YERİNE DOLAYLI MÜCADELE İÇİNE GİRİLECEK'

Bursa'ya göre ABD ile İran arasında sıcak çatışmadan ziyade dolaylı bir mücadelenin devam etmesi beklenmeli. Irak'ta Tahran yanlılarının siyasette etkilerinin artmasına da dikkat çeken Bursa, ABD'nin bu ülkeden tümden çıkartılmasının gündeme taşındığını anımsattı. Bursa, İran'ın yine Afganistan üzerinden de ABD'ye baskı kurmak için Taliban'la temaslarda bulunduğu görüşünü dile getirdi:

Afganistan’da 3 ABD askeri öldürüldü
''Diğer taraftan da sıcak çatışma noktasında böyle bir ihtimal var. Ama ilk etapta bence dolaylı bir mücadele içerisine girilecek. Irak'taki Haşdi Şabi bileşenlerinin son birkaç aydır Amerikan askerlerinin Irak'tan çıkarılması konusunda bir ısrarı var. Haşdi Şabi bileşenleri son dönemde parlamentoda belli bir grupları var. Hadi Amiri gibi önemli bir isim milletvekili oldu. Bunlar Irak parlamentosuna Amerikan askerlerinin Irak'tan çıkarılması konusunda bir tasarı sunmuştu. Bu tasarı henüz oylanmadı ve Haşdi Şabi üzerinden Irak parlamentosunda bu tasarının onaylanması konusunda telkinleri var. Mukteda el-Sadr en büyük grup burada, onların da bu tasarıya karşı olmadığını biliyoruz. Diğer taraftan Adil Abdül Mehdi de hafta sonu İran'daydı. Hamaney ile bir görüşme yaptı. Hamaney hiç lafı eğip bükmeden çok net ifadelerle ‘Amerikan askerlerini Irak topraklarından çıkarmalısınız, uzun süre kaldıktan sonra bu askerleri çıkarmak birtakım problemler oluşturuyor' diyerek net şekilde tavrını koydu. Yemen'de dolaylı olarak Suud üzerinden bir baskı oluşturacak, Güney Suriye'den bir baskı oluşturacak. Hatta yakın dönemde İran ve Taliban arasında birtakım görüşmeler medyaya yansımıştı. Bu görüşmenin detayları da İran tarafından nispeten açıklanmıştı. Taliban üzerinden Afganistan'da Amerika'ya bir baskı uygulanabilir. Bu dolaylı çatışma şeklinde değerlendirilebilir. Ama bu coğrafyanın içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurduğumuz zaman sıcak çatışmaya dönüşme ihtimali var. Ama bugünden yarına böyle bir çatışmayı beklemek doğru olmaz. Zaman içerisinde şartların değişmesiyle bu mümkün olabilir."

Yorum yaz